Bilindiği üzere Pandemiden kaynaklanan zor bir süreçle karşı karşıyayız. Şubat ayında hayatımıza giren Covid 19 virüsü hayatımızın birçok alanında etkisini gösterirken, eğitim de yüz yüze yapılamayacak duruma geldi. Mart ayında başladığımız uzaktan eğitime, çok hazırlıksız yakalandığımız aşikardı. Ancak bunun geçici bir süreç olduğu düşüncesi, eğitimcileri ve ebeveynleri çok fazla düşündürmedi.
Bugüne baktığımızda 6 ay geçmesine rağmen eğitimde aynı uygulamanın devam edecek olması endişe uyandırıyor. Bu belirsizliğin içerisinde bulunan eğitimciler, ebeveynler ve bu durumun etkilerini en çok hisseden öğrenciler, uygulamalı eğitimi faydalı bulmuyor. Aynı bilgiler, aynı materyaller kullanılıyor olsa dahi sınıf ortamının sıcaklığı, öğrencilerin bire bir etkileşimi, öğretmeninin, öğrenci ile kurduğu yüz yüze diyalogu uzaktan eğitimde yakalamak mümkün değil. Bilindiği üzere her insanın öğrenme yetisi ve öğrenme şekli farklıdır. Öğrenciler arasında bu farkların varoluşu, interaktif bir eğitimin ne kadar faydalı olacağı konusu tartışılmaya devam ediliyor. Diğer bir sorun da öğrencilerin ev ortamının eğitime ve çalışmaya ne derece müsait olduğudur. Okul disiplininin evde sağlanması mümkün olabilir mi? Tüm bu belirsizlikler eğitimin önünde bir çığ gibi büyümekte.
Yapılan araştırmalar, öğrencilerden alınan geri dönüşler ve öğrencilerin yaptığı ödevler, uzaktan eğitimin verimli olmadığı yönünde ve öğrencilerin, bu hızlıca geçilen düzenlemeye ayak uyduramadıkları gösteriyor. Diğer bir yandan her aile aynı imkanlara sahip olmadığından buna bağlı olarak her öğrencide aynı yaşam koşullarına sahip değil. Gerek teknik gerek idari eksikler öğrenciler için sorun teşkil edebilir. Psikolojik bir baskı oluşturarak öğrencinin motivesini kırıp, öğrenciyi eğitimden uzaklaştırabilir. Temennimiz bu zor günlerin en kısa sürede atlatılması ve yetkililerin bu zor süreci en iyi şekilde yönetmesidir.