Kişiler arası diyaloğun vazgeçilmezi oldu; hakaret içeren, inciten, kin ve nefret söylemleri. Esra Albayrak'ın minik yavrusunun dünyaya gelmesi, anne ve babalığın hiçbir mevkinin üstüne çıkamayacağı insani bir mutluluğu yine nefret söylemleri ile gölgeleyen hadsizler oldu.

Burada mesele Berat Albayrak'ın çocuğu olması değil. Hangi bebeğe, anne babaya bu saygısızlık yapılırsa yapılsın kabul edilemez bu saygısızlık. Anlıyoruz ki: sosyal medyalara yönelik yasal düzenlemelerin gelmesi oldukça gerekli. İnsanlar zihinlerinin en ücrasına gizledikleri nefret içerikleri ile karşıdakinin sınırlarını geçme cüretini kendinde bulmamalı. Buluyorsa, yasalarla kişisel haklar korunma altına alınmalı.

Bazı büyüklerimizi de izliyorum, laf sokma yeri, incitme yeri, yüz yüze konuşamadıklarını zan ve dedikodu kisvelerine sarıp laf atma derdindeler. Twitter insanoğlunun kişisel parazit atma, siyasilerin kışkırtma ve show yeri, entrikacıların kargalarla haber gönderildiği yıllardan esinlenen tweety kuşu ile haber gönderme, namı diğer iğneleme yeri. Toplumsal faydanın, barışın, kalkınmanın amaçlandığı bir dilin kullanılmasından ziyade bölünmenin temelinin atıldığı bir alan.

Hepinize çuvaldız hediye ediyorum, iğneleyici dilinizin promosyonu olarak.

TACİZ DEĞİL Mİ?

Yolda yürürken birisinin size laf atması, saldırması, eleştirmesi tamamen bir tacizse, sosyal medya dünyasında yapılan nefreti körükleyen her söz, kanunen taciz olarak değerlendirilmeli, yaptırımı olmalı.

İnstagram; kişilerin estetik, kişisel albüm, cam duvarları ve cam kapısı olan herkesin izleyebildiği sözde mahrem alan… Facebook desen, Anadolu kökenli ama batıya özentili geçiş döneminde olan halim selim bir alan… Ama Twitter a bir giriyorsunuz, herkes cihatta mübarek; cephanesini almış, birbirine barutu, füzeyi, top tüfeği kullanma fırsatını gözetleyecek kadar hoşgörüsüz, vicdan ve kişiliğin giyiniksiz hali ile üçüncü dünya savaşında.

İçlerindeki tüm kurtların döküldüğü bu alan, korkutucu ve bölücü bir halde.

Siyasettekilerin sosyal medyayı barışçıl kullanımının önemini toplumsal fayda açısından ne kadar önemli olduğunun ispatı Twitter. Ancak bunun tam aksine, şehrin ve ülkenin dinamiklerinin sosyal medyayı bizatihi patlamaya hazır bir dinamiğe çevirdiğini izlemekteyiz.

Hangi görüşten olursak olalım sınırlar korunmuyor. Ne AK Parti'nin, ne MHP'nin ne CHP ve diğer siyasi parti ve kuruluşları üyelerinin had aşmaya hakkı yok. Ne iktidarı elinde tutanın, ne iktidar olmayanın, ne de kişilerin…

Ne oluyoruz! Bıçak, kılıç kesici yaralayıcı ne varsa kuşanmış, diş dişe, kim kimi yaralarsa. Oysa bütün savaşlar, önce insanın zihninde kazanılır. Dillerinizi içeri çekin, yılan gibi toplumun arasında sinsice dolaşıp, ilk fırsatta sokup zehrinizi saçmayın.

Kalpte kopuş olunca zihinde de olur. Zihinde kargaşa olursa dilde de olur. Dil şaşarsa düşünce de şaşar. Düşünce yamulunca hayat da yamulur. Vaziyetimiz bu…