Moderatörlüğünü İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hülya Terzioğlu'nun yaptığı online konferans, SAÜ İlahiyat Fakültesi Youtube kanalı üzerinden canlı olarak yayınlandı.

Konferansın açılışında konuşan Doç. Dr. Hülya Terzioğlu, özgürlük konusunun İslam'ın ulûhiyet ve insan anlayışı açısından belirleyici bir konu olduğunu ifade etti. İslam inanç sistemi açısından bu meselenin nasıl telifi mümkün hale getirilebileceği, yaşanılan dünyanın yükselen değeri olan özgürlük kavramının kadim kültürümüzden faydalanılarak nasıl açıklanacağı ve tanımlanacağının mühim bir mesele olduğunu söyleyen Terzioğlu, bu önemli konuda konferans vermeyi kabul eden Doç. Dr. Osman Demir'e teşekkür etti.

Doç. Dr. Osman Demir ise konuşmasında İslam düşüncesinin klasik döneminde insan özgürlüğüne dair ortaya konulan görüşlerin yanı sıra konunun günümüzü ilgilendiren yönleri hakkında açıklamalarda bulundu. Kader ve özgürlük tartışmalarının her zaman var olduğunu ve insanlık kadar eski olduğunu belirten Doç. Dr. Demir, konunun Allah'ın belirlemesi (ilahî takdir) ve beşerî tercih (ihtiyar) şeklinde iki yönü olduğunu, meseleye insan merkezinden bakıldığında zihnimizin daha az karışacağını söyledi.

Konuşmasının devamında insana mutlaka bir özgürlük alanı açılması gerektiğini kaydeden Demir, aksi halde dinden, sorumluluktan, akıldan, iyilikten ve kötülükten, ahiretten, sevap ve cezadan, cennet ve cehennemden bahsedilemeyeceğini belirtti. Cebriyenin mezhep olmaktan çok bir tavır olduğunu söyleyen Demir, 'Biz mükellef olmadan mecburuz. Özgürlüğümüzü kullanma aşamasına geldiğimizde, kemalu'l-akl seviyesine geldiğimizde o zamana kadar metafizik bir çerçeve bize toplum tarafından, ailemiz tarafından, insanlar tarafından bir Tanrı inancı yüklenmiş oluyor. Dolayısıyla bu anlamda mecburuz. Önce mecbur olduğumuzu sonra muhtar olduğumuzu algılamamız, idrak etmemiz lazım' şeklinde konuştu.

İnsanın özgür olduğunu ve bu konuda tartışma olmayacağını belirten Demir, kelamcıların da insanın özgür olduğunu kanıtlamaya çalışmadıklarını, insanın özgür olduğunu zorunlu olarak bileceğini kabul ettiklerini söyledi. Bu bağlamda özgürlükten kaçışın sorumluluktan kaçış olacağını ifade eden Demir, ancak fail-i muhtar bir Tanrının özgürlük verebileceğini değinerek, 'Kendi zaten sınırlı olan, mûcib biz'-zat olan Tanrı'dan, mecburen yaratması gereken bir Tanrı'dan ne kadar özgürlük fikri çıkabilir ya da üretebilir' dedi.

Demir, konuşmasının devamında kader meselesinin İslam tarihindeki yeri üzerinde durdu. Kader meselesinin kelamın ortaya çıkışını belirleyen en önemli meselelerden biri olduğunu ve kelamın konularının bunun üzerine şekillendiğini söyleyen Demir, İslam öncesi dehr anlayışı ve İslam tarihinin ilk dönemlerindeki kaderle ilgili tartışmalar hakkında da açıklamalarda bulundu. Program, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.