26 AĞUSTOS MALAZGİRT MEYDAN ZAFERİMİZ KUTLU OLSUN
Tarihimizi; çok iyi ve doğru bir şekilde bilmek, istikbâlin inşâsında; ilk ve vazgeçilmez olan adımlardan bir tanesidir. Ecdadımız, îlâ-yı Kelimatullah'ı; Cihana duyurmak azmiyle, Çin’den; Atlas Okyanusu’na, çok geniş bir coğrafyada; eşi ve benzeri görülmemiş, bir Tarih Destanı; yazmıştır.
Bu destan ile; cesaret, merhamet, adâlet, ilim-irfan, sanat ve zarâfetin şâhikasını, insanlığa; göstermiştir..
O nesil ve onların izinden giden hayırlı nesiller; ilâhî iltifâta mazhar oldular.
“ ( İslâm Dîni'ne; girme husûsunda ) öne geçen ilk muhâcirler ve ensar ile onlara güzellikle tâbî olanlar var ya; İşte, Allah(c.c); onlardan râzı olmuştur. Onlar da, Allah’tan(c.c) râzı olmuşlardır.
Allah(c.c), onlara; içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan; cennetler hazırlamıştır.
İşte, bu; büyük kurtuluştur. ” ( et-Tevbe Suresi,100. Ayet ) Sultan Alparslan ve Anadolu Fâtihi olan; Emirleri…
Kurdukları; medreselerle, istikametini şaşırmış cereyanların; kökünü kazıyan Melikşah, Nizâmülmülk, v.b.… O medreselerde, ihlâslı talebeler yetiştiren;İmâm-ı Gazâlî (rahmetullâhi aleyh)…
Talebelerini, Anadolu istikametinde; irşad hizmetine gönderen Ahmed Yesevî(k.s)…
Haçlıların eline geçen Kudüs’ü; tekrar fethedinceye kadar, kendini hüzne mecbur hisseden; Selâhaddin Eyyûbî... Haçlılara, Anadolu yolunu kapatan; Kılıçarslan…
Hâlık’ı(c.c); tâzîm ve halka şefkat, Kur’ân’a hürmet ve Efendimiz’e (sav) muhabbet, cihad, tebliğ ve hizmet prensipleriyle, îlâ-yı kelimetullah için seferber oldukları nisbette;
Ecdâdımız, hayatın her sahasında; en güzel, en başarılı, en mükemmel neticelere; Rabbimiz'in(c.c) yardım ve Lütfu ile ulaştılar.
Adâletli; idareleriyle, ihlâslı; ilimleriyle, hikmetli; sanatlarıyla, takvâlı; hayatlarıyla, îmanlı ve edepli; nesilleriyle, merhametle yoğrulmuş, hizmet ve cihad dolu ömürleriyle, temâyüz eden bu nesillerin; isimli ve isimsiz Kahramanları, Tarihimizi; şan ve şerefle tezyin etmişlerdir.
Halep'te bulunan, Sultan Alparslan'ın; kısa süre ıçerisinde, Halep'ten; Ahlat'a gelmesi, bölge halkının; öz güvenini artırmıştır. Sultan Alparslan'ın, öncü birliği; Bizans'ın Kutsal Haç'ı ile, Bizans Komutanı'nı; esir alarak, Bağdat'ta bulunan; Halifeye göndermiş.
Kutsal Haç'ın gönderilmesi, önemli; bir nişane olmuştur. Halife de, bütün İslam Âleminde; İslam Ordusu için dualar okutmuştur. İnsanlar içinde, ancak; ihlâs sâhibi olanlar, gerçek kurtuluşa; ereceklerdir. Ancak; ihlâs sâhipleri de, dâimâ; büyük ve tehlikeli bir imtihan üzeredirler.
Gönlü, her daim; Cenab-ı Allah(c.c) ile beraber olan Sultan Alparslan, Adını; Türk-İslâm Tarihi'ne, Altın Harflerle; yazdırmıştır.
Sultan Alparslan, 1071’de Malazgirt Meydan Muharebesi’ne girmeden evvel; bembeyaz elbiseler giymiş ve : “ Bu, Ben'im; kefenimdir! ” diye; askerlerine hitap etmiştir.
