Büyük usta Orhan Gencebay ne kadar da güzel söylemiş; 'Gelin birlik olalım, yarın çok geç olmadan. Gelin birlik olalım, vazgeçelim öc almadan.'
Evet değerli dostlar, değerli güreş severler; Tarihi Edirne Kırkpınar Güreşleri'ne yaklaşık 10 gün gibi kısa bir zaman kaldı. Pehlivanlar, camia, bizler tam Kırkpınar'a hazırlık yapmamız gereken zamanda Kırkpınar'a adapte olamıyor, her hafta yapılan güreş organizasyonlarında yaşanılan sorunlarla meşgul oluyoruz.
Her kafadan bir ses çıkıyor. Bilen de bilmeyen de konuşuyor. Hani bir söz vardır ya doğru tekdir diye. Evet doğru tekdir. Baktığınızda herkes de doğruyu söylüyor aslında.
Pehlivan, 'Yeniş yoktu diyor, kuleye itiraz ediyor.' Ağa, 'Bugün burada hakem heyeti iflas etmiştir.' diyor. Hakemler, 'İşte bize şu kadar pehlivan var. Biz de bu kadar hakem bu güreşe yeter diyoruz. Bir geliyoruz ki; buradaki pehlivan sayısı nerdeyse 2 günlük güreş gibi.' diyor. Kırkpınar Ağası, 'Üçüncü ihtarın gecikmesine daha fazla dayanamıyor ve sahaya iniyor, pehlivanın kolunu kaldırıyor.' (Özellikle belirtmekte fayda görüyorum. Kesinlikle ve kesinlikle ağanın bu hareketini tasvip etmiyorum. Uygularken yanlış uyguladığını düşünüyorum. Bunun yolu bu değildi.) Görev alamayan hakemler, 'Haklı olarak ayrım yapıldığını düşünüyor, neden görev verilmediğini sorguluyor.' MHK Başkanı, 'Herkes herkesle çalışmak istemeyebilir, herkes göreve geldiğinde kendi ekibiyle çalışmak ister.' diyor. Ali Gürbüz hayranları, 'Bu sene bizim senemiz inşallah kemer Antalya'ya gelecek deyip sosyal medya mesajlar verirken, bazı yaşanan durumlardan dolayı Kırkpınar Ağası'nın Ali'nin kemerini yakmak istiyor düşüncesinden kurtulamayıp, bu kuşku içinde Kırkpınar'ı bekliyorlar.' (Öyle olumsuz bir durumu aklınızın ucuna dahi getirmeyin. Kimse bu duruma tevessül etmez. İçiniz rahat olsun.) TGF Basın ve Yayın Kurulu Üyesi, 'Yaşanılan bazı durumlardan dolayı rahatsızlığını dile getirerek, bu kurulun sadece isimlerden ibaret olduğunu ve bugüne kadar da hiçbir çalışmanın yapılmadığını söyleyerek istifa ediyor.' Az önce bu paragrafın başında da belirttiğim gibi herkes bir anlam da doğruyu söylüyor. Herkesin olaya bakış açısına göre doğru mu, doğru. Yani herkes kendince haklı mı, haklı.
Şahsi olarak da şunu ifade etmek istiyorum. 2004 yılından bu yana güreş geziyorum. Gerek saha içinden gerekse saha dışından sizlere hizmet ediyorum. Yaptığımız programlarla, yazdığımız yazılarla camiaya fayda sağlamaya çalışıyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ki; 'Ben bu seneye kadar böyle sıkıntılı, böyle gergin, böyle kaotik bir ortamın olduğu yağlı güreş sezonu görmedim, duymadım.' Onun için de sağduyuyu elden bırakmayalım. Öyle ya da böyle birbirimize destek olalım.
Camia olarak şunu bilmeliyiz ki; bize bizden başka dost yok. Hatta bizim dostumuz da düşmanımız da içeride, dışarıda değil. Ayın 29'unda yağlı güreş camiası başkanını seçecek. Önümüzde de Kırkpınar var. Kırkpınar'da da altın kemer senesi var. Bu nedenle arkamıza değil önümüze bakıp; pehlivanıyla, seyircisiyle, hakemiyle, cazgırıyla, basınıyla bir olup birlik olup Kırkpınar'a adapte olalım.
Eksikler, hatalar yok mu elbette ki var. Her zaman da olacaktır. Önemli olan kasıt olmasın. Hatalar oluyorsa da en azından Kırkpınar öncesinde yapılan yöresel güreşlerde olsun. Ama asla ve asla Tarihi Edirne Kırkpınar'da olmasın. Onun için şimdiden gerekli önlemler alınsın. Allah'ın izniyle kimsenin 1 yıllık emeği zayi olmasın.
Kırkpınar'a az bir zaman kaldığı için, belki bu süre zarfında başka bir yazı daha yazmaya fırsatımız olmayabilir. O nedenle; Kırkpınar'da kol bağlayıp güreş tutacak olan, minik 1 boyundan baş boyuna kadar tüm pehlivanlarımıza başarılar diliyor, her şeyin gönüllerince olmasını temenni ediyorum.
Allah derman versin.
Kalın sağlıcakla...