Çanakkale; ismini Sevgili Peygamberimizden (S.A.V) alan ve onun övgüsüne mazhar olmuş kahraman Mehmetçiğimizin, azminden ve imanından aldığı güçle bütün dünyaya 'Çanakkale Geçilmez!' diye haykırdığı, tertemiz alnından vurulup toprağa düştüğü, bir hilal uğruna serden geçtiği, bütün yokluk ve imkansızlıklara rağmen yedi düvele karşı savaşarak zafere ulaştığı yerdir.

İmanı, vatanı ve mukaddes değerleri uğruna can vermenin adı olan şehitlik, bizim anlayışımız ve inancımıza göre en yüce ve şerefli makamlardan biridir. Milletimizin başının tacı olan şehitlerimiz din, vatan, millet ve istiklal uğruna anadan, babadan, yardan, evlattan hasılı tüm sevdiklerinden ayrılmayı göze almış, mukaddesatı uğruna gözünü kırpmadan canını vermiş fedakarlık abideleridir. Bu eşsiz şerefin timsali olan şehitlerimiz yüce Rabbimizin sonsuz iltifatına mazhar olmuş ve milletimizin gönlünde en müstesna yeri almışlardır.

'Ölürsem şehit, kalırsam gazi' şuuruyla vatanın her karış toprağı için mücadele etmiş, namusunu payimal etmemiş ve ne pahasına olursa olsun canından aziz bildiği yurduna düşmanları uğratmamıştır. Nitekim Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale şehitlerine yazdığı şiirinde;

'Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi

Bedrin arslanları ancak bu kadar şanlı idi'

diye haykırdığı üzere, kahramanlığın, cesaretin, imanın, azmin ve vatan sevgisinin en güzel örneği olan bu mücadeleyi tebcil etmiş, minnet ve şükran duygularını coşkun bir şekilde ifade etmiştir.

İşte Çanakkale Zaferi gibi birçok şanlı mücadeleyle ecdadımızın bize emanet bıraktığı vatanımız, insanımızın müreffeh bir şekilde huzur ve güven içerisinde yaşadığı, hür olmanın şanını taşıdığı, şerefine izzet kattığı ve üzerinde mukim bulunan insanlarımızın aziz kıldığı bir toprak parçasıdır. Anadolu, sinesi aynı atanların, aynı istikamete bakanların, aynı duygu, düşünce ve değerler uğruna baş koyanların, aynı hedef ve ideallerle geleceği inşa edenlerin yurdudur. Bu vatan her metrekaresi şehit kanıyla sulanmış, ecdadımızın şanlı destanlarıyla binlerce mefahire mazhar olmuş ve bağrında büyütüp kök saldığı insanlık değerleriyle zirveleşmiş dünyanın en kıymetli mekanıdır.

Bugün bizlere düşen, Çanakkale'de şahlanan o muazzam ruh ve şuurun idrakinde olarak hareket etmektir. Bizi biz yapan, bizleri başarıdan başarıya koşturan, bizi yeryüzünde milletlerin en azizi kılan değerlerimizin etrafında kenetlenmek, onları koruyarak yeni nesillere aktarmaktır. Şehit ve gazilerimizin emaneti olan aziz vatanımıza aynı bilinç ve idealle sahip çıkarak, çok çalışıp onu yeni ufuklara taşımaktır.

Bizler, Çanakkale'de yan yana, omuz omuza yatan kahraman şehitlerimizden aldığımız güç ve inançla ülkemize yönelik her türlü hasmane tutum ve saldırı girişimlerine karşı millet olarak tek yürek halinde vatanımıza sahip çıkmalı, birliğimizi ve kardeşliğimizi muhafaza etmeye dört elle sarılmalıyız.

Şunu iyi bilmeliyiz ki; birlik ve beraberlik şuurunu diri tuttuğumuz, değerlerimize sahip çıktığımız müddetçe üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir zorluk, kazanamayacağımız hiçbir mücadele, elde edemeyeceğimiz hiçbir başarı yoktur.

Bu duygu ve düşüncelerle istiklalimizin dönüm noktası olan Çanakkale Zaferinin 106'ncı yıl dönümünde Çanakkale'de tarih yazarak bu vatanı bize armağan eden Çanakkale şehitlerimiz başta olmak üzere; tüm aziz şehitlerimizi sonsuz rahmet ve minnet, gazilerimizi şükranla anıyor, bize bıraktıkları bu eşsiz hatırları önünde saygıyla eğiliyorum.