Dikbayır, hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonrasında sosyal medya platformlatında, " Yüce Türk Milletinin bilgisine" paylaşımında bulunarak üzerine atılan suçlamalara ithafen son dönemde, emek ve emanetlerin, bazı iddia ve dedikodular vasıtası ile gölgelendiğine şahit olduklarını belirtti.
Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır açıklamasında: "Yüce Türk Milletinin bilgisine;
Türkiye’miz ve milletimiz, siyasetten sorunlarına çözüm beklerken, maalesef son günlerde gündem bazı iddia ve dedikodularla meşgul edilmektedir.
İYİ Parti özelinde yaratılan bu suni gündemde, şahsımla ilgili bazı iddia ve iftiralar da yer almaktadır.
Öncelikle belirtmek isterim ki, İYİ Parti, Türk demokrasi tarihinin en ceberrut döneminde, hayati sorumluluklar ve riskler alınarak kurulmuş bir siyasi harekettir.
Tüm engellere ve tuzaklara rağmen, siyasette kendine yer edinmiş olan İYİ Parti’nin, muktedirleri bile şaşırtan başarısında en büyük pay, hiçbir beklentisi olmadan, şöhret ya da övgü peşinde koşmayan, bu davaya inanmış cesur ve yürekli insanlarındır.
Ben de dahil olmak üzere, partimizin makam sahipleri, binlerce cesur yüreğin emekleri sayesinde, gönül tatmini yaşamıştır.
Siyaset, şöhretler ve kahramanlar üretir.
Ancak, İYİ Parti’nin asıl kahramanları, il ve ilçe başkanlarından mahalle başkanlarına, il ve ilçe yöneticilerinden tüm üyelerimize kadar, bu davanın isimsiz emektarlarıdır.
O isimsiz kahramanlar, eşlerinden, evlatlarından, işlerinden, aşlarından ayırdıklarını, bu hareketin güçlenebilmesi için harcamışlar, ve hiç bir karşılık beklemeden, başta Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener olmak üzere, partimiz ve memleketimiz için feda edebilmişlerdir.
Unutulmamalıdır ki, bu fedakarlıklar, ülkemizin ve Türk milletinin istikbali için, tarafımıza verilen en kutsal emanetlerdir.
Ancak, son dönemde, bu emek ve emanetlerin, bazı iddia ve dedikodular vasıtası ile gölgelendiğine şahit oluyoruz.
Milletimize umut olarak anılması gereken İYİ Parti, maalesef, iftiralar ve dedikodularla anılmaktadır.
İlk günlerde, şahsımın onuru ve şerefi söz konusu olsa da, dava arkadaşlarımın bir toz zerresi kadar bile emeğinin heba olmaması adına, suskunluğumu korudum.
İnandım ve bekledim ki, sayın Genel Başkanımız bu dedikodu ve iftira çarkını kıracak, gereğini yapacak.
İnanıyordum ki, Sayın Meral AKŞENER, İYİ Parti’ye verilen hiçbir emeği, iftira, hırsızlık ve para ilişkileri ile aynı cümle içinde kullandırmayacak.
Ama olmadı.
Bu çirkin ve eğri işlerin önüne geçmek yerine, o kazanın altına odun atıldı.
Suskunluğumu korumakla birlikte, partimizin elini rahatlatmak, soluk aldırmak için, hakkımdaki iddiaların araştırılmasını talep ettim. Hem parti Disiplin Kurulu’na, hem de İYİ Parti TBMM Grup Yönetimi’ne dilekçe verdim.
Ancak, üzülerek tecrübe ettim ki, kutsal emanet gördüğüm emekleri korumaktaki hassasiyetim, partimizin yetkili kurullarında karşılık bulmadı.
Gelinin noktada, Türkiye’ye ve Türk Milleti’ne güneşi vadeden İYİ Parti’nin üzerine gölge düşürülmesi karşısında susmam mümkün değildir.
Gördüm ki suskunluk, Genel Başkanımızın etrafına yuvalanmış olan, ve o güneşi gölgelemeye kalkan hesapçı ve kurnaz kişi ve odaklara güç katmaktan başka işe yaramayacak.
Öyle sınır tanımaz bir iftira kampanyasıyla karşı karşıyayız ki, her gün iddialar değişiyor, her gün yeni yalanlar üretiliyor, her gün yeni kalpler kırılıyor.
Nitekim, benim sayın Genel Başkan ve yakınlarının banka hesaplarını incelettiğim yalanıyla başlayan dedikodular, bugün, disiplin kuruluna sevkimde gerekçe gösterilen taciz iftirasının atıldığı ahlaksız bir girdaba kadar sürüklendi.
Bu kadar basitleşebilen, bu kadar alçalabilen bir güruhun, İYİ ve Cesurları daha fazla kirletmesine sessiz kalamam.
Ben bir haysiyet mücadelesi veriyorum.
Bu mücadele, yalnızca kendi adıma verdiğim bir mücadele değildir.
Bu mücadele, başta canımdan aziz bildiğim ailem olmak üzere, tüm emektarlarımız, gönül veren tüm seçmenlerimiz adınadır.
İYİ Parti’nin, dedikodularla, ve hiçbir ferdinin hak etmediği iftiralarla anılmasına engel olmak içindir.
Bu hareket, tüm emektarlarımıza patronluk taslayan kendine özel üç-beş kendini bilmezin, yalanlarıyla Genel Başkanın fikrini ve vicdanını zehirlemeye kalkacağı, sahipsiz bir hareket değildir.
Bu hareket, il ve ilçe başkanlarımızdan, mahallelerde emek veren cesurlarımıza kadar, hepimize ağalık taslayan üç-beş kendini bilmezin, dedikodu çarkında ezilecek, itibarsızlaştırılacak bir hareket değildir.
Bu hareket, partimizi şahsi malı zanneden, tüm unsurlarını idare edebileceğini zanneden, kendini bilmez bir güruhun elinde oyuncak olabilecek bir hareket de değildir.
Bu hareket, kibirli bir güruhun, İYİ ve Cesur insanları bozuk para gibi harcayabilecekleri bir hareket de değildir.
Bu gerçekler ve yüklediği sorumluluklar gereği, gereken adımları attım, atıyorum.
Bu çirkinlikleri artık, hukukun, adaletin gündemine taşıyorum.
Tüm iddiaların araştırılmasını ve gerçeğin ortaya çıkarılmasını talep ediyorum.
Bu, şahsıma, Genel Başkan Yardımcılığı, Milletvekilliği gibi onurlu görevleri yapma imkanı veren İYİ ve Cesurlar ailesine karşı namus borcumdur.
Bu noktadan sonra bütün vebal de, suskunluğun ebedi zarafetini görmezden gelenlerin boynundadır.
Büyük Türk Milleti’nin bilgisine saygıyla arz ederim" diye belirtti.
İşte O Video;