Adını ilk bakışta “Satranç-ı Urefa” olarak okudum. Sonra dikkatli bakınca “satranç” kelimesinin aslında “şatranc” olduğunu gördüm.

Satranç= şeriat+ tarikat+hakikat+ marifet

Hiç düşündünüz mü “satranç” kelimesi hangi anlamı ifade eder. Kitaptan öğrendiğim bu bilgi beni şaşırttı doğrusu. Satranç kelimesi Sanskritçede “çaturanga” demekmiş. Bu bileşik kelimedeki çatu ‘dört’, ranga ise ‘yol’ anlamına geliyormuş. Yani satranç, tasavvufta dört yolu ifade ediyormuş: “Şeriat, tarikat, hakikat, marifet.”

Muhyiddin-i Arabi Hazretleri 8 asır öncesinde keşfetmiş “şatrancı.”

Öğrencilerine tasavvuf yolunu öğretmek ve onları arif olmaya davet etmek için öyle bir oyun icat etmiş ki, ben bu oyuna bayıldım.

Yaklaşık 3-4 yıl öncesinde bir arkadaşım bana kitap fuarından hediye almıştı. Hediye bir oyundu. Satranca benziyor ama üzerinde Arapça kelimeler vardı. Bir de el kitabı vardı yanında. Oyunu nasıl oynayacağımızı anlatıyordu. Oyun mu dedim? Hayır hayır bu bir oyun değil…

Kitapta öyle yazıyor. “Şatranc-ı urefa” yani “ariflerin satrancı” satrançtan farklı.

Şatrancın levhası, “Sevgili”ye kavuşma çabası içinde zor ve meşakkatli geçen dünya hayatının kuşbakışı bir haritası gibi. Rabbimize ulaşmak için yürümek zorunda olunan yolda, önümüze çıkacak sayısız hamleden yalnızca yüz tanesini işaret ediyor. Tasavvuf yolunda bu yüz hamleden sonra “Visal”e ulaşılabiliyor.

Oklar yükseltiyor, yılanlar düşürüyor. Arif olanlar için işin üstatları tarafından hazırlanan bu satrancın "yılanları" nefsin rezil hallerini temsil ediyor, "okları" ise yüksek mertebelere çıkarıyor yolcularını.

Bu kadim satrancın mimarı Muhyiddin`i Arabi Hazretleri, Rabb`e vasıl olmak için yürümek zorunda olduğumuz yolda önümüze çıkacak sayısız hamleden yalnızca yüz tanesine işaret ediyor.

Visal`e ermek için tasavvuf yolunda sıralanan bu yüz kelime, aynı zamanda yüz farklı hamleye denk geliyor. İlk hamle, Zillet. Bu Şatranc Levhası`nın en alt basamağı oluyor. Zillet; hakirlik, horluk demek.

Evet pek kolay görünmüyor öyle değil mi?

Ama kimse kolay demedi...

Emin olun çok zekice hazırlanmış, ve sizi bir çok şeyi düşünmeye itecek bir “Şantrac.”

Hem tasavvuftaki mertebeleri hem de birçoğu kullanılmadığı için unutulan 100 kelimeyi tekrar öğrenmek için bu oyun çok ideal. Tablo yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı gibi kazanma gayesiyle oynanacak bir oyun olmaktansa insanın kendini tanımasını amaçlamaktadır.

Tablo, iyi ve kötü ahlakın temel kavramlarını muhataba öğretmek ve onu hayat yolculuğuna hazırlamaktır.

Necip Fazıl’ın yorumuyla;

“Şeyh-i Ekber Muhiddin-i Arabi Hazretleri’nin (1165-1240) Şatranc-ı urefa isimli meşhur mağfiret yolu tablosunda birtakım küçük yılanlar vardır ki, kötü huyları temsil eder ve insanı mütemadiyen aşağı kademelere düşürür. Yılanlı mıntıka geçildikten sonra da birtakım oklar vardır ki, iyi huyları temsil eder ve insanı mütemadiyen üstün kademelere uçurur. Fakat gurur, bu tabloda, her tehlike bittikten ve en üstün derece elde edildikten sonra kalan muazzam bir yılandır ki, başı kemalin taa yanında, kuyruğu da zevalin taa dibindedir. Bu yılanın başına basan, göğün yedinci katından yerin yedinci katına düşer ve mahvolur…"

www.twitter.com/elifnuruyanik