Günler önce bir arkadaşım internette küçüklük fotoğrafını paylaşmış.Altına da not düşmüş, "hiç değişmemişim..."

Ben de aldım küçüklük fotoğraflarımı elime, baktım, inceledim…

Sonra düşündüm. Ben değişmiş miyim?

Farkettim ki çok geriye gitmişim.

Halbuki henüz 3-5 ay öncesine geri döndüğümde bile bugünle ne kadar farklıolduğumu görebiliyorum. Belki dışarıdan biri fark edemiyor ama ben fark ediyorum. Tabi bu değişim yeni biri oldum, anlamında değil.

Bu gelişen bir kafa, genişleyen bir ufuk, hızlıca geçen zamanın bana hissettirdikleri. Yoksa o 5 yaşındaki halimi hala hissedebiliyorum.

O ben değilim, diyemiyorum…

Hatta ne tatlıydım diye espri bile yapabiliyorum..

Kendimdeki değişimi en iyi far kettiğim, hatta değişimi en iyi hissettiğim dönem 17`den sonrasıydı. Üniversiteye geldiğim yıldan itibaren bana sorduklarında şunu diyebiliyordum; “Her dönem bir önceki dönemden daha iyiydi. Elhamdülillah…”

Gerçekten bu böyleydi. Her yıl bir önceki yılı solladı. Her yıl bir önceki yılı küçümsedi. Ben küçümsemedim. Hatta; “daha iyi olabilirdim”in üzüntüsünü yaşadım.

Her yıl“bilmediğim ne çok eksiğim varmış” dedim.

Şimdi acısınıçektiğim konu “neyi bilmiyorum” meselesi.

Bilmediğin şeyi gider öğrenirsin değil mi?

Ama neyi bilmediğini bilmezsen öğrenemezsin.

Tatil bana bunları düşünme fırsatı veriyor. Şimdi oturup bilmediklerimin listesini yapacağım.

Gidip öğrenebileyim diye…

Önümüzdeki yıl, bu yılı sollasın diye...

Kendimi fark edebileyim, fotoğraflara bakınca gülümseyebileyim diye…

Değişmek mi dersiniz, büyümek mi dersiniz bilmiyorum ama aynı kalmayın derim ben, gelişin. Değişmek mümkün; mesele doğru değişiklikleri yapmakta..

Allah’ın Hallâk ve Muntakım esmasından pay alalım.

Değişmek hayatın en değişmeyen yasasıdır.

www.twitter.com/elifnuruyanik