Sizlerden tek bir ricam var, bu yazıyı sabırla sonuna kadar okuyun ve bizi ona göre teraziye koyun yargılayın...
Nereden baksan yirmi yıldır iyi kötü, artı eksi elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince çıkarsız menfaatsiz, kimseyi hiçbir gücü arkamıza almadan, tamamen kendi imkanlarımız dahilinde, kendi gücümüzle Ata sporumuz güreşe hizmet veriyoruz.
Miniğinden Başpehlivanına Cazgırına, Davul Zurna ekibinden Hakemine, MHK'sinden Federasyonuna, elimizden geldiğince, dilimizin döndüğünce eğmeden bükmeden, kimsenin güdümüne girmeden, gerçekleri, doğruları, doğruluğuna inandığımız konuları konuştuk, yazdık, savunduk...
Sakarya Hendek'te Başaltı Pehlivanımız Metin Alpaslan Temizce Pehlivanımız, Hendek Belediyesi tarafından tek taraflı olarak iş akdi sonlandırıldı. Bir kere şunu kesin ve net olarak söylüyorum. Sebep her ne olursa olsun hiçbir pehlivanımız mağdur edilmemeli. Aksine desteklenmeli. Bu konuda bizler de elbette ki; pehlivanımıza yapılan bu durumu kesinlikle ve kesinlikle haklı bulmuyoruz.
Gelelim asıl meseleye, böyle bir durumda Cemil Tekin ve Yalçın Kaynak neden bu duruma sesiz kaldı. Bunun cevabını değerli güreş camiamıza verirken, bazı sırtlanlara da, kan emici onun bunun sırtından geçinen asalaklara da cevap vermiş olacağız...
Metin Pehlivan, güreş camiasında kendisini pehlivanlığı, adamlığı, mertliği ve yiğitliği ile zaten kanıtlamış, camia içinde herkesin sevgisini, takdirini kazanmış, kendisini ispatlamış bir yiğittir. Metin Pehlivan kaybetmez. Metin Pehlivan mağdur olmaz. Metin Pehlivan'a bu camiada herkes kapılarını sonuna kadar açar. Hiç kimse Metin Pehlivan üzerinden pirim yapmaya, yaygara koparmaya çalışmasın. Metin Pehlivan'ın ne bizim, ne de sizlerin koruma kollamasına ihtiyacı yok...
Ayrıca, bu yirmi yıl içinde Metin Pehlivanımız da dahil olmak üzere; Sakarya'nın Hendek'in ve birçok bölgedeki pehlivanlarımızın yanında kim var, kim yok bunu bilenler çok iyi bilir. Biz, Metin Pehlivanımızın her daim yanında olduk. Bu süreçte de, pehlivanımıza faydalı olabilmek ve zarar vermeden bu süreci pehlivanımızın lehine çevirebilmek için bir haftadır ikili ilişkilerimizi kullanarak çalmadık kapı, görüşmedik insan bırakmadık. Bu süreçte pehlivanımızla da zaman zaman istişare halinde idik...
Geldiğimiz noktada da pehlivanımız bize, "Abi kimse ile görüşmenize gerek yok kırılan kol eskisi gibi olmaz. Abi bu saatten sonra ben Hendek Belediyesi adına değil, Hendek adına güreşeceğim. Kimseye asla savaş falan da açmış değilim. Kimseyle de bir işim yok" demiş ve bu konuyu kapatmıştır.
Gelelim madalyonun öbür yüzüne; "Kim mağdur? Kim değil" buna sizler karar verin...
Cemil Tekin ve Yalçın Kaynak bu camiaya hizmet ederken ne kazandı? Ne kaybetti? Lütfen, bu kısmı çok dikkatlice okumanızı sizlerden rica ediyorum. Elinizi vicdanınıza koyun ve bir kıyaslama yapın.
