Kalabalık ortamların fazla insanların ve tüketilmiş bedenlerin yaşadığı yer Dünya, büyük yazılsada yazılırken küçük okunuyor çoğu zaman içinde yaşadığımız için bilinmez ama içinde yaşarken de zevk almıyoruz.
Kalabalıkların içinde kendimizi büyük görsekde kum tanesine bile benzemiyoruz yukarıdan bakılınca peki biz neye benziyoruz?
Biz düşününce akıllı, sevince insan, nefes alınca ota benziyoruz varlığımızın değeri oksijen tüketiyor, yokluğumuzun değeri ayakkabımızın kapladığından bile eksik kalıyor.
Yıllarca yaşıyoruz bir şey anlamıyoruz kısa hayatımıza çok yıl az anı biriktiriyoruz sonucunu bilmediğimiz yıllarımız bizi her zaman kinden daha yorgun daha bitkin bırakıyor.
Dünya yazılırken büyük, yaşanırken garip oluyor severken insan kalabildiğimiz zaman evrende bir yer kaplıyoruz yaydığımız enerji yerimizi belli ediyor, sevmediğimiz sevilmediğimiz zamanlarda yaşadığımız dünya dar geliyor, insan olabilmenin en güzel değeri olan sevgi elimizden alınmadığı sürece insan kalıyoruz ama kaybettiğimiz sevgilerimizi bulamıyoruz.
İçinde çok şey yaşadığımız hiç birisini bile tam hatırlamadığımız dünyamız bizi unuttu bile.
Var oluş çabası verdiğimiz hayatımızın en samimi varlıkları olan çiçekleri ezdiğimiz gibi kendimizi bile hiçe saydık, kendimizi unutup başkalarının hayatına destek verdik mutluluk kavramının içini dolduramadığımız gibi boş bıraktığımız her şeyi temize bile çekmedik.
Dünya büyük harfler ile yazılıyor küçük kelimeler ile yaşanıyor.