GÜNDEM

'Yeni sistemi velilerle durdurabiliriz'

Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni ortaöğretime geçiş sistemine ilişkin olarak toplumsal tepki yayılıyor. Eğitim-Sen Sakarya Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada tüm velilere çağrıda bulunularak yeni ortaöğretime geçiş sisteminin birlikte durdurulabileceğine dikkat çekti.

Bugün Ayrı Ayrı Yargıya Başvurulacak
MEB'in ilgili yönetmelik ve yönergesine karşı 12 Nisan 2018 (bugün) tarihinde ayrı ayrı yargıya başvurmanın yanı sıra, 'Yeni sınav sisteminin yıkıcı sonuçlarından çocuklarımızı, öğrencilerimizi kurtarabilmek için bu sistemin bu yıl uygulanmamasını talep ediyor, Bakanlığı eğitim emekçilerinin, velilerin ve öğrencilerin sesine kulak vermeye davet ediyoruz' denildi.

Velilere Çağrı: Birlikte Durdurabiliriz
'Tüm velilere çağrımızdır: Yeni ortaöğretime geçiş sistemini birlikte durdurabiliriz' başlığıyla yapılan yazılı açıklamada şu görüşlere yer verildi: 'Aylardır, çocuklarımızın ve öğrencilerimizin geleceğini geri alınamayacak şekilde olumsuz etkileyecek bir konuya dair, TEOG sonrası getirilecek yeni sisteme karşı kamuoyunu bilgilendirme faaliyetleri yürütüyor ve mücadele ediyoruz.

Telafisi Mümkün Olmayan Sisteme Mahkûm Edilecekler
Ancak gerek yetkililerin gerekse Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın yaptığı açıklamalardan, yeni sistemde Bakanlığın ısrarcı olduğunu, uyarılarımızın ve itirazlarımızın gerektiği biçimde ele alınmadığını görüyoruz. Eğitim - Sen olarak her fırsatta TEOG yerine getirilen sistemin, üniversiteye giriş sınavı gibi olmadığını, dolayısıyla öğrencilerimizin ikinci bir şansının bulunmadığını, bu nedenle de öğrencilerimizin telafisinin mümkün olmayan bir sisteme mahkûm edildiğini belirtiyoruz. Bu mahkûmiyeti özetlemek gerekirse;

'Nitelikli' Okulların Yarısı İHL ve ML'den Oluşacak
MEB tarafından gece yarısı yapılan açıklamaya göre, sınava girecek 1 milyon 200 bin öğrencinin sadece yüzde 10'u, yani 126 bin 536 öğrenci, Bakan Yılmaz'ın 'nitelikli' olarak tarif ettiği 1367 okula yerleşecek. Bu okulların neredeyse yarısı imam hatip ve meslek liselerinden oluşacak.

Dinselleştirme ve İşçileştirme Politikası
Bugüne kadar işaret ettiğimiz sorunu doğrulayan bu açıklamaya daha yakından bakıldığında, 1367 okuldan 747 okulun imam hatip ve meslek liselerinden oluştuğu görülmektedir. Dolayısıyla AKP, 4+4+4 sisteminden bu yana eğitimde izlediği dinselleştirme ve işçileştirme politikasındaki ısrarını sürdürmekte, sınavda başarılı olmuş çocuklarımızı ve öğrencilerimizi, imam hatip ve meslek liselerine yönlendirmektedir.

Yüzde 10'luk Dilimden Okul Okulların

Öğrenci Alacak Okullar Sayısı Kontenjanları

Fen Lisesi 309 34 bin 500

Sosyal Bilimler Lisesi 89 9 bin 450

Anadolu Lisesi 222 34 bin 530

İmam Hatip Lisesi 298 28 bin 886

Meslek Lisesi 449 19 bin 170

TOPLAM 1367 126 bin 536

Okul Sayısı 600'den 1367'ye Yükseldi
Ayrıca daha önce sayısı 600 olarak açıklanan ve dün akşam saatlerinde sayısı 1367 olarak belirtilen okulların sayısının neden ve hangi amaçla artırıldığı sorusu karşımızda durmakta, MEB'in 'kervanı yolda dizme' mantığı tüm gerçekliğiyle gün yüzüne çıkmaktadır.

Velilerin Beklentilerini Karşılamak Mümkün Değil
MEB tarafından açıklanan okullar ile velilerin beklentilerinin karşılanması mümkün değildir. Çünkü okulun akademik başarısı, öğretmenlerle doğrudan ilgilidir. Ancak hükümetin yayınladığı KHK ile bu okullara 8 yılını tamamlamış öğretmenler tayin edilebilmektedir. Böylelikle hem velilerin beklentileri karşılanmamış olacak, hem de bu okullardaki öğretmenler sürgün edilerek yeni bir kadrolaşmanın önü açılmıştır.

Öğrenciler ve Velileri İstemediği Lise ve Bölüme Yönlenecek
Geriye kalan bir milyonun üzerindeki öğrenci ise 3 Anadolu, 3 meslek ve 3 imam hatip lisesi olmak üzere toplam 9 lise içerisinden 5 liseyi tercih sisteminde belirtmek zorunda bırakılacak. Yani Anadolu Lisesine gitmek isteyen bir öğrenci, 3 liseyi yazdıktan sonra mutlaka iki farklı lise türünden tercih yapmak zorunda kalacak. Bu nedenle Bakan Yılmaz'ın 'Hiçbir öğrencimizi, velimizi istemediği bir liseye, bölüme yönlendirme yok' açıklaması fiili zorlamayla anlamını yitirmiş olacak.

