Her şer de bir hayır vardır. Zaman zaman durmakta, duraksamakta, kısa süreli geri çekilmekte, fayda var. Bir iki adım geri çekilip bakmak lazım. Biz kiminleyiz, kim bizimle, kim yanımızda, kim karşımızda, kim samimi, kim sahte, kim ellerini oğuşturup tilki gibi kıs kıs gülüyor. Kimin işine yarıyor, bizim duraksamamız.

Şu su götürmez bir gerçekki; her camia da üçkağıtçılar, çıkarcılar, menfaatçiler, fırıldaklar, akşam başka sabah başka hava çalanlar, adamına göre makamına göre el pençe divan olanlar, kuklalar, değer görür elde tutulur.

Senin bu camia da edindiğin yer; kolay yoldan ahbap çavuş ilişkileri ile, ya da yağcılık, yalakalık, fetbazlık yaparak tombaladan çıkarmışcasına kazanılmış bir yer değil. Bizzat dişinle, tırnağınla, söküp aldığın kazandığın bir başarıdır.

Bu sebeple kazandığın kadar kaybettiklerin de çok değerlidir. Senin için kazandıkların alın teri, kaybettiklerin tecrübedir. Birilerinin önümüze ördüğü duvarı yıkmaya gücümüz yetmiyor diye kendimizi parçalayacak halimiz yok elbette. Lakin yolumuzdan da vazgeçecek değiliz.

Yola çıkıp hedefe varamayan yoktur. Yoldan çıkıp hedefe varan da yoktur. Biz doğru bildiğimiz yolda eğilmeden, bükülmeden devam edeceğiz. Birileri kimseye çelme takmıyoruz, tökezletmiyoruz diye ayaklarımız yok zannediyor. Bilmiyorlar ki; biz bu ayakları her türlü çakallığa, alçaklığa, puştluğa rağmen doğru olan yolda yürümek ve dimdik sapasağlam durmak için kullanıyoruz.

Saygılarımla...