Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kasım Ayı Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında düzenlenen program, İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda pandemi tedbirlerine uygun olarak gerçekleştirildi. Konferansa Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Resül Narin, Kültür ve Sanat Şube Müdürü Ahmet Kiremitçioğlu, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Programın açılış konuşmasını İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı yaptı. İslamcılık konusunun ilahiyat fakültelerini, hocalarını ve öğrencilerini yakından ilgilendirdiğini ifade eden Dekan Bostancı, Prof. Dr. İsmail Kara'nın yakın dönem Türk düşünce tarihi ve din-siyaset ilişkileri alanlarında çok önemli araştırmaları bulunan değerli bir ilim adamı olduğunu belirtti ve davetlerini kabul ettiği için Prof. Dr. İsmail Kara'ya teşekkür etti. Prof. Bostancı ayrıca İlahiyat Fakültesi ve Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen akademik ve kültürel programlar sebebiyle başta Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem Yüce olmak üzere Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Furkan Beşel'e ve Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Resül Narin'e teşekkürlerini iletti.
Prof. Dr. İsmail Kara, konuşmasının başında 'İslamcılık Bugün Nasıl Anlaşılabilir?' sorusunun dünyanın, uluslararası siyaset merkezlerinin, İslam ülkelerinin siyasi merkezlerinin yakından ilgilendiği bir soru olduğunu ifade etti. Siyasî merkezlerin bu soruyla ilgilerinin Müslümanları ve İslam dünyasını belli istikametlere doğru yönlendirmek şeklinde işlediğini belirten Prof. Dr. Kara, uluslararası siyaset merkezlerinin ve İslam dünyasının siyasî merkezlerinin kendi politikaları istikametinde islamcılığı desteklediğini ya da kösteklediğini söyledi. İslamcılık konusunun İslamî endişe sahipleri, İslamî ilimlerle uğraşanlar ve İslam dünyası için hayati bir mesele olduğunu vurgulayan Kara, 'Çünkü İslam dünyasının bir buçuk-iki asırlık son tecrübesi içerisinde bu düşüncenin ve bu hareketin çok önemli etkileri olmuştur… İslam dünyası için hususen üst düzey dinî eğitim alanlar için bu hayatî derecede önemli bir meseledir. Dolayısıyla soruyu önemsemek lazım.' şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Kara, islamcılığın İslam ve müslümanlıktan kısmen ayrı olan bir alan olduğunu söyleyerek şu ifadelere yer verdi: 'İslamcılık, İslam dairesinin içindedir. Bunda şüphe yok. Fakat İslam daha büyük, en geniş daire olarak düşünülürse islamcılık dediğimiz hadise, hem zaman olarak hem muhteva olarak bunun içinde bir parçadır. Dolayısıyla islamcılığı İslama eşitlemek, bu her bakımdan yanlış bir şeydir. Bu ayrımı yapmak lazım. İkinci ayrım; islamcılık Müslümanlığa da eşitlenmez. Çünkü islamcılığın farklı yönleri var… Bütün Müslümanların islamcılıkla irtibatlı olmaları şart değil, mümkün de değil. Böyle bir şey de olmamıştır netice itibariyle.'
İslamcılık düşüncesi ve hareketinin en geriye götürülecek tarihinin 1770'li yıllar olacağını belirten Prof. Dr. Kara, bu dönemde Osmanlı Türkiye tecrübesi dahil olmak üzere büyük İslam coğrafyalarının hemen hepsinde eşzamanlı olarak yeni şartlarda yeni yönelişlerin ortaya çıktığını kaydetti. Kara, bunun İslam dünyasının modern Avrupa ile farklı bir çerçevede karşı karşıya kalmasıyla alakalı olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı: 'Buna genel olarak askerî mağlubiyetler deniyor. Bu, genel bir adlandırmadır. Problem sadece askerî mağlubiyetlerle sınırlı değil. Burada sizin ilgilendiğiniz oryantalist çalışmaların çok önemli etkisi var. İletişim, ulaşım şartlarının değişmesinin, dolayısıyla Batı Avrupa modern düşünce ve hayat anlayışının İslam dünyasına intikalinin kolaylaşmasının ciddi bir etkisi var. Sömürgeleştirme hareketlerinin ciddi bir etkisi var. Yani İslam dünyası askerî mağlubiyetler ve sömürgecilikle karşı karşıya kaldığı bir dönemde modern Avrupa'yı tanımaya, anlamaya ve buna karşı düşünceler, politikalar, hareketler geliştirmeye başlıyor.'
Prof. Dr. Kara, islamcılık düşüncesi bağlamında karşılaşılan ilk ciddi problemin, mektep-medrese çatallaşması ve bilgi-bilim anlayışının değişmeye ve çatallaşmaya başlaması olduğunu söyledi. İslamcılık düşüncesiyle birlikte bütünlüğü olan yeni bir İslam yorumunun ortaya çıktığını belirten Kara, islamcılık hareketini siyasete inhisar etmenin doğru olmadığını söyledi. Kara, islamcılık düşüncesinin bütün tarihi boyunca hem muhalif hem de muvafık bir hareket olduğunu, geleneksel din anlayışına da kısmen muhalefet ettiğini ifade etti.
Prof. Dr. Kara, konuşmasının devamında islamcılık düşüncesinin temel kaynaklarından bahsetti. İslamcılık düşüncesinin iki temel kaynağı olduğunu kaydeden Kara, bunlardan birincisinin; 'kaynaklara dönüş' ve 'asrı saadete dönüş' şeklindeki yöneliş olduğunu söyledi. Kara, 'Bu, müslümanların o gün içinde bulundukları şartları, sahip oldukları din ve İslam anlayışını ve yaşadıkları müslümanlığı yeterli görmeyişleriyle hatta yanlış anlaşılmış, yanlış yorumlanmış, yanlış yaşanmış olarak görmeleriyle alakalıdır.' dedi. İslamcılık düşüncesinin ikinci kaynağının ise modern Batı düşüncesi olduğunu belirten Kara, 'Hususen bilim anlayışı, teknoloji anlayışı ve modern aydınlanma felsefesi itibariyle bu üç alan, islamcılık düşüncesinde dolayısıyla İslamî ilimlerde kaynaklara dönüş hareketi kadar etkilidir' ifadeleri kullandı.
Prof. Dr. Kara, konuşmasında islamcılık düşüncesi içerisinde tartışılan temel konulara da değindi. Kara, bilgi-bilim meselesi, rejim tartışmaları, yeni islam yorumları ve yeni ahlak anlayışını bu ana konular arasında sayarak bu çerçevede tartışılan problemler hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Kara, konuşmasının sonunda ise İslamcılık düşüncesinin bugünkü durumu hakkında bazı değerlendirmelerde bulundu.
Program, dinleyiciler tarafından sorulan soruların Prof. Dr. İsmail Kara tarafından cevaplandırılmasının ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı tarafından günün anısına Prof. Dr. İsmail Kara'ya hediye takdim edilmesinin ardından sona erdi.
Konferansın videosu SAÜ İlahiyat Fakültesi'nin YouTube kanalından izlenebilmektedir.