Hafızalarımıza kazınan o büyük Marmara depreminden bu yana tam 22 yıl geçti yaraları hala silinmedi. Resmi raporlara göre 45 saniye sürmesine rağmen 3.890 kişi hayatını kaybetti. 7.284 kişi yaralandı. Depremde Yıkık-Ağır hasarlı 24.678 konut, 5.146 işyeri, Orta hasarlı 18.406 konut, 3.764 İşyeri, Az hasarlı 27.329 konut, 2.699 işyeri hasar gördü.
1999 Marmara depreminin ekonomik maliyetinin devlet planlama teşkilatı 15-19 milyar dolar olduğunu hesaplıyor. 2001 krizine sebep olduğunu ileri süren iktisatçılar mevcuttur.
Ülkemizde deprem konusunda bilinmeyen yoktur. Bilimsel çalışmalar sonrası ortaya çıkan çözüm önerilerinin uygulanmasında aksamalar mevcuttur.
Ülkemizi, kentlerimizi yapılarımızı depreme karşı hazırlanmanın iki temel yolu vardır. Birincisi mevcut yapı stokumuzun iyileştirilmesi güçlendirilmesi ikincisi ise yapı üretim sürecinin denetlenmesidir.
1-İlimizde sağlıklı bir yapı envanteri yoktur. 1999 depreminden önce olan ve imar affı ile ruhsatlandırılan yapı stokların depreme mukavemeti ciddi kuruluşlar tarafından risk raporları ile karne almaları sağlanmamıştır.
2- Başta Adapazarı ilçemiz zemin sıvılaşmasının ve zayıf taşıma gücünün en yoğun olduğu bölgedir.
3- Kamuyla paylaşılmış DEPREM MASTER PLANIMIZ yoktur. Buna göre RİSKLİ ALAN RİSKLİ YAPILAR bilinmiyor.
4- Uzmanların ifadesine göre ilimizde 7 bin bina deprem güvenliğine uygun olmadığını, güven sağlanmadığını ifade ediyor. Daire bazında bakıldığında 20 bin daire bulunduğu ifade ediliyor.
5- Kamu binaları, okullar, altyapı, yollar, köprüler, incelenmeli bunlarla ilgili gereken önlemler alınmamıştır. Halen kamu hizmeti verilen riskli binalarda hizmet çalışmaları devam etmektedir. Orada yaşam risk altındadır.
6- YIK-YAP anlayışı ile hareket edilmesi, sosyal ve kentsel alt yapı problemlerini ortaya çıkarmaya devam etmektedir.
7- Kentsel dönüşüm uygulamalarında birinci önceliğin deprem riski bulunan çok katlı binaların yoğun olduğu şehrin merkezinden başlanması gerektiğine inanıyoruz.
Adapazarı ilçesinde günlük yaşantının aktığı Doğu çevre yolu-Millet Bahçesi aksı ile Patates hali-Karaağaç aksi arasında kalan bölgede Kentsel dönüşüm başlanması öncelikli olmalıdır.
İlimizde 1999 depreminden sonra ilk önce 2 kat daha sonra 3 kat yapılması halk tarafından da benimsenmiş ve uygulanıyor.
Ancak son günlerde beton lobilerinin ve imar çetelerinin baskıları ve talepleri sonucunda büyük şehir belediye başkanımız Sayın Yüce prensip karar olarak milleti başka yere taşımayalım, mevcut katı kadar daireler yaptıralım diye prensip kararı aldık açıklaması tekrar DİKEY yapılaşmaya izin vermek istemesi Büyükşehirde kat yasağını delme hamlesidir. Hiçbir bilimsel dayanağı olmadan Sayın Yüce kat yasağını delmek istiyor.
Sakarya Ticaret ve Sanayi odası yönetim kurulu Başkanı Sayın Altuğ da destek veren açıklamalarını hayretle karşılıyoruz. Efendim neymiş, gerekli şartlar oluşturularak Adapazarı'nın bu zemininde çok katlı bina olurmuş. Buna en iyi cevabı geçmişte Sakarya Üniversitesi rektörü Prof Dr Muzaffer Elmas vermişti Adapazarı zeminini çok katlıya zorlamanın felaket olacağını ifade etmişti.
Bu talep ve isteğe AKP genel başkanının yatay mimariden vazgeçip dikey mimariye onay vereceğini beklemiyoruz.
1999 yılı dahil olmak üzere 22 yıldır AKP iktidarı hem yerelde hem ulusal hükümette yurdumuzu yönetmektedir. İlimizde % 65 bir oy çoğunluğu ile bütün ilçeleri de yönetmektedir. Ne yazık ki her an deprem felaketinle yüz yüze olmamıza rağmen gerekli olan çalışmalar önlemler yapılmamıştır. Acilen kenti oluşturan birleşenleri halk, yönetim, stk lar deprem bilincinde değilse bilinçlendirmek gerekir. Birlikte yukarıda saydıklarımız önlemlerin alınmasını geliştirerek almalıdırlar.
Son olarak 'YAŞAMAK İSTİYORSAN DEPREMDEN KORUN' DEPREMLE YAŞAMAK DEMEK, ÖNLEM ALMAK DEMEKTİR.
Saygılarımla.