Güzel bir toplum olduk son zamanlarda. Biten ama bitiremediğimiz seçimleri konuşuyoruz. Hangi partiden olursak olalım, bizimle aynı görüşe sahip olamayan herkes öteki. Öteki herkes yanlış, her türlü hakareti hak ediyor. Eleştirecek başka hiçbir şeyimiz yok. Vurgunlarımız yok, cinnetlerimiz yok, taciz edilen çocuklarımız yok, komşumuz yok!

Sosyal medyalarımız var bizim. Orada hepimiz duyarlıyız. Paylaşmayı çok seviyoruz mesela, gezdiğimiz yerleri paylaşıyoruz, yediğimiz içtiğimiz her şeyi paylaşıyoruz. Biz paylaşımcı bir milletiz. Paylaşıyoruz işte… Yüzlerce arkadaşımız var. Takipteyiz!

Komşumuzun adı önemli değil. Çocuğu var mı bilmeye gerek yok. Benim kapım kapalı. Evim toplu. Çocuk mu? Oda yan odada tablette, televizyonda yada telefondadır. Sıkıntı değil evde yani. Dışarıda ağlayan çocuktan bana ne? Birazdan bisiklet sürmek için çıkacak ama… şimdi evde, dışarıda ağlayan çocuktan bana ne?

Sesler var yukarıda, madem kavga edeceklerdi neden evlendiler. Taşınsalar da kurtulsak. Birazdan günüm var. Misafirlerime rezil olmasam. Kavgaları bitse! Adı mı bilmiyorum, zaten bize göre insanlar değiller! Pardon siz kimsiniz? Sizin çocuğunuz ateşlenmiyor mu, sizin kalp krizi geçirme ihtimaliniz yok mu, evinize hırsız girme ihtimali yok mu, evinizden feryat yükselme ihtimali yok mu? Siz kimsiniz?

Biz böyle değildik. Yemek yaptığımızda mis gibi koktu üst komşu hamile bir tabakta ona gönderelim derdik. Bakkaldan çocuğumuza şeker alırken oynadığı arkadaşını unutmazdık. Komşu evi süpürüyor, çayı da ben demliyim derdik. Çocuk ağlama sesini duyduğumuzda kimin çocuğu olduğunu düşünmezdik, çocuk der koşardık balkona!

Koşuyoruz şimdide. Gözlerimiz kapalı, kulaklarımız tıkalı, bilmiyoruz. Kim aldı bu insanlığı bizlerden? Ne zaman geldik biz bu hale? Hasbıhal etmeyi ne zaman unuttuk? Çayı paylaşmayı, kahvenin hatırını ne zaman unuttuk? Komşuya günaydın demeyi ne zaman unuttuk? Tebessüm etmeyi ne zaman unuttuk?

Unutanlarımız, aynı dünyada yaşıyoruz! Dualarımız hep aynı. Hepimiz güzel bir gün geçirmek istiyoruz. Hepimiz mutlu uyanıp, mutlu uyumak istiyoruz. Çocuklarımızın şen kahkahalarını duymak istiyoruz. İp atlasın, top oynasın, bisiklet sürsün istiyoruz. Komşu teyze kek verdiğinde kocaman bir tebessümle alıp, huzurla yesin istiyoruz. O, şu değil biz olmak istiyoruz. Çünkü biz olmaktan uzaklaştıkça acılar başlıyor. Biz olmaktan uzaklaştıkça kötü oluyoruz. Biz olmaktan uzaklaşınca İNSANLIKTAN uzaklaşıyoruz. Acılarımız da yalnızlaşıyor, mutluluklarımızda.

Paylaşalım eskisi gibi. Derdi, kederi, sevinci neşeyi… En çokta bir bardak çayı, küçük bir tebessümü.