Kusura bakmayın siyasiler, kusura bakmayın çevreciler, kusura bakmayın dünya. Bugün Ramazan.
Bugün on iki ayın sultanını karşılıyoruz.
Bugün günahlardan koşarak kaçıyoruz. Sevaplar kat kat yağıyor demişlerdi ya bize. Biz de yararlanalım o sevaplardan. Mübarek ayın sevabından, huzurundan belki bize de bir parça düşer.
Öncelikle bu sıcaklar oruç konusunda hepimizi sınayacak gibi duruyor. Ama her yıl Ramazan yaklaştığında büyük annem derdi ki `Allah yardım eder.` O yüzden sıcakları düşünmek yerine orucun, Ramazan`ın keyfini çıkarmaya bakın derim…
Ramazan hep bereketli gelir derler. Biz inanırız buna.
Yaşarız hatta. Severiz içten içten bu muhabbeti.
Belki eskisi gibi Ramazanlar’da küsler barışmaz. Hani Ramazan`ı vesile etmeyiz bu işe.
Sonra akrabaları ziyaret etmeyiz. Bayrama bırakırız o işi. Sonra bu Ramazan beş vakit namaz kılmamıza vesile olsun diye düşünürken bir bakarız Ramazan bitivermiş.
Ama bu Ramazan ertelediğiniz bir işi mutlaka yapın, yapın ki bu Ramazan farklı olsun.
Orucu kendinize eziyet haline getirmeyin.
Bakın bir çok doktor orucu daha rahat tutabilmemiz için, daha az susamamız için yada daha uzun süre tok kalabilmek için bir sürü seçenek sunuyor size. Biraz doktorlara kulak verebilirsiniz.
Ama dikkat edin, hepsi iftarda ve sahurda az yenilmesi gerektiğinden bahseder. Ve orucun da hikmeti çok yemek de değil, nefsi idare etmekte. Akşama kadar boş midelerinizi iftarda pirzolalarla doldurmak yerine daha fazla fakiri doyurun diyor dinimiz.
Bir de bu Ramazan dikkatimi şey çekti. Ramazan ile alakalı ne çok kitap var değil mi?
Ramazan`ın hikmetini, bereketini anlatan…
Ramazan`da neler yapmamız gerektiğini nelerden sakınmamız gerektiğini anlatan. Ramazan ile alakalı bildiğiniz şeyler "on iki ayın sultanı, oruç tutmak bir de günahlardan uzak durmak" ile sınırlıysa muhakkak derim ben, gidip okuyun, öğrenin bu Ramazan.
Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan.
