SAÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden Doç. Dr. Paki Küçüker'in moderatörlüğünde gerçekleşen konferansın açılış konuşmasını TÜRKMER Müdürü Doç. Dr. Köksal Şahin gerçekleştirdi. Doç. Dr. Şahin, TÜRKMER olarak yaptıkları etkinliklere gençlerin yoğun katılımına dikkat çekerek, 'Yaklaşık bir haftadır biz bu konuyu konuşuyoruz, Türk Dil Kurumu Başkanımız katılacak, dediğimizde gerçekten enteresan hayal gücünü zorlayan sorularla karşılaşıyoruz; Türkçenin geçmişi hakkında, konuşulduğu jeopolitik havzalardaki Türkiye ve Türk Dünyası açısından taşıdığı önem hakkında…' dedi. Ömer Seyfettin yılı ilan edilen 2020'deki etkinliklere gençlerin yoğun katılımını da hatırlatan Şahin, 'Geçen yıl Ömer Seyfettin'le ilgili yaptığımız hikaye çalışmasına çok güzel bir katılım oldu, bizi de şaşırttı. Yazın da onun kitabını basıp dağıtacağız' ifadesini kullandı.
Açılış konuşmasının ardından söz alan Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, konferansın da isim konusu olan Türkçe'nin Dünya Dili olmasına dikkat çekerek, Türkçenin neden dünya dili olduğunu açıkladı.
'Türk sadece bir ırk adı değildir, millet adıdır'
İfadenin öneminin altını çizen Prof. Dr. Gülsevin, Türkçenin 'dünyada en çok konuşulan' veya 'dünyanın dili' olmadığını 'dünya dili' olduğunu söyleyerek önce 'Türk' kavramına dikkat çekti. Türk kelimesinin iki manaya geldiğini söyleyen Prof. Dr. Gülsevin, Türk kelimesinin sadece bir ırkı değil bir milleti ifade ettiğine dikkat çekerek, 'Millet ırkın üstünde bir kavramdır. Çeşitli göz renginde, dinde olan insanların bir arada oluşturdukları sosyolojik birlikteliktir; antropolojik bir birliktelik değildir. Türk sadece bir antropolojik adı değildir; bir millet adıdır' ifadelerini kullandı.
'Türk milleti bir ırmak gibidir'
Prof. Dr. Gülsevin, Türk kültürünün tarih boyunca dolaşarak diğer milletleri ve kültürleri etkileyip, etkilendiğini hatırlatarak, 'Türk, doğuda kuzeyde Sibirya'dan, Avrupa'nın ortalarına kadar yayılmış, bütün Avrasya'yı ırmak gibi dolaşmış… Nasıl bir ırmak dolaştığı yerden etkilenir ve etkilerse, Türk kültürü, dili, mutfağı, müziği ve dini, yaşadığı coğrafyadaki halkların dininden, dilinden, müziğinden ve mutfağından etkilenmiş ve zenginleşmiştir. Sakın üzülmeyin biz şunlardan şu yemeği öğrendik diye, sakın üzülmeyin biz dolaştığımız coğrafyada şu kıyafeti veya şu müzik türünü de kendimizin yapmışız diye sakın üzülmeyin. Herkese nasip olmaz' diye konuştu.
'Dili ayıramayız'
Türk ve Türkçe'nin bu zengin etkileşimin sonucu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gülsevin, 'Türk budur Türkçe budur. Türkçe dediğimiz zaman gençlerimiz kısır bir şekilde 'Sadece kökeni etnik olarak Türk diline ait olan kelimeler, benimdir geri kalanı benim değildir' psikolojisine asla girmesinler, nasıl ki biz bu milletimizi etnik yapılarına göre ya da antropolojilerine göre ayıramazsak, bölücülük olur o milleti bölmüş olursunuz, dili de ayıramayız' dedi.
'Kelimeleri fethediyoruz'
Dilimize giren kelimelere sahip çıkmamız gerektiğini savunan Prof. Dr. Gülsevin, 'Kelimeleri alıyoruz fethediyoruz bizim yapıyoruz, tıpkı dolaştığımız coğrafyalarda mutfakları müzikleri öğrendiğimiz ve öğrettiğimiz gibi, biz de tabi kendi kelimelerimizi o kültürleri veriyoruz. Etnik kökeni Türk olmayan kalem, kitap ve kafa kelimesini alıp fethedip öbür coğrafyalara da dağıtıyoruz' ifadelerini kullandı. Açıklamasını örneklendiren Gülsevin, 'Yani kafa kelimesi Arapçadır kullanmayalım derseniz; kafadan çatlak, kafa çekmek, kafası kırık, kafaya almak gibi hepsini birden atmaya kalkarsan fethettiğin hiçbir şey kalmaz senin yarın kapına icracılar dolanır, 'madem sen fethettiğin kelimeleri atıyorsun; fethettiğin İstanbul'u da…' diye başlarlar. İstanbul ne kadar bizimse kitap kelimesi o kadar bizimdir' diye konuştu.
Kapanış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Fatih Savaşan, TÜRKMER'e teşekkür edip SAÜ'deki merkezlerin ve enstitülerin çalışmalarının örnek olduğunu söyledi. Verdiği konferans için Prof. Dr. Gülsevin'e teşekkür eden Rektör Savaşan, 'Yunus Emre ile ilgili bir konuşma yapmak üzere onun dilimiz üzerine katkıları ve taşıyıcılığı konusunda belki de davet edilebilecek en iyi akademisyeni konuşmacı olarak yapmak ayrıca teşekkürü hak ediyor' diye konuştu.