Sözüm; Minikten Baş'a, özellikle Küçük Orta, Büyük Orta, Başaltı ve Başpehlivanlar'a yağlı güreşi el birliği ile bitiriyorsunuz. Seyirciyi yağlı güreşe küstürüyorsunuz. Ata sporu yağlı güreşimizi dualı çayır olmaktan çıkarıp, beddualı çayır konumuna getirdiniz.Yaptığınız güreşler ile saha içi saha dışı davranışlarınızla seyircinin güvenini kaybediyor, seyirciyi yağlı güreşe küstürüyorsunuz. Net yazıyorum; Yaptığınız birçok güreş seyirciyi tatmin etmiyor, inandırmıyor. Sonucu belli güreşler yapan birçok pehlivan var.

Sebebi her ne olursa olsun seyircinin hak etmediği güreşler yapan pehlivanlar var. Sadece kendisini ve birkaç arkadaşını düşünüp, güreş anlaşması için arandığında uçuk rakamlar isteyen alan pehlivanlar var. Aldığı paranın hakkını sonuna kadar vermeden birinci, ikinci, üçüncü turda kispet omuza alıp giden pehlivanlar var. Durum böyle olunca uçuk rakamlar almanız dolayısıyla sizlerden sonra gelen yiğitlere bütçeyi küçük tutan belediyeler, oganizatörler var. Sizlerden artakalanı önce kendisine sonra etrafına ayırıp alt boylara neredeyse sadaka tutarında para bırakanlar var. Sizlerden etkilenip, sizlerle aynı yolculuğu yapan siz kispet omuza alıp yola çıkınca size yetişmek için yaptığı güreşin hakkını veremeden yatmak zorunda kalan çıraklarınız var.

Bugün burada en iyi parayı alıp, ikinci üçüncü turda sakatlanıp sahadan çıkan, yarın bir başka güreşte kürsü yapan sözde sakat pehlivanlar var. Açık ve net söylüyorum; Elbetteki aldığınız para, hak ettiğiniz rakamlar değildir asla. Tarihin en eski belki de Dünya tarihinin ilk sporu yağlı güreşi icra ettiğiniz halde bir fıtbolcu kadar değer görmüyor, en amatörü kadar para kazanmıyorsunuz. Üstüne bir de sizler için oluşturulan bütçeden sizlerden fazla nemalananlar var. Adınıza çıkan paradan güreşmeden, yorulmadan sizlere aracılık yaptığı için yolunu bulanlar var. Yanlız sebebiniz her ne olursa olsun yaptığınız sporun adı, ağırlığı, vebali var. Er meydanına erler abdestli, salavat ile iner, erce güreş tutar. Adı üstünde er meydanı er demek, pehlivan demek, güvenilir yiğit mert şüphe duyulmayan cengaver demek. Peygamber yadigarı Hz. Hamza, hz. Ömer, Hz. Ali yadigarı emaneti dualı çayırın dualı sporunu icra eden yiğit demek. O halde sözün kime? Sözüm Minikten Baş'a özellikle üst boylara. Hepinize mi? Evet hepinize. Neden hepinize; Çünkü, yanlışı görüp engel olmayan, karşısında durmayan, yanlışı yapan kadar suçludur, vebaldedir o yanlıştan. Kendisi yapmasa da, gördüğü bildiği halde sebebi her ne olursa olsun engel olmadığı için, karşı durmadığı için suçludur sorumludur vebaldedir. Bu sorumluluk er oluşundandır. Yiğit oluşundan, Peygamber sporunun temsilcisi oluşundan sorumluluğunu taşıyışındandır. Bu ağır sorumluluğun vebali sadece siz de değildir. Ayrıca; Ağaların, başkanların, hakemlerin, yöneticilerin en az yorulup en karlı çıkan organizatörlerindir de, aynı zamanda...

Ortada bir hak bir vebal varsa, işin içinde olup bilinçli bilinçsiz yanlışı hatayı yapanı uyarmayan, engel olmayan basın, yayın, ağa, paşa, başkan, hakem, baş hakem herkes vebaldedir. Yok öyle ben elimden geleni yapıyorum, her koyun kendi bacağından asılır ben temizim. Burada temiz olan vebalde olmayan bir taraf var; o da hiçbir çıkarı menfaati olmadığı halde kendi elinden cebinden harcayıp, güreş yapacak pehlivan gibi sabahın dördünde beşinde yollara revan olup, gecenin dokuz onuna kadar yemeden, içmeden, lavaboya gitmeden sekiz on saat güneşin altında yerinden oynamadan güreş seyretmeye gelen birçok kez de sonucu önceden belli güreşi seyredip, hayal kırıklığına uğrayan neden hayal kırıklığı diyorum; Bakın yiğitler o tribünde 30-40-50 yıldır Edirne Kırkpınar dahil birçok güreşi hiç aksatmadan her yıl seyretmeye gelen belki de abilerinizden, babalarınızdan, büyük dedeleriniz yaşında güreş hastası bilgili tecrübeli güreşi en az sizin kadar, belki de bir çoğunuzdan daha çok bilecek kadar tecrübeli hiçbir çıkarı olmayan seyirci var. Bu seyirci pehlivanı er meydanına inişinden, yağlanmasından rakibine sarılıp çektiği peşreve kadar analiz edip, ne derece güreş yapacağını yaptığını bilir ve ona göre not verir. Bu seyirci öyle tecrübelidir ki; 65-70 Başpehlivan arasından ilk dört kürsüyü bile tahmin eder üç aşağı beş yukarı. Çok da yanılmaz, sizleri sizlerden çok bilir, takip eder, analiz eder. Sezon içinde kim iyi, kim kötü, kim favoriler arasında, kimler kemere aday, çok iyi bilir. O sebeple yaptığınız güreşlerde sebebiniz her ne olursa olsun kitabına uydurarak değil, kitaba uyarak hakkını vererek güreş tutun ki; sadece rakiplerinizin sizleri her türlü zorluklara rağmen bu günlere getiren ailelerinizin, ustalarınızın ve bu fedakar cefakar seyircinin hakkına girmeyin, onları hayal kırıklığına uğratmayın. Zaman gelir en yakınlarınızla helalleşirsiniz belki ama sizin tanımadığınız, sizi iyi çok iyi tanıyan seyirciyle helalleşme imkanınız olmaz. Bu vebal de sizlere çok ağır gelir. Sizleri bu vebalden cebi para dolu ağalar, makam mevki sahibi olanlar, para peşinde koşarken güreşin dokusunu bozan bazı organizatörler de sizi bu vebalden kurtaramaz. İşte asıl o zaman her koyun kendi bacağından asılır.

Sözlerimi çarpıtıp, farklı algılayıp, belki de kızanlar olabilir. Ben doğru bildiğimi yazıyorum. Sizlere acizane tavsiyem; Sizler de size en doğru olanı yapın, yanlışa düşmeyin. Düşmemek de yetmez, yanlışa düşene de engel olun. Hakkın ve haklının yanında olun.

Saygılarımla...

Yalçın Kaynak / Sadece Güreş Programı Yorumcusu