Sevgili okurlar, "ALMANYA'DAN MEKTUP VAR" adı altında; Almanya'da yaşayan gurbetçi çocuklarımızın, gençlerimizin ve kadınlarımızın acısıyla tatlısıyla yaşanmışlıkların kesitleriyle sizleri buluşturuyoruz. Kimi zaman hüzünleneceğiz, kimi zaman sevineceğiz, kimi zaman da düşüneceğiz. Kalın sağlıcakla.. Fatma Kılınçer
Merhabalar ben Elif,
Almanya’da doğduk biz, 2 kardeşim Fatma ve Hasan ile. Annem ile babam şiddetli geçimsizlik sebebiyle ayrılmışlar, aldığı cezadan sonra babamı Türkiye’ye sürmüşler. Annem devletten aldığı maddi desteğin bizim isteklerimize yetmediği için kaçak olarak çalışmaya başladı. 9 yaşındaydım kardeşlerime bakmaya başladığımda.. Kapı komşumuz Ayşe teyze ben okuldan gelene kadar ilgileniyordu kardeşlerimle. Bir gün makarna pişirmek için ocaktaki tencereye su koydum, evi kendimce toplamaya başladım kardeşlerim evi çok dağıtıyorlardı. Annem bana kızardı toplamadığım zaman. Hasan'ın attığı acı çığlığına mutfağa koştum, kaynamış makarnanın suyunu Hasan üzerine dökmüştü. Nasıl döktü o suyu hala bilmiyorum. Ayşe teyze ambulansı çağırdı Hasan'ı hastaneye kaldırdılar. Hem kardeşimin yandığı için hem annem beni dövecek korkusuyla ağlıyordum. Annemin kaçak çalıştığı ortaya çıktı Hasan hastanede yatarken Gençlik Koruma Dairesinden yetkililer geldi Fatma’yı aldılar . Her iki kardeşimide devlet elimizden aldı. Annem çok uğraştı çocuklarını geri alabilmek için ama başaramadı.. Annem üzüntüsünden hastalandı ve psikolojik tedavi almaya başladı. Benim geçirdiğim travmalardan herkes bihaberdi.. Canım gibi sevdiğim kardeşlerim yoktu artık. Annemin yıllarca senin yüzünden oldu suçlaması ile yaşamımı varın siz bir düşünün..
18 yaşına geldiklerinde görüştük kardeşlerimle, ama hiç bir şey eskisi gibi değildi artık.. Onlar bana çok yabancılaşmışlardı. Almanlar gibi el uzattılar, sarılmama izin dahi vermediler. Koydukları mesafedeki o soğukluk yüreğimi buz gibi üşüttü..
İtiraf edeyim Hasan’ın yandığı günden sonra hiç makarna pişirmedim ben.
Kopuk ailemizin parçalanmış kimsesiz çocuklarıydık biz...