Sultan Alparslan, Kendisini; Cihan şöhretine değil, hâlis bir İman Vecdiyle; Şehîtliğe hazırlamış.
Askerine, Harbe girmeden önce; Sultan Alparslan : “ Ya; muzaffer olur, gâyeme; ulaşırım.
Ya da; Şehît olarak, Cennete; giderim. Sizlerden, Ben'i; tâkip etmeyi tercih edenler, Ben'i; tâkip etsin . Ayrılmayı, tercîh edenler; gitsinler! Burada, emreden; Sultan ve emredilen; asker yoktur.
Zîrâ, bugün; Ben de, sizlerden; biriyim. Sizlerle birlikte savaşan; bir Gâzîyim. Beni tâkip edenler ve nefislerini; Yüce Allâh’a (c.c) adayarak Şehît olanlar, Cennete. Sağ kalanlar ise, Gâzîliğe; kavuşacaktır.
Ayrılanları ise, Âhirette; ateş, dünyâda da; rezillik beklemektedir. ” diyerek, güzel ve çok etkileyici; bir konuşma yapmıştır.
Sultan Alparslan’ın; bu iİhlâsına mukâbil,Cenâb-ı Hakk(c.c); O'na, kendi ordusundan; dört (4) misli daha kalabalık bir orduya sâhip olan, Romen Diyojen karşısında; Zafer nasîp eylemiştir.
Savaş, Ahlat'ta başlamiş ve Malazgirt'te de; sonuçlanmıştır.
Sultan Alparslan, kefen mâhiyetinde giydiği beyaz elbisesiyle; Savaş Meydanı'na Yiğitçe çıkmıştır.
Bütün, Ümmet-i Muhammed’in; İslâm’ın muzafferiyetine duâ ettiği, bir Cuma saatinde; Bizans ordusunu, Malazgirt Ovası’nda; 26 Ağustos 1071'de; Allah'ın(c.c) izni ve yadımı ile bozguna uğratmış ve Muzaffer olmuştur.
Türklere, Anadolu'nun kapılarını açan; Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Sultan Alparslan, Kahramanlığı, Öngörüsü ve Başarılı Devlet Adamlığıyla; ön plana çıkmıştır
Malazgirt yenilgisi, Bizans İmparatorluğu'nun gerileme sürecini başlatmıştır.
Bizans İmparatoru Romen Diyojen, Selçuklulara; esir düşmüştür. Sultan Alparslan, Bizans İmparatoru'nu; affettiğini ve Ülkesine iade edeceğini söylemiştir. Sultan Alparslan, bu diyaloğun ardından; antlaşmayı imzalatmıştır. Bu antlaşmada, çok ağır maddeler; mevcutmuş. Antlaşmada, çok dikkati çeken; bir madde de varmış. Bu madde : ' Selçuklu Sultanı, gerek duyduğu ve talep ettiği takdirde; Bizans İmparatoru,Selçuklu Sultanına; yardımcı birlik gönderecek." şeklinde imiş.
Bir bakıma, Selçuklular; Malazgirt Anlaşması'yla, Bizans'ı; kendisine tâbi kılmışlardır.
Bizans İmparatorluğu, 30-40 yıllık Selçuklu Devleti'nin; vassalı haline gelmiştir.
Bizans İmparatoru, ülkesine gittikten sonra; tahttan indirilmiş ve öldürülmüştür.
Sultan Alparslan: " Size, öyle; bir Vatan aldım ki, ebediyyen; sizin olacaktır. " buyurmuştur. Yüce Rabbimiz(c.c)!
Nesillerimizi; Râzı olduğun ve Sen’den(c.c) râzı olan Sahâbe-i Kirâma da; ihsan şuuruyla ittibâ eden, bahtiyarlardan; eyle!..
Milletimizin istikbâlini, mâzîsinin; îlâ-yı kelimetullah, aşk-ı Muhammedî ve kenetlenmiş kardeşlik sırrıyla, Ecdadımızın; muhteşem ve müstesnâ zamanları gibi, mâmur ve âbâd eyle!..
Âmîn!..