İnanın nasıl ve nereden başlayacağımı bilemiyorum.

Çünkü anlatmaya çalışacağım insan o kadar güzel kelimelerle cümleleri kuruyor ki onun için onu ifade etmekte hata yapmayayım diye zorlanıyorum.

Tüm dünyayı saran bu lanet olası Covid-19 belası güreşe vurduğu darbe sanki yetmezmiş gibi koca ustayı da bizden kopardı.

Hastalığa yakalanıp tedavi olmaya başlamadan 1-2 gün önce kendisiyle telefonla konuştum. Hendek'te Hendek'in değerleri ile ilgili bir araştırma yapan genç kardeşlerim bana ulaşarak kendilerine yardımcı olmamı istediler. Geçmiş yıllarda Cazgırlık yapmış bir büyüğümüzü sordular. Bende bu kişiyi bilse bilse Kırkpınar Başcazgırları bilir diyerek hemen telefona sarılarak Şükrü Kayabaş ve Mehmet Tura'yı (Pele) aradım.

Koca ustam o kadar naif, o kadar mütevazı ki her zaman olduğu gibi yine telefonu buyrun 'Cemil bey' diye açtı. Koca ustayla hal hatır faslından sonra gençlerin aradığı kişiyi kendisine sordum, kendisi aynen şöyle söyledi. 'Cemil bey ben 50 yıldır bu er meydanlarındayım. Vallahi ben böyle bir ismi duymadım. O arkadaş sizin yörede köy düğünlerinde Cazgırlık yapmıştır. Yoksa Edirne'ye gelmiş olsa tanırdım, bilirdim' dedi. Ama artık kendisini arayamayacağım, konuşamayacağım. Çünkü o Peygamber efendimizin komşusu oldu.

Her zaman söyleriz ya; Ata sporumuz güreş vefalı bir spordur diye, gerçekten de öyle. Koca ustanın gerek bu Allah'ın belası Covid-19'a yakalandığı haberi, gerekse vefat haberi duyulduğu andan itibaren bütün Pehlivanlarımız ve camiamız tarafından paylaşıldı. Aklımıza gelebilecek herkes paylaştı. Bu demek oluyor ki pele ustanın nasıl büyük bir değer olduğu, söylediği manilerle bütün güreş severlerin gönüllerine dokunduğunun kanıtıdır. Güreş camiamızın da ne kadar büyük bir camia olduğunun göstergesidir diye düşünüyorum.

Pehlivanliğa minik boyunda başlayanlar şimdi Başpehlivan oldular. Hatta bir çoğu er meydanlarından emekliye ayrıldılar. Ve onların hepsini er meydanlarında salavatlayan Pele lakaplı Mehmet Tura'ydı.

Vefat ettiği haberini sosyal medyadan öğrendiğim gün inanmadım, hemen telefona sarılıp ustanın oğlu Pele Bülent lakaplı Bülent Tura'yı aradım haberi doğruladı. Evet koca ustayı kaybetmiştik, o artık yoktu.

Ne yapacağımı bilemedim vakit dardı ama yinede ne yapabilirim diyerek, Sadece Güreş programı yorumcusu Yalçın Kaynak'ı aradım. 'Abi ne yap ne et gel cenazeye gidelim' dedim. Oda 'Cemil kardeşim ben işteyim, izin alıp hemen geleyim ama saat 15:30 inan yetişemeyeyiz' dedi. Gerçekten de yetişemezdik biliyorum ama gidememenin ezikliğini hala içimde yaşıyorum; ustaya son görevimi yapmalıydım, gitmeliydim, orada olmalıydım diye.

Seni unutmayacağız koca usta. Ustaya Allah'tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere camiamıza sabırlar diliyorum.

Mekanın cennet olsun 'İznik'li Pele Mehmet'

Son olarak koca ustanın meşhur manisi 'Üçyüz Minare' ile yazımı noktalıyorum.

'Üçyüz minareden ezan sesleri midir gelen,
Kırk davulun sesimidir, yoksa Koca Yusuf mudur gelen.
Kırkpınar kaynıyor Adalı mıdır eğlenen,
Heeeeeyyy bre Aliço uyuyor musun,
Kıran kırana güreş var duymuyor musun.'