Tarihi Edirne Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ne bir hafta, tam bir hafta kaldı. Sezon başından beri yağlı güreşin her türlü sorunlarını konuştuk, tartıştık. Herkes bilgi, birikim ve izlenimleri dahilinde birçok konuda yazdı, çizdi, ekranlara çıktı. İğneden ipliğe neredeyse her şey konuşuldu. Çözüm yolları arandı...

Pehlivanlar konuşuldu, hakemler konuşuldu, cazgırlar konuşuldu, ağalar konuşuldu, başkanlar konuşuldu, kurallar konuşuldu, basın konuşuldu, seyirci konuşuldu, davul ve zurna ekibi konuşuldu. Fakat onlar konuşulmadı!

Kimler bu unutulanlar! Yağlı güreşimize yıllarca emek veren, ter döken, tarihe geçmiş pehlivanlarımız unutuldu. Ahirete iltihak etmiş, yiğit pehlivanlarımızın aileleri unutuldu. Onlar yağlı güreşimizi, er meydanlarımızı unutmadı. Biz onları unuttuk! Koskoca Tarihi Edirne Kırkpınar Sarayiçi Er Meydanı'nda pehlivan tribünü var, ağa tribünü var, protokol tribünü var, basın tribünü var, seyirci tribünü var. Her nedense gözden mi kaçtı, akıllara mı gelmedi bilinmez. Eski Başpehlivanlarımızı ve Ailelerini onore edecek bir tribün yok. Öyle zannediyorum ki onlara özel bir davetiye de yok. Bir kasıt, bir art niyet yoktur elbette. Lakin çok zor bir durum da değildir; yaşayan efsanelere ve ailelerine ulaşmak, onları özel bir davetiye ile davet edip onore etmek, onlara er meydanında bir tribün ayırmak. Anons bile edilmeli bence. Her protokol misafiri davul zurna eşliğinde anons edildiği gibi. Onore edilmeli bu değerlerimiz. Baş köşede yer gösterilmeli, küstürülmemeli. Geçmişine sahip çıkamayan, geleceğine hiç sahip çıkamaz dedirtmemeli. Vefasızmış bu camia dedirtmemeli. Hatırlamalı, hatırlatmalı herkese bu meydanlarda emek verenleri.

Belki de vardır böyle bir çalışma, bilemem ama olmalı da bence. Gelemez bir çoğu; yaşlıdır, hastadır, bekler hasta yatağında. Gelemese de hatırlanmak ister. Nefesine bir nefes daha katar belki de. Bir telefon, bir davetiye, bir selam gelecek olan vardır belki de. Gelmez, gelemez kimse bilmez, tanımaz yer göstermez, diye düşürmez kendilerini ele ayağa. Br değerdir onlar bir çoğu bilmese de hatırlamasa da arayalım, bulalım, ulaşalım her birine. Gelen gelir başımızın üstünde yeri var. Gelemeyene de gönül koymayız vardır bir mazereti elbette.

Hiç unutamıyorum bir değerimiz vardı; Sakarya Hendek'te namıyla mağruf Gaddar Süleyman Atabek. Usta hasta oldu, uzun zaman yatağa bağlı kaldı. Kendisini ziyaret ettik, son zamanları idi ustanın. Cemil Tekin kardeşimle birlikte gittiydik. Vefasız dedi bu camia, vefasız dedi. Emek verdiğim bir sürü çırak gelmedi hiçbiri. Gelmesin de bu saatten sonra zaten dedi. Lakin dikkatimi bir şey çekti. Ustanın yatağı cam kenarında, gözleri hep camda idi. Ha geldi, ha gelecek birilerini bekler gibi. Gelmedi bir kaç vefalı pehlivanın haricinde kimse. Küskün gitti usta, üzgün gitti usta...

İki büyük usta daha var Hendek'te. Namı değer Hafız Abdurrahman Kahveci ve Behiç Atabek ustalar. Biraz hasta hafız usta. Hasta ama lakin yatırmak ne mümkün. Az sonra er meydanına salınacak Başpehlivan gibi dimdik ayakta. Ziyaret ettik koca ustayı. Vefanın İstanbul'da bir semtten ibaret olmadığının bilincinde olan iki güzel yürek ile. İki ezeli rakip, iki ebedi dostun iki yiğit evladı Tarihi Edirne Kırkpınar'ın altın kemerli Başpehlivanı Ordu'lu Mustafa Bük'ün oğlu eski pehlivan, şimdilerde iş insanı Efe Bük ve yine Tarihi Edirne Kırkpınar Başpehlivanlarından Nazmi Uzun'un oğlu Ziraat Mühendisi, Araştırmacı Yazar Zekeriya Uzun ile. Üstelikte onlar istedi, koca ustayı ziyaret edelim diye. Duygulandı koca usta, iki büyük Başpehlivan'ın oğullarını görünce. Ağladı koca usta çaktırmadan eskileri yadedince. Canına can geldi eski günlere gitti. O ağladı, biz ağladık. Ordu'lu Mustafa, Nazmi Uzun dedikçe durdu durdu dua etti. Hem de ne dua, o da bize yeter elbette.

Unutmayalım, unutturmayalım. Değerlerimizi unutturmayalım ki; gün olur biz de unutulanlardan olmayalım. Makamlar, mevkiler, nam, şan, şöhret, güç, kuvvet hepsi gelip geçici. Değer verelim değerlerimize ki, vakti geldiğinde biz de değer görelim. Bir telefon, bir davetiye, bir selam verelim. Edirne Kırkpinar Yağlı Güreşleri Tertip Komite Başkanı, Edirne Belediye Başkanım Sayın Recep Gürkan, T.C. Güreş Federasyonu Başkanım Sayın Şeref Eroğlu, Tarihi Edirne Kırkpınar Güreşleri Ağam Sayın Seyfettin Selim, TGF Yağlı Güreş As Başkanı Sayın Ahmet Taşçı; bu duruma duyarsız kalmazsınız umarım.

Saygılarımla...