Milliyetçi Hareket Partisi 25. ve 26. dönem Milletvekili Zihni Açba, sosyal medya hesabından siyasetçilerin kullandıkları dile dikkat etmelerini ve siyasi figürlerin şiddetten uzak durmasını gerektiğini vurgulayarak, 'Artık şapkalarımızı önümüze koyup düşünme zamanıdır' diyerek paylaşım yaptı.

İŞTE O AÇIKLAMA:
'​Öncelikle belirtmek isterim ki; bu paylaşım, bir düşünce ve kanaat paylaşımıdır. Hiç kimsenin bizimle aynı veya bizden farklı düşünerek birilerine hakaret ve ithamda bulunması maksadıyla kaleme alınmamıştır. Bütün dostlarımızdan ve arkadaşlarımızdan ricam; bütün kabul, ret veya eleştiri mahiyetindeki değerlendirmelerini paylaşımın muhtevasına yönelik olarak, medeni ve ahlaki ölçüler dahilinde yapmalarıdır. Bunu becerebilecek düzeye sahip olmayanların bu paylaşımı okuyarak boşa vakit harcamamalarını özellikle rica ediyorum.

Bilvesile kendimce önemli gördüğüm için bir hususun daha altını çizmek istiyorum. Tüm samimiyetimle ifade etmek isterim ki; hiç ama hiç kimsenin benden daha vatansever, benden daha milliyetçi ve benden daha fazla bayrak sevdalısı olabileceğini kabul etmediğim gibi, eğer hain değilse bu mukaddes kavramların anlamlarını idrak edebilen hiç kimsenin de benden daha az vatansever, daha az milliyetperver veya daha az bayrak sevdalısı olacağını düşünmüyorum.

Evet, gerçekten de toplum olarak içerisinde bulunduğumuz hal tam anlamıyla şapkalarımızı önümüze koyup düşünmemizi kaçınılmaz kılan bir haldir. Üzülerek ifade etmek isterim ki; yaklaşık 50 yıldır bir şekilde gözlemlediğim Türk siyasi hayatında, siyaset üslubunun bu kadar seviyesizleştiği, etkin siyasi figürlerdeki egonun da bu derece zirve yaptığı bir döneme hiç şahit olmadım. Bir yandan siyaset kurumunun içerisine düştüğü bu üslup ve ifade seviyesizliği, diğer yandan siyaset sahnesinde yer alan bir kısım aktörlerin adeta putlaştırdıkları egoları, toplumu çok ciddi bir kamplaşma ve bölünmüşlük psikolojisinin eşiğine getirmiştir. İç siyasette iyice seviyesizleşen bu üslubun ve zirve yapan bu egonun sebep olduğu toplumsal psikoloji, üzerinde yaşadığımız coğrafyanın içerisinde bulunduğu kaos ve belirsizlik ortamı da göz önünde bulundurulduğunda, milletimizin birlik ve beraberliği devletimizin dirlik ve düzenliliği açısından çok ciddi bir risk oluşturmaktadır.

En tepeden en aşağıya kadar siyaset arenasında rol üstlenmiş ve üstlenecek olan bireyler olarak artık görmeli ve bilmeliyiz ki; Siyaset sahnesini bir savaş meydanı olarak kabul ediyorsak, bu savaşın silahı oy pusulası mermisi de o pusulaya vurulan mühürdür. Bu ikisinin dışında zaman zaman devreye sokulduğunu gördüğümüz yumruk, tekme, küfür, hakaret yanında ölümle sonuçlanan silahlı saldırıların dahi vuku bulması, ne yazık ki siyaset sahnesinde etkin rol üstlenen siyasi figürlerin üslup ve seviye ayarsızlığının sonucudur. Bu gerçeği bir an önce görüp, hep birlikte fabrika ayarlarımıza dönmek zorundayız. Aksi taktirde; millete hizmet iddiasıyla işgal edilen makamları, millete ihanet vasıtasına dönüştürmüş oluruz.
Bugünden tezi yok! Yarına bırakmadan şapkalarımızı önümüze koyalım ve 'BİZ NE YAPIYORUZ?' diye düşünelim. '