Cemil Tekin; güreş için, pehlivan için, bu camia için hizmet ederken işini, aşını, (Eşini) evet yanlış duymadınız (Eşini), yuvasını kaybetti. Bu durumu belki de güreş camiasında birçok kişi bilmez. Fakat, Sakarya'nın, Hendek'in pehlivanları ve güreş camiasındaki etkili ve yetkili kişiler bunu çok iyi biliyordu. Bu durumda bile Cemil kardeşim güreş camiasından kopmadı. Güreş'ten güreşe, programdan programa koştu. Bu durumu hiçbir kimseye hissettirmeden güreşe hizmet vermeye devam etti. Bu süreçte geçmiş dönem belediye yönetimi de Cemil kardeşimin basın gücünü bildiğinden dolayı binbir türlü vaatle kardeşimizi er meydanlarından siyaset meydanlarına çekti. Sonuç seçimi alan dönemin siyasi iradesi vermiş olduğu tüm vaatlerini unutup, Cemil kardeşimizi mağdur etti...
Dolayısıyla iş ve aş düzeni bozulan kardeşimizin aile düzeni de bozuldu ve işinden, aşıdan, eşinden oldu. Bu durumu çok iyi bilen pehlivanlarımız ve yetkililer Cemil için ne yaptı? Kimin, kimlerin karşısında durdu? Ne yazdı, ne çizdi? Kaç sefer halini, hatırını, durumunu sordu? Şimdi eminim ki; birçok kişi bizim bu durumlardan haberimiz yok diyecek. Bilmeyenler için söylüyorum. Cemil kardeşim öyle bir yapıya sahip ki; aç kalsa, açlıktan ölse, kimseye ağlanmaz. Kimseye de mağduriyetini belli etmez.
Yanlız kardeşimizin bu durumunu bölgemizdeki camiamız insanlarından bilmeyen yok. Soruyorum; Cemil kardeşimiz için hangisi elini taşın altına attı? Kim ne yaptı? Ne destek verdi? Cevap; Kimse vermedi...
Biz yıllarca yıllık izinlerimizi yağlı güreş takvimine göre şekillendirdik. Katıldığım tüm organizasyonlara da kendi cebimizden, kendi imkânlarimızla katıldık. Güreş camiamıza bu kadar hizmet verirken; kaç pehlivan, kaç organizatör, kaç ağa bizi güreşlerine davet etti, misafir etti. Bırakın emeğin karşılığını, kaç kişi hiç olmazsa cebinizden harcamayın, yol yeme içme konaklama masrafınızı çekelim dedi. Kaç kişi bize destek oldu, güç verdi, omuz verdi. Evet, biz her daim doğrunun yanında, yanlışın karşısındayız. Fakat, doğruları konuşmak, yazmak, dile getirmek için biraz da güçlü olmak, destek almak gerekir.
Biliyorsunuz ki; Biz, üç yıl önce doğruları yazıp, konuştuğumuz için 45-50 binlik Sadece Güreş Facebook sayfamızı alçakça, kansızca bir planla kapattırdılar. Ama biz sizler için pes etmedik, asla da vazgeçmedik. Adeta iğneyle kuyu kazır gibi, hiç yılmadan yolumuza devam ettik.
Şimdi sizlere açık ve net olarak söylüyorum; İyi analiz edin, iyi karar verin...
