SAÜ Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi (SASGEM) tarafından düzenlenen konferansa SAÜ Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Jeofizik Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu konuk oldu.
'Deprem ve Yaşam' konusunun ele alındığı konferansta konuşan Prof. Dr. Utkucu, Türkiye'nin aktif ve yıkıcı depremler üretebilen Alp - Himalaya Tektonik Kuşağı üzerinde bulunduğunu belirterek, bu kuşakta bulunan fayların 5 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Türkiye'nin en önemli tektonik kuşaklarının Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ve Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) olduğunu aktaran Prof. Dr. Utkucu, Doğu ve Batı Anadolu'da her dağın altına birer fay çizilebileceğini kaydetti.
'Doğal güzellikler varsa faylar da var'
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu ve deprem ülkesinde yaşamanın bazı riskleri ve zorluklarının yanı sıra güzelliklerinin de olduğunu ifade eden Utkucu, 'Bildiğimiz gibi geçtiğimiz ay Ege Denizi'nde deprem meydana geldi. Ege Bölgesi'nde bulunan koylar, depreme de neden olan faylar tarafından oluşturuldu. Marmara Bölgesi'nde de Sapanca Gölü'nün ve Kartepe'nin oluşma nedeni aynı şekilde fay hattından dolayıdır' dedi. Depreme önceden hazırlanmanın ve deprem farkındalığının önemine işaret eden Utkucu, 'Yağmur yağacağını bildiğimizde şemsiye alıyorsak, kamp yaparken çadır alıp kapalı bir alan arıyorsak, depreme karşı da depremle birlikte yaşama ihtiyacımızı gözetmemiz gerekiyor' diye konuştu.
'Depreme hazırlık yapılmalı'
Depreme hazırlık yapmanın risk unsurunu azaltacağını dile getiren Utkucu, 'Biz sürekli deprem riski ve deprem tehlikesinden bahsediyoruz. Tehlikeyi tanımlıyoruz. Fiziksel maruziyet ve incinirlikten bahsetmedik. Maruziyet konusunda faya uzaksanız deprem riski küçülecektir. İncinirlik açısından baktığımızda da deprem sigortası yaptırabiliriz. Binaların deprem yönetmeliğine uygun olup olmadığı kontrol edilebilir ve zemin etüdü yapılabilir. Her türlü acil durum planlamalarını yapmak gerekli. Malzemeleri depolamak, insanları bu konuda eğitmek, tatbikatlar, seminerler düzenlemek, yani afet farkındalık oluşturmak önemli. Etkin bir risk yönetimi için her bir fert, her bir özel sektör, her bir kurum bu işe el atmalı, elini taşın altına koymalı' dedi.
'Ege'de bazı faylarda gerilme azaldı'
İzmir Depreminin İzmir'in güneyinden geçen bazı fay hatlarını rahatlattığını ifade eden Utkucu, her bir depremin bazı fay hatlarında gerilme yüklemesi oluşturduğunu, bazı faylarda ise gerilmenin azalabileceğini söyledi. Utkucu, 'Artçı depremlerin çoğu büyük depremin oluşturduğu gerilme değişimlerinden kaynaklanıyor. İzmir'in güneydoğusundaki fay hattı ise biraz yükleme oluşturulmuş görünüyor. Kuşadası'ndan ve Söke'den geçen fay hattında biraz yükleme oldu ama yakın zamanda kırıldığı için, bir deprem ürettiği için fazla bir endişe oluşturmuyor' şeklinde konuştu.
'Risk yönetimi güncellenmeli'
7 şiddetindeki bir depremin 32 tane 6 şiddetindeki depremin enerjisini taşıdığına dikkat çeken Utkucu, 'Afet yönetiminden verim almak istiyorsanız, afetin zararlarını etkin bir şekilde azaltmak istiyorsanız risk yönetimini güncellemelisiniz, kriz yönetimini değil. Afet öncesi risk yönetimidir, afet esnası ve sonrası da kriz yönetimidir. Afet yönetimi, risk yönetimi ve kriz yönetiminin birleşiminden oluşuyor' dedi.
'Deprem uzmanı sayısı az'
Türkiye'de teknolojik olarak depremleri çok iyi izler hale gelindiğini ve bu alanda çokça veri biriktiğini belirten Utkucu, bu verileri değerlendirecek uzman sayısının ise azlığına dikkat çekti.