Sakarya'nın Hendek ilçesinde bulunan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda yaşanan patlamada 7 işçi yaşamını yitirmiş, kalan patlayıcıların imha işlemi için sevki esnasında da 1'i sivil 12 kişinin yaralandığı, 3 askerin yaşamını yitirdiği ikinci bir patlama meydana gelmişti.
Patlama ile ilgili soru işaretleri devam ederken MÜSİAD, Valilik ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından fabrikanın denetimleri yapıldığı ve emniyetli olduğu peş peşe tekrarlanmıştı. Patlama sonrası iş güvenliği uzmanı ve ustabaşı tutuklanırken gelen tepkiler üzerine fabrikanın sahibi Yaşar Coşkun günler sonra tutuklanmıştı.
Sakarya İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi(İSİG) Girişimi, Sakarya AKM önünde söz konusu patlama ve ardından yaşananlarla ilgili açıklama yaptı. Makina Mühendisleri Odası Sakarya İl Temsilciliği Yürütme Kurulu Başkanı Salim Aydın'ın yaptığı açıklamada asıl sorumluların işveren ve kamu otoritesi olduğu vurgulandı.
'İhmal yoksa bu patlamalar ve bu ölümler neden oluyor' sorusunu soran Aydın n yetkili ağızlardan gelen ilk açıklama ise 'ihmal varsa gereği yapılacaktır' şeklinde. Peki ihmal yoksa yıllardır bu patlamalar ve bu ölümler neden oluyor' şeklinde sorguladı.
'Bu kara tabloyu kader ve fıtrat ile açıklamak, her iş cinayetinden sonra suçun iş güvenliği uzmanı, ustabaşı ve mühendislere yüklenmesi ise gerçek sorumluların korunması içindir' ifadelerini kullanan Aydın; 'Kanunlar işyerinde hertürlü önlemi alma, gerektiğinde üretimin durdurulması gibi sorumlulukları işverene vermiştir. Bununla birlikte önlem alma konusunda gerçek anlamda yetki ve güce sahip olan iki kesim vardır. Birincisi işveren diğeri ise kamu otoritesidir.' dedi.
Her iş cinayetinde sorumluluğun alt düzeyde çalışan ve yetkileri olmayan kimselere yüklenildiğini belirten Aydın, Sorumluluğu olan üst düzey kamu görevlilerinin yargılanmasını engelleyen tutumdan vazgeçilmelidir. Soruşturmalar gizlilikle değil, şeffaflıkla yürütülmeli, sorumlular kamuoyunun gözünden kaçırılmamalıdır' isteğinde bulundu.
'MEVZUAT NEDEN YENİLENMEDİ?'
Aydın, Sakarya İSİG Meclisi Girişimi adına iktidarın yanıtlaması için bir dizi soruyu basın önünde şu şekilde sordu:
Süleyman Soylu yaptığı açıklamada değerlenedirmelerin 1987 yılında yayınlanmış bir tüzüğe göre yapıldığını, bu tüzüğün eski olduğunu söylemiş, peki 2007 yılında açılan bu fabrika tüzük hükümlerine uymadığı halde nasıl açılmış, çalışmasına kim neden izin vermiştir? AKP 18 yıllık iktidarı boyunca bu alandaki mevzuatı neden yenilememiştir?
Yılda enaz 3 kez denetlenmesi gereken bu fabrika kaç kez denetlenmiştir, denetim sonuçlarında tespit edilmesi gereken eksikler raporlarda var mıdır? Ya da bu eksiklerin giderilmesi için ne tür yaptırımlar uygulanmıştır?
İçişleri bakanlığı tarafından oluşturulmuş herhangi bir komisyon bu işletmeyi denetlemiş midir?
Daha önce yaşanan patlamalar sonrasında bu işletmenin faaliyetleri neden durdurulmamıştır?
Burada üretilen ürünlerin uygunluk testleri ve üretim onayları nasıl verilmiştir?
'KALAN PATLAYICI NEDEN 30 KM ÖTEYE TAŞINDI?'
Kalan patlayıcı maddelerin neden 30 km uzaktaki bir alana taşınmıştır ve kullanılan araç Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun mudur?
Neden 1,5 tonluk patlayıcı madde bir araca yüklenmiştir. Neden daha küçük parçalar halinde taşınmamıştır?
'ARAŞTIRMA ÖNERGESİ NEDEN REDDEDİLDİ?'
Çalışma öncesinde ayrıntılı risk değerlendirmesi yapılmış mıdır?
Taşınan patlayıcılar hakkında askerler ve kamyon şoförü bilgilendirilmiş midir?
Taşınan maddelerin patlayıcı olmadığı fitil vb olduğu yönünde bir bilgi verildiği iddiası araştırıldı mı?
Üniversiteler ve meslek örgütlerinden bu süre zarfında teknik açıdan neden destek alınmadı?
Meclise sunulan meclis araştırma önergesi neden reddedilmiştir?