Aile olmak, kendini tamamlamaktır.
İnsan yarım yaratıldı, hep tamamlamak ve tamamlanmak ister. Yarımı, eksiği eşiydi. Havva için Adem, Adem için Havvaydı. Kendileri tamamlamak için birbirlerini aradılar, buldular ve tanıdılar. Arayıp da buldukları yer, merkez, irade aileydi, kendilerini aile olarak tanımladılar. Çünkü tek buluşma zeminleri aileydi. Aile dışında hiçbir meşru zeminleri yoktu.

Aile olmak, yaratıcı iradenin parçası olmaktır.
Yaratıcı iradenin kaynağı olan Allah, insanlardan bu iradenin yeryüzünde tecellisini istedi. Varlık zincirinin devamlılığı için yeni bir insan gerekliydi. Su ve topraktan yaratılan bu insan yeni bir insan ortaya koymalıydı. Bu insan olmazsa buradaki varlığın anlamı da olmayacaktı. Aile insan varlığının devamının sigortasıdır. Nesil emniyetinin garantisidir. İnsan ailede doğar, ailede yaşar, ailede ölür.

Aile olmak, sevgiyi, umudu, merhameti yani insanı insan yapan değerleri yaşamak ve yaşatmaktır.
İnsan bu değerlerle ilk defa aile içinde tanışır, bunlarla hayata tutunur, mücadele eder. İçinde sevginin, umudun ve merhametin olmadığı bir hayat insan için büyük bir cehennemden farksızdır. Sevgi umut ve merhamet ailede yeşerir, yeşertilir, büyütülür ve bunlarla bütün bir insanlık beslenir. Bir ailede var olan bu değerler bütün bir insanlığın umudu olur.

Aile olmak, acıya, zorluğa, çileye, baskıya karşı bir olmaktır, birleşmektir.
Hayat kaçınılmaz olarak insanın önüne farklı yüzlerle görünür ve her an bunlarla yüzleşilir. Karşılaşılan acılar, zorluklar, çileler ve baskılara karşı aile sığınılan, korunulan ve bunlara karşı mücadele edilen bir kaledir.
Aile, kalesinde birliğini ve bütünlüğünü koruduğu zaman bunları aşmak ve yenmek kolaylaşır. Eğer aile bu birliği kuramazsa, dayanışma içinde olamazsa, bunları yenemez. İnsanın ilk direniş ve mücadele merkezi ailedir. Ailede kazanılmayan savaş hiçbir yerde kazanılamaz.

Aile olmak, imtihan dünyasında birlikte imtihan olmaktır.
Hayat doğumdan ölüme kadar her an geçirilen bir imtihandır. İnsan büyük bir imtihan için yaratıldı. Bu imtihan için kendisine emanetler, sözler, mallar, makamlar, bilgiler, güçler ve değerler verildi. Verilen emanetlere sahip çıkmak, korumak, yaşatmak insanın en büyük göreviydi.
Bu görevi ertelediği, unuttuğu, inkar ettiği zaman, insan, aile, toplum ve devlet bozulur. Var olma sebebi olan imtihanı ailede geçirmek bu mücadelenin ilk safhasıdır. Baba, anne ve çocuk bu imtihanın ana parçalarıdır. Bu büyük imtihanı geçmek için bilgi, hikmet, ilim, amel gerekiyor.
Aile olmak; bu imtihanın parçası olmaktır ve bu imtihanda ortak kaderi paylaşmaktır.

Aile olmak, hayatın provasını yapmaktır. Hayat büyük mücadelelerin, acıların, sancıların, zaferlerin, mutlulukların yaşandığı büyük bir meydandır. Bu meydana çıkmak, bu meydanda yerini almak, bu meydanda savaşmak, bu meydanda beklemek büyük bir hazırlığı gerektirir. Hem maddi hem de manevi olarak varlığını buna hazırlamak gerekiyor. Aile olmak bu hazırlığın ilk safhası ve temelidir. Burada yapılmayan hazırlık ile çıkılan meydanda yenilgilerin, kaosların olması kaçınılmazdır. Hayat meydanındaki mücadelenin ilk provası ailede yapılır.

Aile olmak, Cennet ve Cehennemi bu dünyada yaşamaktır ve hazırlamaktır.
İnsan sürekli cennet ve cehennem paradoksunda yaşar. Her adımıyla bazen cennete, bazen cehenneme yaklaşır. Cehennem ateşini, cennetin güzelliklerini bu dünyadan taşır. Aile, insanın cennetini ve cehennemini inşa etmeye başladığı yerdir. Düşündükleri, tavırları, sözleri, ahlakı, anlayışı, algısı ve tavırlarıyla cennetini veya cehennemini inşa eder. Aile; cennet ve cehennemin ilk prova edildiği yerdir.

Aile olmak, medeniyetin kurucu iradesi olmaktır.
İnsan hangi medeniyet olursa olsun, o medeniyete ait değerleri, ilkeleri, anlayışları önce ailede inşa eder. Ailede inşa edilen pratize edilen değerler, ilkeler o medeniyetinin kurucu değerleri olurlar. O medeniyetin varlığı ve gücü işte yine bu ailede kurulan değerlerin gücüne bağlıdır. Eğer değerler zayıf, çürük, içi boş ise o medeniyetin varlığı ve devamlılığı da olmayacaktır. Ancak ailede kurulan o değerler ve ilişkiler sağlam, köklü, fıtri, ilahi ise bunların kurduğu medeniyet kalıcı olur insanlık içinde bir umut olur.