Önceki gün yine bir haber okudum gazetede. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, gıda takviyelerine sıkı takip sistemi getirmiş.

Bakanlık, takviye edici gıdalarda izlenebilirliği temin etmek amacıyla ürün takip sistemi kuracak.

Öncelikle "Takviye Edici Gıda Komisyonu"kurulacak. Bunlar Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı`ndan olmak üzere 15 üyeden oluşacak.

Takip sisteminin uygulanmasına ilişkin özel uygulamalar ile birlikte sorunlara çözümler arayacaklarmış.

Bakanlık bununla da kalmayıp, gıda takviyelerinin denetimi için `Takviye Edici Gıda Takip Sistemi (TTS)`ni kuracakmış.

Bu sistem sayesinde, takviye edici gıdaları üreten, işleyen, ithal eden, dağıtımını ve piyasaya arzını yapan işletmeler her noktada takip edilmiş olacak.

Her geçen gün gıda konusunda bakanlıktan bir haber daha geliyor. Güzel haberler.. İçimizi rahatlatan haberler.

Fakat bu haberlere rağmen ne sürekli alış veriş yaptığımız markette, ne manavda ne kasapta, ne de yıllardır aldığımız markalarda bir değişim göremiyoruz.

Yani bu değişimler gözle görülmeyecek şeyler mi, ben mi göremiyorum yoksa laf olsun torba dolsun mu.

Öncelikle size şöyle komik bir şeyden bahsedeyim. Bakanlık her yıl 3-5 tane gıda mühendisini kapsamına alırken, yüzlerce veterineri güle oynaya alıyor.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı adı altında sırasıyla gıda mühendisi, ziraat mühendisi, veterinerlerin kpss ile birlikte kamuya alımı gereklidir.

Bu bölümleri tanıyanlar bilirler ki, mühendislik puanları veterinerlikten kat kat yüksektir. Aldıkları eğitim de, gördüğü dersler de çok farklıdır.

Birbirine üstünlüğü önemli değildir çünkü çalıştıkları alanlar farklıdır. Yine de bir yerlerden bağlantılı bölümlerdir.

Şimdi bakanlık gıda konusunda her geçen gün yeni bir gündem, yeni bir teknoloji, yeni gelişmeler falan diye haberlere konu oluyor fakat her yıl bakanlığa gıda mühendisi alımını azaltılıyor.

Bunun yanında veteriner alımı da gittikçe artıyor. Yani diyeceğim, madem gıdaya bu kadar önem veriyorsunuz o zaman mühendislerine de önem vermelisiniz.

Hatta bununla da kalmazsınız üniversitelere bir gidersiniz bu gıda mühendisleri nasıl yetiştiriliyor diye bakarsınız. Bir gıda mühendisi öğrencisi olarak siz bakmadan ben söyleyeyim, hiç bir halt öğrenmiyoruz.

Deli gibi ezber yapıyoruz. Her dönem sonunda koskoca kitabın belki bir kaç sayfası aklımızda kalıyor. Laboratuvarlarımız falan hak getire.

Mezun olunca da bir şirkete girip gıda terörü zincirine biz de dahil olacağız.

Hayır yani ben ne öğreniyorum ki sağlıklı şeyler üretiyim. Patron ne derse, nasıl para kazanacaksa size de onları sunacağız. Daha ilerisini beklemeyin. Bundan daha iyisini öğrenmiyoruz.

Bu durum sadece benim bölümüm için geçerli değil. Her konuda sağlıklı bir toplum istiyorsanız üniversitedeki eğitimleri o kalitede o sağlıkta vereceksiniz.

İşe alınırken bizden iki-üç yıllık deneyim bekliyorlar. Çok zor mezun olduğumuz anda işe girebilmemiz. Ama karşımızdaki insanlar da haklı, ne biliyoruz ki ne kadar çalışabiliriz ne katabiliriz yani.

Koskoca üniversite yıllarını, bir ortalama derdine okuyoruz.

Şimdi siz yarın yine bakanlığın gıda konusunda bir haberini okursunuz gazetelerde ya da izlersiniz televizyonunuzda. Sonra içiniz rahatlar, mutlu olursunuz.

www.twitter.com/elifnuruyanik