Geçen gece saat 02:00 civarı. Ev arkadaşlarımla birlikte muhabbet ediyoruz. Bir anda hepimizin dikkatini Türk Hava Yolları`nın yeni reklam filmi çekti. Yeni, ama kaçıncı kez izliyorum, dinliyorum. Her seferinde tüylerim diken diken oluyor. Ah diyorum Mehmet Âkif nasıl bir şiir bu. Her birimiz pür dikkat dinliyoruz marşımızı. Dinlettiriyor kendini.

Ev arkadaşlarımdan bir tanesi türkçe öğretmeni. Bir soru sordu bize, "İstiklâl Marşı`mızın dokuzuncu kıtası nasıl başlıyordu?" dedi.

Gecenin bir yarısı başladık okumaya marşımızı. Bazen kıta atlıyoruz, bazen karıştıyoruz. Aslında hepsini biliyorduk biz. Biraz zaman sonra bulduk dokuzuncu kıtayı.

Ama altı, yedi, sekizin yerini karıştırdık. Beşinci kıtanın yerini de karıştırmış olabiliriz.

Aman Allah`ım kendimden utandım. Biz ki İstiklâl Marşı okuma yarışmalarına katıldık. Öğretmenlerimiz günlerce haftalarca uğraştılar ezberleyelim diye. Sonra evde annemize bağıra bağıra ezberimizi okuduk. Ama şimdi kendi marşımızda kıtaların yerlerini karıştırıyoruz.

Şimdi gençler, propagandaları, bağırıp çağırmaları, isyankar takılmaları, devleti evirip çevirmeyi, devrim yapmayı bir kenara bırakın gelin de İstiklâl Marşı`nı tekrar edelim.

Mehmet Âkif demedi mi bize, "Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın" diye.

"O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım,

Her cerihamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır ruh-ı mücerret gibi yerden naşım;

O zaman yükselerek arşa değer, belki, başım."

www.twitter.com/elifnuruyanik