Sizlere Cemil kardeşimi anlattım. Bana da gelince bu gün onbir bin lira maaş alan emeklilerdenim. Öncesinde de asgari ücretle çalışan bir işçiydim. Yazılarıma, duruşuma, giyim tarzıma bakıp da bu adam üniversite mezunu, masabaşı çalışan, elli altmış bin lira maaş alan biri zannetmeyin. Birileri gibi yalandan sizlere üst düzey yöneticiyim, her şeyi ben bilirim, ustayım demeyeceğim. Evet, yöneticilik de yaptım. Şantiye dilinde Formen deyin, Şef deyin, Çavuş deyin, ne derseniz deyin. Ben bu görevleri yaparken de hep yükü paylaşan oldum. Kendimi hiçbir kimseden üstün görmedim. Pehlivanlığa da gelince, diyorum ya birileri gibi hakkını veremediğim işin ustası olduğumu iddia etmedim, etmem de. Lâkin, bizim de minder güreşinde mayo, yağlı güreşte kispet giymişliğimiz var. Yıllara bakınca nereden bakarsan bak kırk yıl. Lakin, önemli olan bu kırk yılın kaç yılı pehlivanlık? Sadece birkaç yılı. Bilenler bilir; imkânsızlıklar, yokluklar sebebi ile pehlivanlık yapamadık. Bizlere de imkân verilseydi, bugün belki de adı anılan pehlivanlar arasında olurduk. Olmadı, biz de içimizde kalan bu ukteyi, güreşe hizmet olarak yerine getirmeye çalışıyoruz. Biz bu işi hak ve hakkaniyet çerçevesinde yapmaya çalıştığımızdan; doğruları kıvırmadan, çevirmeden, eğmeden, bükmeden yaptığımız için hep engellendik, itildik, ötekileştirildik. Elastik belaltı planlarla engellendik.
Şimdi açık ve net olarak yazıyorum. Biz yirmi yıldır bu camiadayız. Bir tek geçen yıl dört beş güreşten emeğimizin karşılığı değil, yol yemek ve konaklama parası aldık. Belki buradan yazmam doğru değildir, lâkin ben yazacağım. Yirmi yılda yağlı güreşten cebimize giren para yeminle söylüyorum yirmi bin lira değil. Diğer taraftan yirmi yılda aldığımız yirmi bin lirayı bugün bazı güreş sayfası olan arkadaşlara sadece bir güreş için teklif etseniz, yemin ederim gelmezler...
Geçen yıl biz en az otuz kırk güreşe gittik. Bunların sadece dört beşinden sadece yol yeme konaklama parası aldık. Diğerlerini Edirne Kırkpınar dahil tamamını cebimizden harcadık. Kaldı ki; Cemil kardeşim katıldığımız güreşlerde yayın yapabilmemiz uğruna kameralar vs. ekipmanlar için hiç harcamadıysa yüzelli ikiyüzbin lira harcamıştır. İnanın yol yeme konaklama masraflarını hesap bile edemeyiz.
Diğer tarafta altmış yetmiş güreşe gitmiş hiçbir organizasyondan boş dönmemiş; ağasından, paşasından, başkanından, pehlivanından yolunu fazlasıyla bulmuş, yetmemiş yaptığı yayında evlâdının güreşine gidemeyip sosyal medyadan takip edenlerden de binlerce yıldız karşılığı alanlar olmuş. Anlatacak o kadar çok şey varki; yeri gelirse daha detaylı da yazarız...
Şimdi bu durumda kim mağdur? Kime sahip çıkmak gerek? Biz yılardır sosyal medyadan, ekranlardan baş bas bağırıyoruz; Bize destek olun, bize güç verin, bizler de sizlerin destekçisi, sizlerin sesi sözü olalım diye. Pehlivanlar, koçyiğitler; Cemil Tekin ve Yalçın Kaynak, hem vallahi hem de billahi sizleri karşılıksız seviyor. Birileri gibi çıkarı menfaati uğruna değil, her daim seviyoruz, her daim yanınızdayız...
Konu Metin Pehlivan diye söylüyorum; Bu yalandan yaygaracılara sesleniyorum. Geçmişten bugüne Metin Pehlivan'ın yanın da siz mi vardınız? Biz mi vardık? Bir de Metin Pehlivan'a ve diğer yiğitlerimize sorun bakalım. Hangisinden kaç kuruş menfaatimiz olmuş...
Son olarak şunu söylüyorum; Bizi bilen bilir, bilmeyen de güreş camiamızdan sorup öğrenebilir.
Saygılarımla...
Yalçın Kaynak / Sadece Güreş Programı Yorumcusu