Tercihler Çakışacak
Beş tercih yapmaya zorlanan öğrencilerin, ikinci ve üçüncü tercihleri, üçlü çember sistemi nedeniyle fiilen etkisiz kılınacak. Örneğin ilk üç tercihinde Anadolu Lisesi yazan A, B ve C isminde üç öğrenci ele alalım. A adındaki öğrencinin birinci tercihi ile B adındaki öğrencinin ikinci tercihi ve C adındaki öğrencinin de üçüncü tercihi birbiriyle çakışacak. Haliyle Bakanlığın öğrencileri lise türlerine göre 'dengeli dağıtacak' komisyonu da öğrencinin adresine en yakın liseye gitmesini amaçlayacak. Bu durumda A adlı öğrenci, ilk tercihine yerleşemediğinde haliyle dördüncü ve beşinci tercihlerine yazmak zorunda kaldığı farklı lise türlerine yönlendirilecek.

Tercih sisteminde işlemlerine son verebilmesi için beş tercih yapmak zorunda bırakılan öğrenci, bu zorunluluk nedeniyle gitmek istemediği liseleri tercih etmek zorunda olacağı için de Bakanlık, öğrenci bu liseyi tercih etti diyerek sorumluluğu üzerinden atmış olacak. Özetle, ilk üç tercihine Anadolu Lisesi yazan bir öğrenci, dördüncü ve beşinci tercihlerinde imam hatip ve meslek liselerinden birini ya da her ikisini tercih etmek zorunda bırakıldığı için, bu dayatmanın adı 'Öğrenci istemediği okula gitmiyor' olarak kamuoyuna lanse edilecek.

Kriterler Hangi Sıraya Göre Sorgulanacak
Aynı liseyi tercih eden ve puanları aynı olan öğrencilerle karşılaşıldığında ise öğrencilerin ortaöğretim başarı puanları, yıl sonu başarı puanları, okula devam ettiği gün sayıları ve son olarak yaşları da kimin o okula yerleşeceğini belirlemek için temel kriter olarak kullanılacak. Ancak, MEB'in yayınladığı yönetmelikte ve yönergede bu kriterlerin hangi sıraya göre sorgulanacağı açıkça ifade edilmediği için farklı uygulamalarla da karşılaşılacak!

Pansiyonlu/Yatılı Liselerin Yarısı İmam Hatip Lisesi
Son olarak söz konusu 5 tercihinden herhangi birine yerleşememe kaygısı güden öğrenciler için de pansiyonlu liselerden 5 tercih yapılabilmesi sağlanacaktır. Ancak resmi rakamlara göre söz konusu pansiyonlu/yatılı liselerin yarısı İmam Hatip Lisesidir.

Sistemden Çıkış Yolu Olarak Özel Liseler Gösteriliyor
MEB'in ortaöğretime geçiş sistemini yeniden yapılandırmasındaki temel amaç, resmi istatistiklerle de kanıtlanmış olan ve öğrencilerin tercih etmek istemediği, imam hatip ve meslek liselerine öğrencilerin gitmek zorunda bırakılmasıdır. Haliyle velilere bu sistemden çıkış yolu olarak da özel liseler işaret edilmekte ve bu nedenle de özel liselere erken tercih imkanı tanınmaktadır.

İrade Eninde Sonunda Bakanlığın Teslim Ediliyor
Yeni sistemin özellikle büyükşehirlerde ve içerisinde 9 lise bulunmayan ilçelerde neden olacağı sorunların boyutları dahi tahmin edilememektedir. Bakanlığın bu soruna bulduğu tek çözüm İl, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve okulun bağlı olduğu Genel Müdürlük tarafından yerleştirmenin yapılmasıdır. Yani, öğrencinin ve velinin iradesi, eninde sonunda Bakanlığın vereceği kararlara teslim edilmektedir.

Bizler Kabul Etmiyoruz
Bizler, eğitim emekçileri ve veliler olarak çocuklarımızın ve öğrencilerimizin geri dönülemeyecek bir yola sokulmasını kabul etmiyoruz. Her çocuğun, hükümetin siyasi arzularının ötesinde bir önemi, değeri olduğunu düşünüyoruz. Öğrencilerimizin ve çocuklarımızın hayatlarını böylesine olumsuz etkileyecek bir sisteme karşı çıkıyoruz. Bu kapsamda;

Ayrı Ayrı Yargıya Başvuruyoruz
MEB'in ilgili yönetmelik ve yönergesine karşı 12 Nisan 2018 (bugün) tarihinde ayrı ayrı yargıya başvuruyoruz.

Tüm Toplumun Sorunudur
Bugüne kadar yürüttüğümüz çalışmaların ötesine geçerek, konunun sadece 8. Sınıf öğrenci velilerinin değil, tüm toplumun sorunu olduğunu daha güçlü örgütleyebilmek için eylem ve etkinlikler düzenleyeceğimizi ifade ediyoruz.

Sistem Bu Yıl Uygulanmamalı
Yeni sınav sisteminin yıkıcı sonuçlarından çocuklarımızı, öğrencilerimizi kurtarabilmek için bu sistemin bu yıl uygulanmamasını talep ediyor, Bakanlığı eğitim emekçilerinin, velilerin ve öğrencilerin sesine kulak vermeye davet ediyoruz.'