Sakarya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi “Prof. Dr. Musa Taşdelen’in”; Bulgaristan, Romanya ve Kırım Müslüman Topluluklarında Sarı Saltık Algısı ve ‘Referans Kişilik Olarak Bir Kolonizatör Türk Dervişi’ adlı kitabı Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Derneği (UKİD) tarafından yayınlandı.

152 sayfadan oluşan kitap, hakkında çeşitli rivayetler olan fakat Balkanlara ilk defa İslamı taşıyan önder bir kişilik olarak bilinen Sarı Saltık hakkında Bulgaristan, Romanya ve Kırım Müslüman Topluluklarında ki algıyı aktarıyor.

1297/1298 (ö) yıllarında vefat ettiği bilinen ve hakkında farklı görüşlerin bulunduğu Sarı Saltık, Anadolu ve Rumeli’nin fethi sırasında önemli rol oynayarak efsaneleşen bir halk kahramanıdır.

Ebul Hayri Rumi tarafından Cem Sultan’ın talebi üzerine yazılan Saltıkname’ye göre Sarı Saltık; Balkanlar’dan Avrupa’nın içlerine, Kırım’a, Portekiz’e, Rusya ve Japonya’ya oradan da Çin ve Hindistan’a ve Afrika’nın içlerine kadar bir çok bölgeyi ziyaret eden ve buralarda belirli süreler ikamet eden gezgin bir derviştir.

Taşdelen’in kitabında Balkanlardan Portekiz’e ve Rusya’dan Japonya’ya kadar uzanan bir “dervişin”, “alperenin” “mücadelesini” ve “vizyonunu” görüyoruz.

Sarı Saltuk’un Avrupa Türk tarihinde de önemli bir aktör olduğuna inanan Taşdelen, Sarı Saltuk’un o dönemde Anadolu’da yaşayan Mevlana Celaleddin Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli’nin de çağdaşı olduğunu, hatta Sarı Saltuk’un Hz. Mevlana’nın danışmanı olduğunu öne sürüyor.

Taşdelen, Sarı Saltuk mücadelesinin esasen “Avrupa’da ilk Türk Diaspora Tecrübesi” olarak tanımlanabileceğini, zira Sarı Saltuk’un sıradan bir derviş olmadığını, O’nun “küresel vizyonu” olduğunu söylüyor.

Kitabında Sarı Saltuk’un vizyonundan bahseden Taşdelen, “12 dil” bilen Sarı Saltuk’un insanların “inancına”, “diline”, “dinine” ve “rengine” bakmadan “yardım eden”, “sürekli veren”, “hiç bir ayırım yapmadan hizmet eden” bir kişilik olduğunu ifade ediyor.

Taşdelen’e göre Sarı Saltuk’u Sarı Saltuk yapan ve gönüllerde taht kurmasını sağlayan üç ana yaklaşım ya da üç bakış açısı bulunmaktadır.

Taşdelen buna “Horasan Müslümanlığı” adını veriyor.

Bunlar sırasıyla;

– Hz. Peygamber ve Ehli beyte derin bir muhabbet ve bağlılık. Yani Hacı Bektaş-i Veli’de de kurumsallaşan dört kapı ve kırk makam. Ki bunlar Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat.
– İnsanlara ve tüm mahlukata faydalı olmayı başlıca amaç edinmek, dayanışmacı ve diğergam davranış tarzının baskın olması.

– Hangi inanç ve kökenden olursa olsun insanların gönlüne hitap etmek ve gönül kazanmak

Taşdelen uzun yıllardır “Türkoloji” konusunda önemli çalışmalar yapıyor. Taşdelen Macaristan, Rusya, Balkanlar ve Avrupa’da ki Türkleri inceliyor.

Horasan Müslümanlığı üzerine önemli tespitleri var.

Taşdelen ayrıca Türk Milliyetçiliğinin sınırlarını Anadolu ile sınırlamayıp medeniyet coğrafyamızın sınırlarına kadar uzatıyor.

Milliyetçilerin etnik kavramları aşarak Balkanlar, Ortadoğu, Avrupa ve Afrika’yı kucaklaması gerektiğini ifade eden Taşdelen, Türk dilinin medeniyet coğrafyamızda yaygınlaşması gerektiğine inanıyor.

Günümüzün en önemli Türkologlarından biri olan Taşdelen, son kitabı ile bizleri referans kişilik olan bir “Kolonizatör Türk Dervişi Sarı Saltuk’un vizyonu” ile buluşturuyor.

Son dönemde okuduğum ve etkilendiğim en iyi kitaplardan biri olan Taşdelen’in Bulgaristan, Romanya ve Kırım Müslüman Topluluklarında Sarı Saltık Algısı ve ‘Referans Kişilik Olarak Bir Kolonizatör Türk Dervişi’ adlı kitabını okurlarıma şiddetle tavsiye ederim.

Twitter: @huseyinozcelik