Aziz Milletinden aldığı güç ve destekle her alanda büyük bir bağımsızlık mücadelesi vermiş, silah arkadaşlarıyla birlikte de Cumhuriyeti kurarak bizlere armağan etmiş olan ve 10 Kasım 1938 günü ebediyete uğurladığımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, vefatının 85. yıl dönümünde saygı, rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.
Bugün Ulu Önder ATATÜRK’ün aziz hatırasını milletçe yad ederken, onun fikirlerini, eserlerini, fedakârlıklarını çok iyi anlıyor, Türk Milletinin birliğini, ülkenin bölünmez bütünlüğünü koruyarak geleceğe güvenle bakıyor, bu uğurda her türlü mücadeleyi kararlılıkla sergiliyoruz. Emanet aldığımız Türkiye Cumhuriyeti’ni O’nun işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefi doğrultusunda, var gücümüzle çalışma azim ve kararlılığımızın tarihten gelen bir sorumluluk olduğunu biliyoruz.
Özellikle Kurtuluş Savaşımızda gösterdiği üstün askerî liderlik ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ortaya koyduğu cesareti ve siyasi dehâsıyla dünya tarihine damgasını vuran ve vatan sınırlarının ötesinde de derin izler bırakan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, milletimizin tarihteki onurlu yürüyüşünün en önemli rehberi olmuştur. Esareti ve boyunduruk altında yaşamayı asla kabul etmeyen, Necip Milletimizden aldığı güç ve inançla her türlü zorluğu azim ve kararlılık ile aşan Cumhuriyetimizin banisi Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK, milletimizin gönlünde en müstesna yerini almıştır ve orada ilelebet var olmaya devam edecektir. Cumhuriyet başta olmak üzere tüm kazanım ve başarılarını armağan ettiği gelecek nesillerimizin de aynı şuur, azim ve kararlılıkla, Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatarak çok daha müreffeh bir devlet haline getireceklerine olan inancımız tamdır.
Nitekim Ulu Önder ATATÜRK bir veciz sözünde, “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir” diyerek yine bizlere yol göstermiş ve kendi duygu ve fikirlerini anlamamıza yardımcı olmuştur. İşte burada bize düşen görev; bundan önce olduğu gibi bundan sonra da O’nun fikirlerine ve eserlerine sahip çıkıp, emaneti olan Cumhuriyetimizi ilelebet korumak ve yaşatmaktır. Yaşanan her türlü zorluğa rağmen istikbale giden yolda birlik ve beraberlik içerisinde verilen eşsiz mücadeleyi unutmadan, milletimizin tüm değerlerine sahip çıkmalı ve onları yeni nesillere aktarmayı kendimize görev saymalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle; ebediyete irtihalinin 85. yıl dönümünde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve silah arkadaşlarını, vatanın birliği ve bütünlüğü uğruna fedai can eden Kahraman Şehitlerimizi ve Gazilerimizi saygı, rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.