Uzun zamandır bilgisayarın karşısına geçip, klavyenin başına oturup da bir şeyler yazmadım. Ben bazı konularda inanın artık yazmaktan bıktım, yoruldum. Onlar bildiği okumaktan yorulmadı. Hatta bu yazdıklarım ve konuştuklarım yüzünden son zamanlarda başımıza gelmeyen de maalesef kalmadı. Ne yazık ki; doğru söyleyenin hiçbir yerde yeri yok. Evet çok acıdır ki; yeri yok. Uzun bir giriş oldu farkındayım. Madem durum o anlattığınız gibi ise, neden yazdınız diyeceksiniz. Hemen söyleyeyim. Bu yazımı eli öpülesi bir insan, bir dede için yazıyorum. Nedeni ise, herkese örnek olsun diye.

Az önce, yani bu yazıya başlamadan önce kendi şahsi Facebook hesabımda gezinirken ana sayfama bir paylaşım düştü. Paylaşımda şöyle yazıyordu. 'Torunum Sefa Yılmaz, Kozlu Dağköy Güreşleri'nde birinci olmuştur. Bütün dostlarımız fotoğraf çektirme yarışına girmiştir. Biz kimseyi davet etmedik. Fotoğraf karesine giremeyen arkadaşlarımız darılmasın. Önümüzde daha çok güreş var.' Kimdi bu ana sayfama düşen paylaşımın sahibi. Evet; yazımızın da başlığında belirttiğim gibi, paylaşımın sahibi Bayram Yılmaz adında, kendisini torunlarına ve Ata sporumuz yağlı güreşe adamış bir dede, bir büyüğümüzdü. O paylaşımı görünce bende karınca kararınca bir şeyler yazmak, en azından bu şekilde kendilerine fayda sağlamak istedim.

Bayram abiyi güreşler vesilesiyle tanıdım. Kendisiyle oturup sohbet etmeye yeni yeni başlasak da, sosyal medya üzerinden ve yapmış olduğumuz televizyon programlarından dolayı birbirimizi tanıyor, takip ediyoruz.

Bayram Yılmaz abi tam bir güreş sevdalısı. Hani cazgırlar anonslarında hep derler ya, 'elleri öpülesi aziz güreş seyircisi' diye işte Bayram Yılmaz abi tam onun kendisi. İlave olarak da, torunları için canını dişine takan, ilerlemiş yaşına rağmen 7-8 torunu ile birlikte onların geleceği için, ahlaklı birer sporcu olmaları için gece gündüz demeden kendi imkanları doğrultusunda şehir şehir, diyar diyar gezen bir dede.

Bayram Yılmaz abi, Zonguldak ilinin, Karadeniz Ereğli ilçesine bağlı Göktepe Köyü'nde ikamet ediyor. Güreş onların içine öyle işlemiş olacak ki; geçtiğimiz ay hemen 5 kilometre ilerisindeki komşu köyleri olan Yaraşlı Köyü'nde köyün muhtarı ile birlikte güreş tertiplediler. Bu güreş, birçok il ve ilçeye de örnek oldu.

Bayram Yılmaz abi, yeri geliyor kendi imkanlarıyla güreşten güreşe gezdikleri şahsi aracında şoförlük yapıyor torunlarının uyuyabilmesi için, yeri geliyor er meydanlarında güreşen yavrularına su taşıyor, yeri geliyor sakatlanan yavrusunu doktor doktor gezdiriyor.

Değerli güreşseverler; bu işler hiç de kolay değil. Bu dedenin pehlivanları paralarını kazanan pehlivanlar değil. Hepsi alt boy tabirini kullandığımız kategorideki pehlivanlar. Sen şehir şehir gezeceksin, derece yapamazsan yolluk alamayacaksın, alsan da mazot parana yetmeyecek. Yeri geldi aç susuz kalacaksın, otel yerine arabada çayırda yatıp uykusuz kalıp bir de sabah kol bağlayıp güreş tutacaksın. Bunlar çok zor şeyler. Ben bunları sıralayıp yazarken yoruldum. Gerisini siz düşünün artık.

Gerçekten çok üzülüyorum böyle bir insana neden memleketinde sahip çıkılmıyor. Güreş haricinde her spor branşına destek olan Karadeniz Ereğli Belediyesi neden Ata sporumuz yağlı güreşe destek olmuyor. Sanayi şehri diye bildiğimiz bir yerde neden iş adamları sponsor olup da bu pehlivanlarımıza ve Ata sporumuza sahip çıkmıyor. Şunu belirtmek isterim ki; burada sarf ettiğim sözlerim küçük esnaflara değil, iş adamı ve sanayicileredir.

Aklıma gelmişken şunu da söyleyeyim. Geçtiğimiz haftalarda bölgemizde yapılan Akyazı Akbalık Yağlı Pehlivan Güreşleri'nde, Bayram Yılmaz abim ile konuşma fırsatı bulduk. Ata sporumuz yağlı güreş hakkında istişarelerde bulunduk. Hatta güreş yazarı ve yorumcusu Yalçın Kaynak da bu hasbihale eşlik etti. Bayram Yılmaz abi konuşma esnasında öyle bir şey dedi ki, inanın hem üzüldüm hem de çok sevindim. 'Cemil hocam bunca yıldır güreş geziyoruz, ilk defa çocuklar düzgün yolluk aldı' dedi. Bu söz yüreğimi acıttı. Kalbimi sızlattı. Bilinen bir şeydi ama yine de duyunca üzüldüm.

İşte her defasında dediğimiz gibi alt boyların sorunu diz boyu. Sorunu çözmek yerine hep yaraya pansuman yapıyorlar. Artık ne sargı bezi kaldı ne de tentürdiyot.

Bu yolluk konusunda bir teşekkür etmemiz gerekiyor. Hemen hakkını verelim. Başta bu güzel güreş organizasyonunda emeği geçen Akyazı Belediye Başkanı Sayın Bilal Soykan'a, Akyazı Akbalık Yağlı Pehlivan Güreşleri Ağası Sayın Mehmet Öztürk'e ve güreşlerin organizatörü Abdül Hamit Altun hocama teşekkür ediyorum. Bayram Yılmaz abinin dediği gibi, yolluk anlamında kendilerine yakışanı yapıp, hiçbir fedakarlıktan kaçınmadıkları için, minik boyundan baş boyuna kadar hiçbir pehlivanı yolluksuz göndermedikleri için tekrar tekrar kendilerine camiamız adına şükranlarımı sunuyorum.

Yazımızın özünde anlatmak istediğim bir dedenin Ecdad yadigarı Peygamber sporu deyip, torunlarını bu düsturda yetiştirmesi ve bu kültüre karşılıksız hizmet etmesi. Allah senin gibi bu doğrultuda yürüyüp, hareket eden insanların sayılarını arttırsın inşallah Bayram Yılmaz abi.

Bu sözüm sanadır Bayram Yılmaz abim. 'Eğer tamamıyla zorluklara daldınsa, daralıp kaldınsa, sabret; çünkü sabır genişliğin anahtarıdır.'

Kalın sağlıcakla...