İLİ : SAKARYA

TARİH :29 /11/2013

KONU : HOŞGÖRÜ[1]

خُذِ الْعَفْوَ وَاْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ

(Araf 7/199)

Muhterem Müslümanlar!

Yüce dinimiz İslamın, güzel ahlakı yaygınlaştırma, topluma huzur ve esenlik sağlamak için getirmiş olduğu en önemli ilkelerden biri de Hoşgörüdür. Hoşgörü bir şeyi anlayışla karşılama, tahammül etme ve müsamaha gösterme; insanların dil, din, ırk, cinsiyet bakımından farklılıklarından rahatsızlık duymama halidir.Kur’an-ı Kerimin birçok ayetinde Allahû Teâla, hoşgörülü olmak, öfkeyi yenmek, affedici olmak ve kötülüğe iyilikle karşılık vermek gibi manevi değerlerle huzurlu bir toplum oluşturma adına emirlerde bulunmuştur. Rabimiz bir ayette “Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz cevir.”[2] Bir diğer ayette ise “ Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et”[3] ifadesiyle, hoşgörünün önemini vurgulamış; Kötülüklere karşı iyilikle muamele etmekle ilgili olarak da Cenab-ı Hakk; “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki candan bir dost olur”[4] buyurmuştur.

Değerli Müslümanlar !

Hoşgörü konusunda Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bizler için en güzel örnektir. Resul-i Ekrem’in kısa sayılabilecek bir sürede İslam dinini tebliğ etmesindeki başarısı, onun davranışlarındaki inceliğe, yumuşak kalpli olmasına ve hoşgörülü davranmasına bağlanmıştır. “Eğer sen kaba ve katı yürekli olsaydın, etrafından dağılıp giderlerdi”[5] ayetiyle hoşgörülü davranması hususunda Peygamber (s.a.s.) Efendimizin ve dolayısıyla da bizim dikkatimiz çekilmiştir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de bir defasında eşine .”Ey Aişe ! Anlayışlı ve hoşgörülü ol, anlayış ve hoşgörünün olduğu yer güzelleşir. Bunların bulunmadığı yer ise çirkinleşir.”[6] tavsiyesinde bulunmuşlardır.

Aziz Mü’minler !

Yurdundan zorla çıkarılan Peygamber Efendimiz tekrar Mekke’ye döndüğü zaman müşriklere son derece hoşgörülü ve merhametli davranmıştır. Kendisine o kadar eziyetler etmiş olan Mekkeli müşrikleri affederek kişisel intikam hesapları yapmamış; onlara Hz. Yusuf’(a.s.)un kardeşlerine söylediği sözlere benzer bir hitapla “ Bugün size hiçbir şekilde her hangi bir kınama, aşağılama olmayacaktır. Gidiniz ! Hepiniz hür ve serbestsiniz”[7] diyerek serbest bırakmıştır. Atalarımız; Fahr-i Kainat Efendimizden intikal eden muhabbet ve hoşgörüyü en güzel şekilde koruyarak; güzel yurdumuzda asırlarca din, dil, ırk, inanç ve mezhep farklılığına rağmen; birbirlerine karşı sevgi ve saygı içerisinde huzurlu bir hayat yaşamışlardır.

Aziz Cemaat!

İnsanların birbirlerini daha az anladığı, farklı görüşlere tahammül edilmediği ve çeşitli sebeplerle çatışmaların yaşandığı bir dönemde herkes hoşgörüye ne kadar da muhtaçtır. Kalpleri insan sevgisiyle dolan Hakk dostlarının ifade ettiği gibi, ‘Yaratılanı, Yaratandan dolayı sevelim’ ve kimsenin kalbini kırmayalım. Kalbini kırdığımız insanlardan özür dileyelim. Ağlattığımız varsa güldürelim. İnancı, ırkı, cinsi, dili ne olursa olsun kimseyi hor ve hakir görmeyelim. Sevgi ve saygı toplumu oluşturmaya gayret edelim. Bize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmayalım. Din, dil, renk, inanç ve düşünce farklılıklarını bir zenginlik olarak görerek kardeşçe yaşamanın yollarını arayalım. Yüce Rabbimiz sevgi ve hoşgörü ikliminde bizlere birlik ve dirlik nasip etsin..Amin!

[1] Ferhat ASLAN Serdivan- Dağyoncalı Köyü Camii İmam-Hatibi

[2] Araf; 7/199

[3]Hicr; 15 /85

[4] Fussilet; 41/34

[5] Ali-İmran; 3/159

[6] Ebu Davut; Sünen, C.3 S.98

[7] M.Hamidullah; İslam Peygamberi C.1 s.268