Öncelikle, yazımın uzun olacağını siz değerli okurlarıma belirtir, sabırla okuyacağınızdan dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkürü bir borç bilirim.

03 Eylül 2021 Cuma günü başlayıp, 03 Eylül 2021 Pazar günü yani dün sona eren Tarihi Antalya Elmalı Yeşil Yayla Yağlı Pehlivan Güreşleri'nin 669.'uncusu gerçekleşmiş oldu.

Elmalı Yeşil Yayla Yağlı Pehlivan Güreşleri, Türk'ün ilk er meydanı olarak bilinir. Yeşil Yayla Yağlı Güreşleri, Tarihi Edirne Kırkpınar'dan sonra Türkiye'nin en önemli ikinci büyük güreşidir. Türk yağlı güreşinin çok önemli bir yapı taşıdır.

Şimdi gelelim Elmalı Güreşleri'nde dün yaşananlara;

Hatırlatmakta fayda var, ben o bunu yendi, bu şunu yendi, yeniş var mıydı, yok muydu gibi konulara girmeyeceğim. O benim işim değil, herkes işini yapmalı. Ama doğru bir biçimde ve de Allah için yapmalı diyerek, bizde işimizi yapalım ve yazımıza devam edelim.

Elmalı Yağlı Güreşleri'nin son günü olan dün, er meydanı yeşil yaylaya Başpehlivan Ali Gürbüz'ün annesi ve eşi alınmadı. İçeri giremeyen anne ve eş, Ali Gürbüz'ün Antrenörü Hikmet Tuğsuz'u arayarak durumu bildirdi. Olaya el atan Hikmet Tuğsuz anneyi ve eşi içeri aldırdı. Bu tatsız olayı bir şekilde duyan Ali Gürbüz, bu yapılan yanlışa tepkisini koymuş, bu sebeple er meydanında kısa süreli bir tartışma yaşanmıştı. Bizler de bu olaya televizyondan, sosyal medyadan tanık olduk.

Unutmadan söyleyeyim, güreşlerin ikinci günü olan Cumartesi günü de Başpehlivan Orhan Okulu'nun babasının ve annesinin yine aynı şekilde içeriye alınmama gibi bir sorunla karşılaştığını sosyal medyada güreşseverlerin paylaşımlarından gördük. Eğer ki buda doğru ise çok üzücü gerçekten.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, güreş alanı girişlerine görevli olarak koyduğumuz kişilere dikkat edelim. Bu kişilere pehlivan aileleri hakkında bilgiler verelim, gerekirse aile büyüklerinin resimlerini önlerine koyalım. Az da olsa güreşe gitmiş personeli tercih edelim. Gerçi o bölgeye hakim, o bölgede Ali Gürbüz'ün annesi diye bilinen Hatice ablamızın görevliler tarafından tanınmamasına da hiçbir anlam veremedim.

Aynı buna benzer bir kriz de yılın ilk güreşi olan Kumluca Güreşleri'nde yaşanmıştı. Koronadan dolayı rahmeti rahmana kavuşan Türk yağlı güreşinin en büyük değerlerinden biri olan Kırkpınar Başcazgırlarından Pele Mehmet lakaplı Mehmet Tura, Avrupa Şampiyonu Reşit Karabacak ve haince yaşam hakkı elinden alınan Başpehlivan Hakkı Aygün'ün fotoğraflarının basılı olduğu pankart, logosu bulunan firmanın reklamı yapılıyor gerekçesiyle asılmak istenmemişti. O olay daha unutulmamışken tekrar bu olayın yaşanması maalesef güreşlerin önüne geçmiş oldu.

Başpehlivan Ali Gürbüz bu konuyla ilgili olarak zaten kendisinin sosyal medya sayfaları üzerinden bir açıklamada bulundu. O açıklamada dikkatimi çeken bir konu vardı ki; Ali Gürbüz'ün de bağlı bulunduğu Korkuteli Belediye Başkanı Sayın Ömer Niyazi İşlek'in davetiye yollanıp güreşlere davet edilmeyişiydi. Bu da düşünülmesi gereken bir konu bence.

