BASIN AÇIKLAMASI

Türkiye kamuoyu Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu'nun, üniversitelerle ilgili 'neredeyse fuhuş evleri' tanımlamasını tartışıyor. Daha önce de spekülatif açıklamalarıyla gündeme gelen Sofuoğlu'nun birkaç açıklamasını altyapı olarak kamuoyunun dikkatine sunmak isterim;

Sofuoğlu, Ayasofya'daki mozaiklerin kaldırılmasını istediği bir açıklamasında: Camide fahişe olur mu? Fakat, ikonlar ortadan kaldırılmazsa Fatih'in emaneti Ayasofya, fahişe ZOE ile fahişenin sergilendiği dünyadaki ilk cami olacak. Bu yönüyle emanetine saygısızlık yaptığımız Fatih'in, ortadan kaldırdığı ikon yani putları koruma saçmalığına bir son verin artık.' demişti.

Şubat 2018'de Sofuoğlu bu kez: 'Google'ı kullanan, ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han'dır. Gidemiyor, ulaşım imkanları yok, gitse sorun olacak payitahtta. Ne yapıyor? Fotoğrafını çektiriyor, izliyor. Oradan bir şey üretiyor. Google'ın ilk mucidi bu anlamda Sultan Abdülhamid Han'dır. 'Coğrafya kaderdir' deniliyor ya coğrafyanın da psikolojisi var' açıklamasıyla gündemi meşgul etti.

Türkiye'nin de taraf olduğu İstanbul Sözleşmesiyle ilgili de sosyal medya hesaplarından: 'Çok okudum, kafa patlattım. Bu lanet sözleşme kan dökülecek gizli tuzaklarla dolu. Sözleşmenin tamamını, DİKKATLE okuduğunuzda bunu anlıyorsunuz. İstanbul Sözleşmesini OKUMADIĞINIZI SİZ BİLİYORSUNUZ. Bari bu metni okuyun. NASIL UYARAYIM ARTIK BİLMİYORUM. BU METİN ÇOK KAN DÖKECEK' paylaşımını yapan Sofuoğlu son olarak katıldığı bir TV programında Z Kuşağını eleştirirken üniversitelerle ilgili ' Sayın Cumhurbaşkanımız da vurguladı. Neredeyse fuhuş evleri' ifadelerini kullandı. Bu sonuca 27 yıllık akademi geçmişinde son bir iki yıldır öğrencilerin derslere katılımının son derece düşük olmasını gerekçe gösterdi. Programa katılan bazı konukların 'hocam yapmayın, biraz ağır oldu' eleştirilerine kulak asmayan Sofuoğlu 'Gelin ben sizi gezdireyim. Siz nerede yaşıyorsunuz, komşulara soralım, muhtarlara soralım' savunmasıyla iddiasında ısrar etti.

DEVA Partisi İl Başkanlığı olarak bu açıklama ve iddiaların hepsini kınıyor ve reddediyoruz. Üniversitelerimizde ilim tahsili peşinde koşan ve türlü fedakarlıklarla, zorluklarla eğitim mücadelelerini sürdüren öğrencilerimiz ve velilerimiz, idari ve akademik kadrolarda görevli üniversite camiamız adına bu açıklamayı utançla karşılıyoruz. Bir kısmını mürekkep cehalete, bir kısmını da kara mizaha havale edebileceğimiz bu açıklamaların sonuncusu maalesef hakaretten başka bir yere tevil edilemeyecek durumdadır.

DEVA PARTİSİ olarak; uluslararası sıralamalarda her geçen yıl pozisyon kaybeden üniversitelerimizin bilimsel yayınlarla gündeme gelememelerinin önemli nedenlerinden birinin de 'bilimsel kaygı yerine ideolojik özdeşlik, liyakat yerine biat kültürünün üniversitelerimize hakim olması' olduğunu düşünmek bile istemiyoruz. Züccaciye dükkanına girmiş bir fil gibi, arkasından neresini nasıl toplayacağımızı şaşırdığımız bu açıklamalarla ilgili bilim insanına kamuoyu adına aşağıdaki soruları sormayı da gerekli görüyoruz:

