2019 yılının 11 ayında tam tamına 430 kadın eşi, dostu, sevgilisi, ayrıldığı erkek, boşandığı koca yada hiç tanımadığı birileri tarafından korkunç şekilde öldürüldü.
Daha dün Orda'da 'Ceren kızım' evinin önünde, tanıdığı, bildiği mahallede, üstünde açık saçık bir kıyafet olmadan, yaşıtları genç kızlar gibi kot pantolon, kazak giymişken ve gecenin saat bilmem kaçı değilken bıçaklanarak öldürüldü!
Evet neden kıyafetini, öldürüldüğü sırada saatin kaç olduğunu vurguladım, gayet iyi biliyorsunuz!
Bir kadını öldürmenin giydiği kıyafet, yaşam biçimi, gecenin geç bi saati dışarda olması, hayatındaki erkeği artık istememesi veya karşısındakini reddetmesi öldürülmesi için hafifletici sebepler mi ki bunları hala sosyal medyada, mahkemelerde, saçma sapan programlarda sadece erkeklerin yaptığı yorumlarla tartışıyoruz!
430 kadın!
Onlarda birinin annesi, kızı, kardeşi, iş arkadaşı, dostuydu artık yoklar.
Ceren gibi, Asuman gibi, Emine gibi isimleri değişen kaderleri aynı yüzlerce kadın hergün hayatımızdan giderken biz haberlerde görüp üzüldüğümüz, ertesi gün hatırlamadığımız cinayetlere tanık oluyoruz. Daha 3 gün önce yolda yürüyen 2 genç kızın suratına yine hiç tanımadıkları bir psikopat kezzap atıp kaçtı. Ne oluyor bu insanlara, içimdeki öfkeyi ve başıma gelse neler yapabileceğimi, nasıl tevekkül edeceğimi kestiremezken bunları yaşayan kadınların acısı da gün geçtikçe artarak katlanıyor ve kanunlarında malesef kadınları korumaya yönelik yaklaşımları asla yeterli değil.
Cereni öldüren manyak 20 suçtan, 13 yaşındaki bir çocuğu öldürmekten aranıyor. Ölmek istemiyorum diye 23 dilekçe yazıp gittiği adliye kapısından, öldürüldüğü davanın görüşüldüğü gün ciddiye alınan Asuman daha ne yapsın artık. Hukuk sistemindeki eksiklikleri söylemek bana düşmez belki fakat insanları yaşamdan alan bu mahlukların hakettikleri şekilde cezalandırılmasını istiyor olmam vicdani bir görev artık. Yapılan eylem ve protestolar umarım işe yarar sonuçlar doğurur diye ümit ediyorum. Çünkü öldürülen kadınlarımız onları koruyamadığımız bu sistemde zaten yoklar ve konuşmaktan bile iğreti olduğum fakat hep söylenen kadına şiddete, tecavüze hayır sözlerimiz havada asılı kalmasın istiyorum.
Erkek evlat anneleri eğitimli, kibar, hayvanlara, doğaya saygılı, sevgili çocuklar yetiştirmekle bizden sonraki kuşakta en azından iyi insanların varlığını arttırmalılar.
Erkeğin ağam paşam diye pohpohlandığı, her konuda üstün görülerek yetiştirildiği aile ortamlarında malesef büyüdüklerinde de her hakkı kendinde gören, karşı gelinmesine tahammülü olmayan veya sevgisiz hor görülmüş bireyler ilerde toplumda hiç görmek istemediğimiz işler yapıp sevdiklerimizi bizden alabiliyor! Konuşmaktan esef duyduğumuz konuların sığlığı artık boyumuzu aşmışken sorumluluğumuz çok, bizden sonra Dünya'yı bırakacağımız canlar için.
İyiden, doğrudan ayrılmadan güzel yıllarda yaşamak ümidimi hep kalbimde hissediyorum, yoksa bu hayatla nasıl başa çıkılabilir ki?..