Sakarya Üniversitesi Abı Hayat Topluluğu tarafından 'İlahiyat Vizyon Programı' başlıklı bir etkinlik düzenlendi. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleşen etkinliğe İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı, İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara ve İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tahsin Görgün konuşmacı olarak katıldı.
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı'nın açılış konuşması ile başlayan etkinlik, Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara'nın 'İmkan ve Zaaflarıyla Çağdaş İslami Akımlar' konulu konuşması ile devam etti.
Prof. Dr. Büyükkara, konuşmasında mezhep kavramı üzerinden cemaatleşmenin sosyolojik, psikolojik ve dini boyutunu ele aldı. Mezhep adı verilen dini yapıların daha önceden dini bir ekol olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara, 'İslam'ın çizdiği yolda kaldığınızda mezhepleşme olmaz. Çağdaş cemaatleri izlemek bize potansiyel bakış açısı kazandırır. Mezhepleşme ve tarikat boyutunu görmemizi sağlar. Çağdaş yaklaşımlarla İslam tarihinde örneği olmayan yeni oluşumlar ortaya çıkmıştır. Günümüzdeki tarikatlar, modern olgular olarak farklı bir kimliğe bürünmüştür' ifadelerini kullandı.
'Her cemaatin bir karakteri vardır'
Modern olguların ortaya çıkışına siyasi işgaller, İngiliz sömürgeciliği ve Batı emperyalizminin neden olduğunu belirten Büyükkara, bunun İslam coğrafyasına sadece askeri değil siyasi ve ekonomik olarak da zarar verdiğini söyledi. Prof. Dr. Büyükkara, 'Zenginleşen Avrupa, misyonerlik faaliyetleri ile İslam devletlerini etkisi altına almak istedi. Eş zamanlı olarak Oryantalizm, İslami değerlere saldırdı. Batılı zihniyetlerin ispatlamak istediği şey, İslam'ın sahte bir din olduğu, bilim ve ilimde ilerleyemeyeceği idi. Birçok İslam alimi ve din adamı bu düşüncenin karşısında durdu ve 18'inci yüzyılda konu ile ilgili fikir çalışmaları başladı. Medreseler ve üniversiteler kuruldu. Kurtuluş hareketleri, ihya ve ıslah hareketleri meydana geldi. Bunların bir sonucu olarak İslamcılık hareketi doğdu' şeklinde konuştu.
Cumhuriyet döneminden sonra farklı İslami tavırların oluşmaya başladığının altını çizen Prof. Dr. Büyükkara, her cemaatin bir karakteri olduğunu, bu karakterlerin toplamına akım denildiğini, bir akım içinde farklı cemaatler olabileceğini söyledi. Cemaatlerin sahip olduğu ölçütlerden bahseden Prof. Dr. Büyükkara, bu ölçütleri günümüz çağdaş akımlarına uyarlandığında gelenekçilik, ıslahatçılık ve modernizm olmak üzere üç farklı yaklaşımın ortaya çıktığını söyledi.
'Refaha giden yol kaostan geçer'
İslami akımlar ile ilgili tasniflerin klasik dönemde büyük bir sorun olduğunu, günümüzde de sorun olmaya devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Büyükkara, gelenekçilik, ıslahatçılık ve modernizm üçlü tasnifini esas almakla beraber, akımlar arasında geçişkenlik olabileceğini de belirtti. İhya hareketlerini hazırlayıcı nedenleri, bu hareketlerin ele aldığı temel meseleleri ve bu hareketlerin farklı yönlerini anlatan Prof. Dr. Büyükkara, Osmanlı İslamcılığı ve Cumhuriyet Dönemine yansımalarına kısaca değindi.
Gelenekçiliğin temel özelliklerini sıralayan Prof. Dr. Büyükkara, değişik akım ve cemaatleri 'selefiyye gelenekçiliği', 'medrese gelenekçiliği' ve 'tarikat gelenekçiliği' alt başlıkları altında inceledi. Islahatçı akım ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Büyükkara, bu akımın dini ve ilmi meselelerden daha çok siyaset, ekonomi, eğitim ve öğretim odaklı faaliyet yaptıklarını söyledi. Büyükkara, bu akımın gelenekçi cemaatlere kıyasla daha disiplinli, hiyerarşik ve resmi bir yapıya sahip olduklarına dikkat çekti.
İslam modernizmini anlatan Prof. Dr. Büyükkara, bu akımın diğer akımlardan geleneği sorgulama, aklı ön planda tutma, sosyal bilimler ve felsefi birikimleri yüksek kişilerden oluşması bakımından farklılaştığının altını çizdi. Modernistlerin tek ölçüt olarak Kuran'ı kabul ettiğini söyleyen Büyükkara, İslam modernistlerinin bu ana kaynağa farklı yaklaşım sergilemeleri nedeniyle 'metinselci modernizm' ve 'tarihselci modernizm' temsilcileri olduğunu kaydetti. Düşünce çeşitliliğinin kaosa sebep olduğunu vurgulayan Büyükkara, refaha giden yolun ise söz konusu kaostan geçtiğini belirtti. Prof. Dr. Büyükkara, 'Farklı yapı ve akımlar irtibat halinde olursa ve birbirleriyle diyalog kurabilirlerse, ön yargılar kırılabilir. Tüm bunların ana teması budur' ifadelerini kullandı.