90'lı yıllardan bu güne yıllarını radyoculuğa adamış, arabesk fanatiklerinin kardeşi, abisi, amcası, dayısı, evladı v.s.

Yiğit namıyla anılır, 'Gecelerin Yargıcı Cemil Tekin'

Sakarya'nın sesini dünyaya duyuran, saygın prestijli radyolarından biri olan Radyo Mega'da genç, dinamik, güçlü bir ekip ile zor, meşakatli bir programı üstlenip, bir anlamda sosyal sorumluluk adleden
çeşitli sebepler ile cezaevine düşmüş Kader Mahkumları'na program yapan, onların aileleri ile aralarında adeta köprü olan, onların sesi nefesi olan kişi. Akabinde son 15 yılını da Ata sporumuz yağlı güreşe adayan, hiçbir karşılık hiç bir menfaat görmeden, gözetmeden spora katkı anlamında televizyon programı, radyo programı yapan, köşe yazıları yazan, sosyal medyada kendi güreş sayfası Sadece Güreş ve yine internet haberciliğinde kendi sitesi olan Hendek Güncel'de sporun her dalına destek olan, bu desteği verirken de en sevdiklerini ailesini de ihmal etmemeye çalışan bir kardeşinizdir Cemil Tekin.

Bu yoğun temponun bir artısı, bir extrası varmı Cemi'le? Bırakın katkıyı, extrayı yakinen tanıdığım için yazıyorum. Çok büyük bir yük, yorgunluk, vefasızlık, sıkıntı, stres yüklüyor, yıpranıyor bu kardeşiniz. 'Davulun sesi uzaktan hoş gelir.' Dışarıdan bakan hoş görür, çok görür. Lakin durum öyle değil. Toplumda genel olarak herşeyi menfaat odaklı, çıkar odaklı tabiri caizse keser gibi hep bana hep bana gördüğümüzden; karşılıksız fedakarlığı yapanı görmüyoruz. Ya da görmezden geliyoruz. Neden çünkü karşılık beklemeden iş yapan kimseye bağımlı olmaz. Kimsenin boyunduruğuna girmez. Doğru olanı bedeli ne olursa olsun en doğru şekilde yapmaya çalışır. Fakat bu durum günümüzde fedakarlık, dürüstlük, doğruluk değil, çok afedersiniz söz meclisten dışarı diyeceğimi zanneden varsa ben demeyeceğim düpedüz kerizlik olarak görülüyor. Hal böyle olunca işin içine çıkar, menfaat girince...

Konuyu bağlaması anlamında güreş camiasından bahsediyorum. Siz sporun diğer tüm alanlarına, hatta hayatın tüm alanlarına sayın samimi olan, gerçekten dürüst olan elini değil gövdesini taşın altına koyanları küstürürsünüz. Bu küstürmeyi de kısa günün karı sayarsınız. Lakin uzun vadede bu davranışlarınızın bedelini ödemeye başladığınızda görürsünüz. Yapmayın kardeşim küçük hesaplar yapmayın.

Bugün değerli bir büyüğümden harika bir söz duydum tamda buraya bu yazıya oturur. 'Küçük adamların büyük gururları olur.' Sevgili büyüğüm acizane bu güzel söze bir ekleme de ben yapayım. 'Küçük adamların büyük gururları olur ve hep küçük kalırlar.'

Bu yazıyı neden yazdığımı merak edenler olmuştur, muhtemelen. Hemen yazayım. Son zamanlarda Cemil kardeşimi bu koşuşturma içinde ayrı bir sıkıntılı, stresli ve yorgun gördüm. Sordum anlat dedim. Net bir şey anlatmadı. Sadece bir kaç kelime söyledi ve sustu. 'Abi, beni yoran yaptığım işler değil, sevdiklerim, dostlarım için elimden geldiğince, gücümün yettiğince verdiğim mücadelenin vefasızlığı' dedi, sustu. Üstüne alınan herkesedir sözüm; 'Etrafınızdaki samimi, dürüst insanları kaybetmeyin, uzaklaştırmayın, küstürmeyin. O insanların sayısı çok fazla değil. Sonra kaybeden onlar değil, sizler olursunuz.'

Saygılarımla...