Oyun bağımlılığı günümüz teknoloji çağının en önemli problemlerinden birisi. Psikolog Ebru Özer Özkul, uzun saatler oyun oynama, günlük rutinlerini aksatma, oyun oynamadığı zamanlarda bile oyunu düşünmenin oyun bağımlılığı olduğunu söyledi. Özkul, oyun bağımlılarının akademik ve sosyal hayatlarında sürekli oyunla meşgul olduklarını, bunun da insani ilişkilerini bozduğunu söyledi.
Ebru Özer Özkul, bu kişilerin oyun oynaması engellendiği zaman çevresindeki insanlara tepki göstererek çatıştıklarını belirterek, 'Oyuna bağımlı hale gelen kişiler oyunu bırakmakta yetersiz kalıyor, oyunun başından kalkmakta zorlanıyor. Oyundan ayrıldığında da yoksunluk belirtileri gösteriyor, zihni hala oyunla meşgul oluyor' dedi.
Psikolog Ebru Özer Özkul şu bilgileri verdi:
Oyunlar Nasıl Bağımlılık Yapıyor?
'Oyun ilk etapta seni bir rakiple karşılaştırıyor. Bazen bilgisayarla bazen de çevrimiçi olarak başka insanlarla rekabet edebiliyorsun. Onu yendiğinde haz duygusu yaşıyorsun. İnsan kazanmayı seven bir varlık. Oyunlar adım adım ilerliyor. Level atladıkça; bir sonraki aşamaya geçebilmek için, daha zorlu oyunu kazanabilmek için yeteneklerini geliştirmen gerekiyor. Bu oyunlar gerçek hayatta yaşayamadığınız çok iyi hikayeler sunuyor size. Oyunda bir şeyi başardığınızda yeni bir yetenek yükleniyor veya daha güçlü bir silah veriliyor. Bu insanları motive eden bir şey. Beyinlerde kazanma ihtiyacı var. Oyunda zaman geçirdikçe kazanma hırsınız giderek artıyor. Gerçek hayatta bir insanın kahraman olma ihtimali çok zayıf, ama o oyunların kahramanı siz oluyorsunuz.
Bilinç dışı seviyemiz buna göre bir koşullanma sağladığımızda o oyunda kalmamızı sağlıyor. Ne kadar uzun saatler kalırsanız bağımlılık dereceniz o kadar artıyor derinleşiyor. Onsuz yapamaz hale geliyorsunuz. Oyunun içinde kendinizi özdeşleştiriyorsunuz ve o karakterle bütünleştiriyorsunuz.
Sigara alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı gibi durumlarda ortada sizi bağımlı hale getiren bir madde var. Oysa oyun bağımlılığında beyin dopamini kendi üretiyor, sonra kendi ürettiği şeye bağımlı hale geliyor. Karakteri güçlendirmek ve kazanma hissini yaşamak için daha uzun süreler oyunda kalıyor ve giderek gerçek hayattan kopuyorsunuz.
İlişkiler Zarar Görüyor
Oyun bağımlılığı ilişkilerde sorun yaratıyor. Bu karı-koca veya sevgili ilişkileri için de geçerli, anne-çocuk veya arkadaş ilişkisi gibi diğer sosyal ilişkilerde de geçerli. Evli çiftlerde boşanma sebebi bile olabiliyor. Adam akşama kadar çalışıyor. Akşam beraber zaman geçirmeleri gerekirken oyunun başına oturuyor. Diyor ki: 'benim stresimi bir tek oyun alıyor'.
Oyun esnasında gerçeklikten soyutlandığınız bir alanda yaşıyorsunuz. Dışarıda ne olup bittiğinden haberiniz olmuyor. Çocuk düşüyor babanın haberi olmuyor. İlişki gerçektir, gerçek ise zaman ve emek gerektirir. Ama oyun sizi gerçeklikten koparıyor ve zihninizi meşgul ediyor. İlgi azalıyor, emek ortadan kalkıyor. Kadın da diyor ki: 'Hayatı paylaşamayacaksam bu ilişkiyi neden sürdüreyim ki?'
Erkekler daha keşfedici, daha saldırgan oyunlar oynuyor, vurdulu kırdılı kurtarmalı güç oyunlarını seviyorlar. Kadınlar ise bu tür oyunlardan uzak duruyorlar.
Çocuklarda ve Gençlerde Oyun Bağımlılığı
18 yaş altı oyun bağımlılığına farklı gözle bakıyoruz. Oyunların tamamen zararlı olduğunu söyleyemeyiz. Belli bir sınırı aşmamışsa çocuklarda bu durumu davranım bozukluğu olarak nitelendiriyoruz. Ama saatlerce oyun oynuyorsa, sürekli oyun düşünüyorsa ve normal hayatındaki görevlerini aksatıyorsa bunu bağımlılık olarak değerlendirebiliriz.
Uzmanlar yetişkinlerde oyun bağımlılığından kurtulmak için bir anda bırakmayı savunurken, 18 yaş altı için sınırlandırmak, zamanı kontrol etmek ve zararlı oyun türlerinden uzak tutmak daha yaygın bir görüş. Tabii oyunu kişinin hayatından çıkardığınızda yerine onu ikame edecek bir şey koymanız gerekiyor. Bu bazen yeni bir hobi, bazen yeni bir uğraş, bazen spor olabiliyor.
Bazen ebeveynler diyor ki: 'Benim çocuğumda dikkat dağınıklığı hiperaktivite bozukluğu var. 20 dakika ders dinleyemiyor ama nasıl saatlerce oyunun başında kalabiliyor?' Dikkat ve hiperaktivites durumu olan kişilerin bir şeye dikkatini verebilmesi için çok fazla uyaranın olması ve çok fazla yönerge verilmesi gerekiyor. Oyunlarda bu fazlasıyla var. Dersi 20 dakika dinleyemeyen çocuk saatlerce oyunda kalabiliyor. Çünkü ders, gerçek hayat yavaş akıyor. Çocukların beyni ise hıza alışkın. Çok fazla uyaranla baş edebiliyorlar. Oyunlarda hızlı bir akış var. Ne yapacakları oyunculara yönerge olarak veriliyor. Hızlı bir akış olduğunda çocuklar dikkat ve konsantrasyon ile birlikte o hızlı akışın içinde kalmayı tercih ediyorlar.
Obezite ve Duruş Bozukluklarına Yol Açıyor
Bilgisayar başında uzun saatler geçirilmesi nedeniyle oyun bağımlılığı duruş ve omurga bozuklukları, kamburluk, skolyoz gibi iskelet ve kas sistemi sorunlarına yol açabiliyor. Kişinin beslenme düzeni bozuluyor. Kişi oyun başından kalkmadığından, ne yediğinin farkında olmadığından obeziteye de sebep olabiliyor.
Bilişsel Davranışsal Terapilerle Tedavi Ediliyor
Oyun bağımlılığı olan kişilerin mutlaka uzman yardımı almaları gerekiyor. Çünkü bundan kurtulmadığında kişinin hayatında geri dönülmez zararlara yol açıyor. Ciddi ilişki sorunları yaşanıyor. Psikolog veya Psikiyatr yardımı almak gerekiyor. Biz bilişsel davranışsal terapilerle bu sorunun üstesinden gelebiliyoruz. Bu düşüncenin değişmesine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bazen de destekleyici medikal tedaviler gerekebiliyor '.