Kispet dendi mi akla minikten başa kadar 14 ayrı boydaki pehlivan gelir. 'Kispet' ve 'Pehlivan' et ile kemik gibidir. Biri olmazsa diğeri de olmaz. Kispet, pehlivanın ekmek teknesidir. Pehlivanın diğer yarısıdır.
Ata, dede, baba ve usta yadigarıdır.

Nasıl ki; Dünya'da ki tüm spor dallarının, sporcuların kendisine has kıyafet ve ekipmanları var ve bu kıyafet ve ekipmanlar olmadan müsabakaya çıkamıyorsa; örfü, adeti, geleneği, oyunları, kıyafeti ile Dünyanın en eski spor dalı olan yağlı güreşte de pehlivanı pehlivan yapan, ona öz güven veren, heybetli gösteren kispettir.

Peki bu kadar önemli bir sporun bu kadar önemli kıyafetini minikten başa kadar her pehlivan giyebiliyor mu? Tabii ki hayır. Ne acıdır ki; bin yıllık bir tarihe sahip Ata sporumuz yağlı güreş geleneğimizi ayakta tutmaya çalışan, gelenek örf ve adetlerimizi yaşatmaya çalışan koçyiğitlerimizin bir çoğu yağlı güreşin olmazsa olmaz kıyafeti kispeti temin etmekte zorlanıyor. Özellikle minikten küçük orta boyuna kadar, alt boy diye tabir ettiğimiz, alt boy derken isme takılıp birileri gibi basit görmeyin onlar alt boy yiğitlerimiz. Bin yıllık tarihi Ata sporumuzun, ulu çınarımızın kökleridir. Özüdür özetidir. Onlar olmazsa bu ulu çınar üstü ne kadar heybetli, gösterişli, endamlı olsa da ilk rüzgarda yerle bir olur. İşte yağlı güreşte kispet kadar, pehlivanlık kadar alt boy pehlivanları da çok önemlidir. Onlar yağlı güreşin temel taşlarıdır, kilit taşlarıdır.

Gel gelelim bin yıllık tarihimizi yansıtan örf, adet, gelenek ve maneviyatımızı temsil eden ayakta tutan bu temel taşları, ulu çınarın kökleri o yıllardan bu yıllara kadar her daim kendi imkanları ile geldiler. Katıldıkları organizasyonlara bir çoğu kendi imkanları ile katılıyorlar. Hiç kimse, hiçbir kurum kuruluş, etkili yetkili kişiler, yazarlar çizerler, görsel ve yazılı basın onların sorunları üzerine çözüm odaklı eğilmedi dertleri ile dertlenmedi. Ne yollukları, ne kalacak yerleri, ne yeme içme ihtiyaçları, ne er meydanında güreş tutmak için giydikleri kispetlerinin temini konusunda çözüm aramadı, çözüm arayanlara da destek olmadı. Bırakın çözüm olmayı konunun açılmasından bile rahatsız olanlar oldu. Konuyu üstün körü geçip sümenaltı edenler oldu adeta.

Yağlı güreşimiz diğer spor dallarına nazaran nasıl ki üvey evlat muamelesi görüyorsa yağlı güreşin kendi içinde de alt boylarımız üvey evlat muamelesi görüyor. Hatta birilerinin elinden gelse yapılan organizasyonları; üst üç boyda Baş, Başaltı, Büyük Orta olarak yapacak. Kaldı ki; maliyetleri bahane edip, zaman zaman böyle birkaç boyun olduğu alt boyların davet edilmediği organizasyonlar da olmuştur. Yapmayın kardeşim böyle uydurma günü kurtaracak çözümler bulurken yağlı güreşin temel taşları alt boyları tamamen yok etmeyin. Yukarıda filler gelişirken aşağıda çimenleri ezdirmeyin.

Ülkemizde tüm spor dallarına bir şekilde destek olunurken, kulüpler alt yapı tesisleri kurulurken, hiç olmadı halk eğitimden desteklenirken, neden bin yıllık tarihe sahip Ata sporumuza, bu sporu ayakta tutan yiğitlerimize sahip çıkılmıyor, desteklenmiyor. Neden çözüm odaklı çalışmalar yapılmıyor.

Bir sezonda üç federasyon değiştirildi. Her talipli bir sürü vaat verdi. Boyunu aşan sözler verdi. Lakin değişen sadece makamlar, kişiler ve makam sahiplerinin ekipleri oldu. Yağlı güreş için, alt boylar için, üst boylar için tepeden tırnağa değişen hiçbir şey olmadı. Bırakın bir şeylerin iyi yönde değişmesini, günümüz ekonomik şartlarının faturası yağlı güreşimizin özellikle alt boy pehlivanlarımızın ve ailelerinin ensesindeki yumruğu katmerledi. İki katına çıkardı. Böyle giderse birkaç yıla kalmaz yağlı güreşimiz tamamı ile gösteri güreşine dönecek ve er meydanlarında güreş tutacak pehlivan kalmayacak. Bin yıldır süregelen bir sporun, geleneğin günümüzde hala pehlivanların kispetleri, yollukları alt yapı tesisleşme sorunları hiçbir gelişme olmadan devam ediyorsa; kimse kusura bakmasın yağlı güreşi ayakta tutan fedakar, cefakar pehlivanlarımız ve aileleridir. Yok mu bir ya da birkaç babayiğit yağlı güreşimizin sorunlarını ve çözüm olabilecek yolları etkili, yetkili makamlara sunabilecek. Doğruları hak ve hakkaniyet içinde işinin uzmanı ehil kişiler ile istişare edip, sorunlara kökten çözüm bulsun. İsimleri, makamları ve güreşin bağlı bulunduğu ismi değiştirmek çözüm değil, isim değil zihniyet çözülmeli.

Günü kurtarma peşinde olanlar ile değil, sorun çözme derdinde olanlar ile yol alın. Çıkarcıları, rantçıları, menfaatcileri ve yancıları temizleyin. İşinin ehli, samimi, hak ve hakkaniyet ile hareket edenler ile yürüyün. Velhasıl; ne yiğidi öldürün, ne de hakkını yiyin.

Saygılarımla...