Hayırlı haftalar geçirmeniz dileğiyle bugünkü yazıma başlıyorum...
Maşallah kadınlarımız toplumunun her alanında var, olmalılar da.
Okuyucularım ve beni tanıyanlar çok iyi bilirler ki; ben Hendek'liyim, Hendek'te ikamet ediyorum. Bunu da her platformda gururla söylüyorum.
Yine bugün, her zaman olduğu gibi işe gelmek için Hendek'ten yola koyuldum. Adapazarı'na geldiğimde şehir içi çalışan kırmızı dolmuşları kullanmam gerekti, araca bindim aracı şoför bey değil şoför hanım kullanıyordu.
Duraklardan her yolcu aldığında yolcularını araca biner binmez maske konusunda nazik bir dille uyarması, ücret alırken teşekkür etmesi, aracı kurallara uygun, çok dikkatli kulmanması örnek alınması gereken bir davranıştı.
Erkek ve kadın ayrımının yapılmamasının savunulduğu günümüzde kadınların her iş alanında olmaları takdire şayan bir durumdur.
Bu nedenledir ki; biz erkeklere düşen kadınların arkasında durup onlara destek olmaktır. Kadınların yarına daha güvenli bakmaları, ayaklarını yere sağlam bir şekilde basabilmeleri için desteğimizi onlara hissettirmemiz gerekmektedir.
Başarılı bir erkeğin arkasında başarılı bir kadın varsa, başarılı bir kadının arkasında da başarılı bir erkek neden olmasın...
Hendek'te çarşı merkezinde bulunan çay ocakları SOS veriyor...
Geçmiş dönemlerde, çarşı merkezinde bulunan çay ocakları ile alakalı problemler gündeme gelmiş, tam olmasa da yarım yamalak geçici çözümler bulunmuştu.
Neydi bu problemler bir bakalım.
Kadınlar tarafından çay ocaklarının ve çay içmeye gelen müşterilerinin kaldırımları işgal ettiğini, kaldırımdan yürüyemediklerini, çevredeki kalabalıktan rahatsız olduğunu söylüyorlar.
Peki tamam haklılar diyelim...
Erkekler de haklı, çay ocağı işletmecileri de haklı, peki ya o zaman kim haksız?
Yeni başkan Turgut Babaoğlu göreve geldiğinden bu yana bu konu ile alakalı çalışmalar yaptı. Ama bir sonuç vermedi. Başkan Babaoğlu, kaldırımda yürüyen kadınları düşündü de, evine ekmek götürmek için çalışıp dididen ve evde ekmek bekleyen kadınları düşünmedi mi?
İlk olarak gündüz dışarıya masa atımı yasaklandı. Sonra akşam 19:00'dan sonra serbest edildi. Şimdi de gündüz de yasak akşam da yasak.
Esnaf bu durumdan muzdarip, pandemiden dolayı zaten işyerlerinin bir müddet kapalı kaldığını, daha sonra açılsa da içeride kapalı alanda kimsenin oturmadığını, sağlık koşullarından dolayı tek kullanımlık kağıt bardak kullandıklarından yarı yarıya bardak parası için çalıştıklarını, hatta şu andan itibaren ise herkesin alışkanlığı olan cam bardaktan vazgeçemediği için daha sağlıklı bir şekilde hizmet verebilmeleri için bulaşık makinesi aldıklarını, biz bu kadar hassas davranırken Belediye Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin kendilerine hassas davranmadığını söylüyorlar.
Aslında bazı şeylerin çözümü çok basit ama uygulamaya koyabilirsen tabi.
Burada kaldırımda yürüyenleri düşünürken de, orada çay satan esnafı ve ondan çay içen, eşiyle dostuyla akşam iş çıkışında oturup hasbihal edenleri de düşünmemiz lazım. Kaldırımın ortasını yarım metrelik genişlikte şerit şeklinde çizersinsin, yada kaldırımın dibine araç parkeden vatandaşların çarşı merkezine araç park etmesine izin vermezsin, araçları oradan çektirirsin o bölgeyi çay ocaklarının kullanımına açarsın. Dileyen istediği gibi kaldırımdan yürür...
Kaldırımdan yürürken çay içen insanlardan rahatsız olduğunu söyleyen kadınlar sizede bir sözüm var. Unutmayın ki; orada çay içenler ya sizin abiniz, babanız, eşiniz, komşunuz. Yani tanıdığınız birileri...
Bu Hendek hepimizin, hepimiz kardeşçe yaşamak için bir birimizi anlamamız anlayışlı olmamız lazım. Çünkü başka Hendek yok.
Ve son olarak yetkililere şunu soruyorum...
'Amacınız üzüm mü yemek, yoksa bağcıyı mı dövmek'
Kalın sağlıcakla...