Somut 600-700 yıllık, somut olmayan neredeyse 1000 yıllık bir tarihe sahip dünyanın en eski sporlarından birine sahip olmamıza rağmen ne hikmetse en geride kalmış, imkan tesisleşme, alt yapısı neredeyse hiç yok denecek kadar az gariban sporu olarak görülen bir yağlı güreş camiasına sahibiz.

Acizane bu durumun temelinde benim gördüğüm son zamanlar biraz kıpırdanmalar olsa da akademik pehlivanlarımız çıkmaya başlasa da kesinlikle yeterli değil. Tahsil durumu, akademik olamama durumu ben yaptım oldu, ben bilirim Rabbena hep bana durumlarının güçlü olması Ata sporumuz yağlı güreşi
gariban sporu görünmekten kurtaramıyor...

Hal böyle olunca ne birlik sağlanabiliyor, ne düzen sağlanabiliyor, nede gereken mercilerden istemesini talep etmesini becerebiliyoruz. Aslında biz yağlı güreş camiası çok büyük, çok güçlü ses getirebilecek bir camia olmamıza rağmen en basit, en pasif kalan oluyoruz. Yağlı güreş camiası; pehlivanı, cazgırı, davulcusu, zurnacısı, saha hakemi, kule hakemi, ağası ve seyircisi ile hiçbir spor dalının sahip olamadığı güce, sese sahibiz. Hiçbir spor dalında ülkenin gündemini belirleyen siyasiler sahaya inip görüntü veremez, konuşma yapamaz, reklam yapamaz. Hiçbir siyasi sabahın 8'inden akşamın 9-10'una kadar bu kadar kalabalık kitleyi bir arada bulamaz, sesini duyuramaz. Hiçbir iş adamı şirketinin reklamını birebir müşterisine sabahtan akşama kadar davul zurna eşliğinde anons ettiremez. Peki elimizde, etrafımızda, yakınımızda, yöremizde bu kadar imkan varken onlar bu camianın gücünden faydalanırken bizler yağlı güreş camiası olarak neden bu güçten faydalanamıyoruz. Çünkü istemesini, talep etmesini, bilemiyoruz. Herkes birey olarak haraket ediyor, birey olarak istiyor. Bu durumda yolunu, yordamını bulanın işine yarıyor. Hal böyle olunca da işini uyduran işim bozulmasın, düzenim kaçmasın, bana dokunmayan bin yıl yaşasın diyor. Bunu derken ekmeğini yediği koskoca bir camiayı telafisi zor durumlara düşürüyor. Daha ileri gidiyorum; öyle insanlar var ki bırakın herkes için istemeyi, yanlışa yanlış diyeni, herkes için eşit isteyeni, doğruları haykıranı düşman belliyor. Neden; eşit olmak, bölüşmek, paylaşmak zor geliyor. Ekipçilik, adamcılık, hemşehricilik, alda susçuluk cazip geliyor. Olmaz kardeşim! Böyle bir sistem bu camiaya hiç bir fayda vermez.

Bir olmalıyız, bir olursak iri oluruz. İri olursak diri oluruz. Diri olursak biz oluruz. Camiamızda akademik kariyerli değerlerimiz var. Alaylı emektarlarımız var. Yağlı güreşimize gönül vermiş seyircimiz var. Pehlivanın sesi, nefesi olan her geçen gün güçlendikce güçlenen, çok kalabalık kitlelere ulaşabilen
sosyal medyacı duayenlerimiz var. Un var, şeker var, helva yapacak ustalar var. Daha ne olsun? Helva olsun, olsun lakin mevlüt helvası değil, düğün dernek helvası olsun. Önümüzde yeni bir yönetim var, yeni bir yapılanma var, güreşi güreşciler yönetecek diyen bir başkan var. Doğru güreşi güreşciler yönetsin fakat bu yönetmeye talip olanlar iyi tesbit edilsin. Ben demesin, sen demesin, şu bu demesin, biz desin bildiğini söylesin, bilemedigini danışsın. Bin düşünsün, bir karar versinler. Nasıl başlarsa öyle gider. Bir olalım, beraber olalım. İyi başlasın, iyi gitsin. Sen gel, sen gelme olmasın. Zerre faydası varsa sende gel olsun. Minderi de, yağlısı da, kara kucağı, şalvarı, abası da faydalansın. Yeni federasyon başkanımızın deyimi ile; 'Ülkemin bir ucunda yırtık güreş ayakkabısı giyen minik bir pehlivanımızın vebali bizimdir.' Federasyon başkanımızın dediği gibi, 'Bende bu düşünce aynı federasyona bağlı tüm güreş branşlarımız içinde hissedilsin.' diyorum. Başpehlivanlarımızın sorunları kadar minik boy ve diğer 14 boy pehlivanlarımızın da sorunlarına çözüm aransın. Ülkemizin bir ucundaki minik pehlivanımızın Pırpıt-Kispet bulamadığı için yırtık kot pantolon ile er meydanına çıkması da dert edinilsin. Alt boy pehlivanlarımızın gittikleri güreşlerde yollukları, yatacak yerleri, yiyecekleri de dert edinilsin. Biz istemesini bilirsek, yağlı güreşimizin olmazsa olmazları; Ağalarımız, Belediye Başkanlarımız, Dünya-Avrupa Şampiyonu, Olimpiyat İkincisi, Şampiyon Federasyon Başkanımız, yağlı güreşin içinden gelen efsane pehlivan Yağlı Güreş As Başkanımız ve Tabii ki ayırımsız tüm siyasiler bu isteğe duyarsız kalmayacaklardır. Tabii yazımızın başında yazdığımız gibi; birey olarak değil, Rabbena hep bana değil, güçlü maneviyatı yüksek bir camiaya ne istediğini, nasıl istediğini bilerek anlatarak, dürüst, samimi, sulandırmadan, geciktirmeden, menfaate ganimete çevirmeden, Ata sporumuza Peygamber sporumuza yakışır değerde istemeliyiz.

Her şey Ata sporumuz güreş için...