Öte yandan, madalyonun arka tarafına bakacak olursak; Başpehlivan İsmail Balaban'ın kıtalar arasında yapılan bir yarışmaya katılıp, güreş seyircisinin desteğiyle birinci olması, aradan geçen kısa zamandan sonra güreş seyircisinin talepleri doğrultusunda ait olduğu yere er meydanlarına dönmesi...

Buraya kadar her şey çok güzel. Fakat dönerken de peşine bir arkadaşını alması. Kırkpınar gibi bir çok organizasyonda da buna şahit olduk. Buraya kadar da tamam. Fakat dünkü güreşte bahse konu olan kişiye Show olsun diye Kispet giydirilmesini asla ve asla doğru bulmuyorum. Dün zaten bununla ilgili olarak tepkimi dile getirmiş, sosyal medya hesabımdan ironi yaparak paylaşımda bulunmuştum. Yine bu kadroya iki bayan kardeşimizin de ilave olması güreş sahası içinde özgürce dolaşması, boks maçında gibi er meydanının içinde tezahürat yapıp bağırması inanın hiç hoş değil. Binlerce insan bu olaya tribünlerden tanık olurken, milyonlarca insan da bu olaya ekranlardan şahit oldu. Birileri onlara oranın boks ringi değil de, dualı çayır olduğunu hatırlatmalı.

Yanlışa kimse ortak olmamalı!

Sarı Fırtına lakaplı Başpehlivan İsmail Balaban'ın er meydanlarında kol bağlayıp güreş tutmaya başladığı son 3-4 güreştir nedendir bilmiyorum Cazgırlarımız tarafından 2021 yılı falanca şampiyonu diyerek seyirciye tanıtmasına da bir anlam veremiyorum. Bazılarının ekmeğine yağ sürmeyelim lütfen. Unutmayalım ki; İsmail Balaban'ın yeri er meydanıdır, 2013-2017 yılları Kırkpınar Başpehlivanıdır, künyesi de budur. İlave olarak şunu da belirtmek isterim ki; konu İsmail Balaban'ın şahsıyla ilgili değildir, mevzu açık ve nettir. İsmail Balaban'ın sevgisi ve yeri kalbimde farklıdır. Kendisini de ayrıca çok severim, destek de verdim oy da attım. Ayrıca, aşırı derecede yağlı güreşi seven 12 yaşındaki kızım da büyük bir İsmail Balaban hayranıdır. Konuyu farklı yerlere çekmek isteyenler olacaktır. Sizlerden ricam şap ile şekeri birbirine karıştırmayalım.

Salih Bozan Sakarya'lı mı?

Er meydanlarında kendine has yorumu ve manileriyle güreş seyircisi tarafından çok sevilen Cazgır Salih Bozan Sakarya'lı mı, yoksa Antalya Elmalı'lı mı?

Egerki Elmalı'lı ise neden Elmalı Er Meydanı'nda yok. Salih Bozan doğup büyüdüğü kendi memleketinde neden üvey evlat muamelesi görüyor? Salih Bozan neden seyircisinden mahrum kalıyor, hemde memleketi Elmalı'da...

Cazgırlar TGF'ye bağlı ise Cazgırları güreşlere neden TGF atamıyor. İsteyen istediği güreşe gidebiliyorsa TGF sadece Cazgırlara ceza vermek için mi görev yapıyor. TGF Cazgırların haklarını hangi doğrultuda koruyor.

Muammer Erçelik Elmalı'da neden yoktu?

Bütün büyük güreşlerde ve tüm riskli karşılaşmalarda görev verilen tecrübe hakem Muammer Erçelik'e neden Elmalı Güreşleri'nde görev verilmedi. Cazgırların atamasıyla ilgilenmeyen TGF yoksa hakemlerin atamasıyla da ilgilenmiyor mu?

Antalya Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri'nde yaşanılan bu tatsız olay ve diğer konularla ilgili olarak yetkililerden aziz güreş seyircisi adına bir açıklama beklediğimizi ifade eder, saygılarımı sunarım.

'Milletimiz kendi geleneklerini hor görüp Avrupa'nın düşünce bilgi ahlak, hukuk ve sanat ilkelerini benimsemeye karar vermekle, bugün gençlik çeşmesinin nerede olduğunu açığa vurmuştur.'