  1. Her şeyden önce bilimsel olarak genellemeler yapmak için elinizde yeterli veri olmak zorundadır. Türkiye'de yaklaşık 8 milyon civarında üniversite eğitimi alan gencimiz bulunmaktadır. İdari ve akademik kadrolar ve paydaşlarla bu sayı 9 milyona yaklaşmaktadır. 9 milyon insanın doğrudan birebir ilişikli olduğu, aileleri de hesaba katarsak nüfusun yarısını birinci dereceden ilgilendiren üniversitelerimizin 'neredeyse fuhuş evleri' olduğunu genelleyecek bilimsel veriniz nedir? Ayrıca örneklem yönteminizi de öğrenmek isteriz?
  2. 'Neredeyse fuhuş evleri' diye nitelediğiniz bu kurumlardan birinde tam olarak ne Profesör Doktorusunuz?
  3. Bütün üniversiteleri 'neredeyse fuhuş evleri' diyerek neredeyse öğrenim gören tüm öğrencileri ve belki idari personelle akademisyen arkadaşlarınızı da zina ile suçlamış oluyor musunuz? İslam'da bir insana zina isnat etmenin şartları ve hükmü nedir? Bu durumda dinen kul hakkına dolayısıyla günaha girmiş oluyor musunuz? Bu isnattan ari olan herkesi tek tek bulup helallik almanız gerekiyor mu? Sözlerinizin dinen vebalinin farkında mısınız?
  4. Bu suçlamayı yaparken ahlaken haddi aşmış ve gayri ahlaki bir tutum sergilemiş oluyor musunuz? Olmuyor iseniz hangi ahlak anlayışına sahipsiniz, bunu kamuoyu ile paylaşır mısınız? Bu sözlerinizin ahlaki karşılığının farkında mısınız?
  5. Bu suçlamayla sosyolojik olarak geniş bir topluluğu tahkir etmiş ve toplumun bir kısmına karşı nefret suçu işlemiş, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmiş oluyor musunuz? Sözlerinizin sosyolojik etkilerinin farkında mısınız?
  6. Bu suçlamanın öznesi olan öğrencileri ve ailelerini ve kapsam daraltması yapmadığınız için bu kurumlarda görev yapan herkesi nasıl bir psikolojik duruma sürüklediğinizin farkında mısınız? Sözlerinizin psikolojik etkilerinin farkında mısınız?
  7. 'Neredeyse fuhuş evleri' dediğiniz üniversitelerden birinde 27 yıldır görev yapıyorsunuz. Nerede görev yaptığınızın ve görevinizin sorumluluğunun farkında mısınız?
  8. Ne dediğinizin farkında mısınız?
  9. Kendinizin farkında mısınız?

DEVA PARTİSİ SAKARYA İL BAŞKANLIĞI olarak; sağlıklı bir zihnin ürünü olmadığı açık olan bu hezeyanların sahibinin gerekli tedaviyi olana kadar acilen açığa alınmasını acil bir gereklilik olarak görüyoruz. Çalıştığı kurumlara 'neredeyse fuhuş evleri' önyargısıyla yaklaşan birinin oradaki mesai arkadaşlarına ve ders verdiği öğrencilere olan mezkur bakış açısıyla nasıl bir bilimsel fayda sağlayacağı da tartışmalıdır. Ayrıca; gerek üniversitelerde okuyan öğrencilerimizin, gerekse bu öğrencilerin ailelerinin tahkire, üniversitelerimizin ve idari ve akademik personellerinin tahfife uğradığı bu talihsiz açıklamalardan dolayı ilgili şahsı kamuoyundan özür dilemeye, Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanlığı'nı, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı'nı, SAÜ Rektörlüğü'nü ve Yükseköğretim Kurulu'nu (YÖK) idari ve disiplin işlemleriyle ilgili göreve davet ediyoruz.

DEMOKRASİ VE ATILIM PARTİSİ

DEVA PARTİSİ SAKARYA İL EĞİTİM POLİTİKALARI BAŞKANI – AHMET KURT