Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından 'Tarih ve Siyaset Arasında Din' başlıklı bir konferans düzenlendi. SAÜ İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen etkinliğe AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay konuşmacı olarak katıldı. Aktay, İslam ve Türk tarihinde yaşananlar ve bunların dini boyutları hakkında öğrencilere örnekler vererek siyaset kavramının hayattan kolayca uzaklaştırılacak bir hadise olmadığını belirtti.
Sadece İslam dininde gayrimüslimlerin hakları korunmuştur
Siyasetin hayatla iç içe yer aldığını ifade eden Aktay, ''İslam tarihi boyunca ortaya konan beden siyaseti, başka hiçbir medeniyet tarafından uygulanmamıştır. İslam medeniyetinin bu konuda sayısız başarısı vardır. Bir tek İslam medeniyeti içinde gayrimüslimlere yer ayrılmış ve onların hakları gözetilmiştir. Bu husus Kur'an-ı Kerim'de de tavsiye edilmiştir. Ancak günümüzde gayrimüslimlerin tutumları Müslümanlara karşı hoş değil. Filistin topraklarında yaşananlara gayrimüslimler gözlerini kapatmış durumda. Bu hususta Müslüman ülkeler de sesini çıkarmıyor. İslam ülkelerinde gayrimüslimlere karşı sergilenen tutum gibi, keşke gayrimüslim ülkeler de Müslümanlara karşı aynı tutumu sergilese'' diye konuştu.
Osmanlı Devleti ricali Ermeni çeteler tarafından suikastle katledildi
Osmanlı Devleti'nin yıkılıp yerine yeni bir devletin kurulmasından sonra Türklere karşı yürütülen Ermeni meselesinin çok fazla gündeme geldiğini söyleyen Aktay, 'Sözde soykırım meselesi 1950'li yıllardan itibaren gündeme gelmeye başladı. 1915 olaylarından sorumlu olduğu düşünülen o günün Osmanlı Devleti ricalinin neredeyse hepsi Ermeni çeteleri tarafından suikastle katledildi. Bu konuyu gündeme taşıyan bazı ülkeler çok duyarlı insanlarmış gibi izlenim veriyorlar. Bunu yapan ülkelerin başında Fransa, Amerika, Hollanda gibi ülkeler geliyor. Olay mahkemeye taşınıyor, o mahkeme de onların istediği gibi karar veriyor; o mahkeme mahkeme midir? Mahkeme yetmiyor bir de parlamentolar karar veriyor. Amerika'da bir oy farkıyla soykırım olduğuna karar verildi. Bir oyla tarihte soykırım olup olmadığına karar verilebiliyor. Yahudi soykırımdan sonra dünyada her yerde soykırım oldu, hala da oluyor. Fransa, Ruanda'da en az 900 bin insanın ölümüne yol açan süreci bizzat kendisi gözetti. Almanya'da Yahudi soykırımının anmak bile yasak? Bahsini yapanlara karşı ciddi cezalar veriliyor? Bu nasıl haktır? Bu nasıl adalettir? Batılı ülkeler kendi çıkarları söz konusu oldu mu ellerinden geleni ardına koymazlar ancak mevzu bahis Türkler ve Müslümanlar olunca derin bir sessizliğe gömülürler'' dedi.
İslam kadını yüceltir
Kadınların erkeklere karşı feminist hareket yürütmesinin mümkün olamayacağını vurgulan Aktay, 'Dünyada kadınları en çok ezenler erkekler değil yine kadınların kendisidir. Bunun üzerinde kimlik inşa etmek çok farklı bir şeydir. Karşılarına düşman diye erkek figürünü inşa ediyorlar. Bu durum da başka bir kimlik ortaya koymaktır. Müslüman dünyasında kadına verilen değer her şeyin üstündedir. Kadını her şeyden üstün gören bir din kadınlara karşı nasıl kötülük yaptırabilir ve kadınların, erkeklere karşı ayrımcı politika da bulunmalarını ister?'' ifadelerini kullandı.
Din ve siyaset ilişkinin aslında bir bütün olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Yasin Aktay konuşmasını, şu şekilde tamamladı:
''Siyaset hayatımızdan kolay kolay uzaklaştırabileceğimiz bir alan değil. Hele ki din alanından uzaklaştırabileceğimiz bir alan hiç değil. Neden mi? İşe La İlahe illallah diye başlıyoruz biz Müslümanlar olarak ama Yahudi ve Hristiyanlar da inançlarına göre ilahi bir sözle başlıyor. Onlar da bizim gibi bir inanca sahip. Onlar da bir şeytan düşüncesine, kafirler düşüncesine sahip. Kafirlere karşı nasıl bir mücadele verileceği stratejisi bütün dinlerin esasıdır. Biz ve onlar: siyasetin özü budur. Dost ve düşman olmadan siyaset olmaz. Düşmanınızla her zaman savaşmazsınız bu yüzden siyaset vardır. Dengeyi sağlamak için mücadeleniz için siyaseti en iyi şekilde uygulamalısınız.''