Herşey izlediğim bir video ile başladı. Esmer, masum yüzlü, çok mahçup, ufak tefek bir çocuk ona hediye edilen ayakkabıları giymeden önce ayaklarını silmeye çalışıyordu.
Bu sahneyi gördükten sonra o güzel kalpli çocuğun minik ellerinden tutup yüreğime koymak özür dilemek istedim. Bunu ona ve onun gibi aynı kaderi yaşayan milyonlarca çocuğa biz yaptık, evet biz insanoğlu o koca koca adamlar...
Şuan, günümüzde her 5 saniyede 1 çocuk açlıktan hayatını kaybediyor. Başta Afrika olmak üzere Nijerya, Kongo, Hindistan, Pakistan ve Çin de 6 milyondan fazla çocuk henüz 5 yaşına gelemeden açlık ve fakirlikten yaşamını yitirdi.
Dünya'da ki en zengin 10 ülke, en fakir 10 ülkenin tam tamına 77 katı gelir ve kazanca sahipken bu anlamsız adaletsizliğin ilk perişanları malesef çocuklar ve kadınlar oluyor.
Yetersiz sağlık hizmetinin alınamaması, yetersiz beslenme ve en basit insanı hak ve isteklerden mahrum buyumek zorunda kalan çocuklardan hepimiz sorumluyuz.
Yoksulluğun kavramı insan, mekan, mevki ya da koşullar arasında değişse de insanın en azami şartlarda hayatını yardım almadan idame ettiremediği durumlara 'mutlak yoksulluk' denir ve bu durumdaki toplumlar ve kişiler malesef hergün ölüm tehtidiyle karşı karşıya bir yaşam savaşı vermektedir.
Sosyal ve ekonomik sorunlar dışında, zengin ve fakirler arasındaki gelir farkının son yıllarda katlanarak artması, insani ve ahlaki olarak da kabul edilemez boyutlara eriştiği için, eşitsizlik konusu dünyanın geleceği açısından büyük önem arz etmektedir. Zira eşitsizliğin daha az olduğu bir ortamda, hem politika uygulayıcılar daha rahat kararlar alabilmekte hem de uygulanan politikalar daha etkili olabilmektedir.
Malesef Dünya'da ki yoksulluk yeterli tıbbı yada diğer kaynak eksikliklerinden değil zengin ve açgözlü küçük bir grubun hakkaniyetsiz ekonomik sömürülerinden kaynaklanıyor.
Elbette Dünya'da ki küresel adaletsizliğe kişisel olarak bir faydanız dokunmayacağını düşünebilirsiniz fakat bireyin öncelikle kendi içinde başlattığı aidiyet ve sorumluluk duygusuna etrafınızda ihtiyacı olan kimselere yardım ve imkan sağlayarak yapabilirsiniz.
Tarihsel ve dinsel kültürümüzden gelen 'komşusu açken tok yatamayan' insanoğlundan geldğimiz hal çok üzücü çünkü ülkemizde de malesef fakir , eğitimini alamayan,çalışmak ve ailesine katkıda bulunmak zorunda kalan çocuklarımızın sayısı hiçde azımsanacak boyutta değil.
Toplumların, insanların geldiği hal ve sonuç her gün anbean değişiyorken kendimiz için ümidimiz kalmasa bile, klasik gelecek nesiller söylemindense 'bizim çocuklarımız' için iyi birşeyler yapmanın artık vakti gelmedi mi?