Çay Ocağından pehlivan çıkar da, Berber Dükkanından çıkmaz mı? İşte burada ortaya çıkıyor, bakmak ile görmek arasındaki fark. Neye, kime, kim bakıyor? Bayram Ertan Usta'nın baktığına herkes baktı, bakabilir de önemli olan sadece bakmak değil, baktığını değerinde görmek için ehil olmak lazım. Bilgi, birikim tecrübe lazım.

Usta Berber Dükkanında bir yiğit keşfetti ki; on parmağında on marifet, yıldırım gibi düştü er meydanlarına. Panter dediler Cazgırlar ona. Kara Panter...

Kimdir bu Kara Panter, güreş severler onu çok iyi bilir. Fatih Atlı o Kara Panter. Hay maşallah, hem ne panter. Usta işinin erbabı tabii ki; lakin maden de değerli, maden cevhere dönüştü ustanın elinde. Er meydanlarında nadir bulunur bu yiğit. Oyun sökmez ona. Kimden, hangi pehlivandan gelirse gelsin en iyi oyun, her pehlivanın oyununa karşı oyunu vardır bu yiğidin. Oyun içinde oyun yapar, bir sonraki hamleye vardır onunda sakladığı bir oyun. Pehlivanlar bu sözümü iyi duyun...

2014 yılında, Edirne Kırkpınar Er Meydanında fırtına gibi esti geçti. Kemer yakıp, kemeri de aldı bu yiğit. Aman Fatih'im sakın vazgeçme. Pehlivanlık bir gün biterse, sen de ustan gibi nice nice pehlivanlar eğit. Yeter ki; imkan verilsin. Bitmez Ülkemin dört bir yanında; çıkar, güçlü, kuvvetli, ahlaklı, edepli mert binlerce yiğit.

Bugün de Fatih'i kaleme aldık. Yarın sıra hangi yiğide gelir, yazarız bir iki satır beyit...

Saygılarımla...

Yalçın Kaynak / Güreş Yazarı / Güreş Yorumcusu