Evet değerli okurlarım; yine her zaman olduğu gibi benim ilham kaynağım olan halk otobüsündeyim. Aldım kalem kağıt misali telefonumu elime, klavyemizden bakalım bugün neler dökülecek, hep birlikte göreceğiz. Yalnız yazımızın başında şunu hatırlatmakta fayda görüyorum. Bu yazımız diğerlerine göre biraz sert olacak. Bünyesi kaldırmayanlar olabilir, bu nedenle tansiyonu olanların haplarını şimdiden içmelerini öneriyorum.

Güreş camiası çok iyi bilirki, geçtiğimiz hafta sonu yılın ilk büyük güreşi olan Antalya Kumluca Yağlı Pehlivan Güreşleri vardı. Haliyle bizde güreş yazarı ve güreş yorumcusu Yalçın Kaynak ile birlikte oradaydık. Bu noktada şunu da söyleyeyim; biz Hendek'li pehlivanlarımızla birlikte, Hendek Belediye Başkanı Sayın Turgut Babaoğlu'nun pehlivanımıza tahsis ettiği araçla Antalya'ya gittik. Kendisine bu nedenle şahsım ve pehlivanlarımız adına teşekkür ediyorum. Kumluca Yağlı Güreşleri'ne geçen yıl da gitmiştik. O yüzden bizlerde Kumluca Yağlı Güreşleri'nin önemini en az pehlivanlar kadar biliyoruz. Türkiye'nin 4 büyük güreşinden biri olduğu gibi, boy atlamaların yapıldığı önemli bir organizasyondur Kumluca.

Geçen yıl da bu zamanlar, Kumluca Güreşleri ile alakalı olarak yazı yazmıştım. O yazı da organizasyon ile alakalı olarak eksikleri yapılan yanlışları belediye tarafına bakarak dile getirmiştim. Fakat bu sefer belediye anlamında elle tutulur gözle görülür bir eksik olduğunu düşünmüyorum. Bu sefer TGF tarafından gördüğüm eksiklikleri dile getireceğim.

Biliyorsunuz ki; 2021 Kasım ayında TGF Başkanlığı seçimleri yapılmıştı. Seçimlerde ipi Dünya Şampiyonu, Olimpiyat İkincisi Şeref Eroğlu göğüslemişti. O zamandan taki Hersek Güreşleri öncesine kadar TGF'nin Yağlı Güreş Kurulları daha netleşmemişti. Tam netleşti dedik, hemen sabahında ise Sayın Cumhurbaşkanımızın kararnamesiyle yağlı güreşimizin diğer güreşlerle birlikte Geleneksel Spor Dalları Federasyonu adı altında toplanacağını duyduk. Tabii bu kaosun içinde ne oldu, ne olacak derken Burhaniye ve devamında Hersek Güreşleri ile sezon başladı. Bu arada Sayın TGF Başkanı Eroğlu, geçtiğimiz günlerde, 'ayrılma durumu söz konusu değil, aynı şekilde devam ediyoruz' demişti.

Hersek Güreşlerine gelecek olursak, ilk güreşlerden biri olması hasebiyle elbette ki eksiklikler olmuştur, olacaktır da. Fakat, önemli olan bu eksikliklerin her yapılan organizasyonda aşağıya inmesidir. Maalesef görüyoruz ki; eksiklikler, hatalar aşağıya düşmüyor aksine yukarıya çıkıyor.

Kırklareli Babaeski Büyükmandıra Yağlı Güreşlerinde'de bu eksiklikleri gördük. Hep saha eksiklikleri, yıkanma yerleri gibi sıkıntılardan dem vururken bu sezon saha içindeki hakemlerden, yemiş var mı yokmu gibi konulardan bahseder olduk. Büyükmandıra Yağlı Güreşlerinde bahsettiğim bu sıkıntılar yaşandı. Son yapılan Kumluca Yağlı Güreşlerinde de bu sıkıntılar oldu. Dediğim gibi azalmak yerine hat safhaya çıktı. Baktığımızda gördüğümüz manzara hiçte iyi gözükmüyor. Maalesef üzülerek söyleyebilirim ki; bir pehlivana verilen ihtar, sarı kart veya kırmızı kart gibi cezalar bir başka pehlivana gelince verilmiyor yada verilemiyor. Daha tam anlamıyla güreşler başlamamışken, güreşlerin ilk günü olan Cuma günü bazı kulüpler ve hocalarına ceza yağdı. Doğru mu evet doğru. Çünkü saha içerisini bir şekilde kontrol altına almak gerekir. Yenişleri, oyunları kule hakem heyetinin daha anlaşılabilir şekilde net görmesi açısından bu çok önemli. Buraya kadar anlaştık mı? Peki ama güreşlerin ikinci ve üçüncü günü Başpehlivanların sahaya çıktığı zamanlarda bu kurallar neden uygulanmıyor. Ustasını, onu yetiştiren hocasını büyük bir heyecanla seyreden küçük alt boy pehlivanlarımız karga tulumba sahadan çıkartılırken Başpehlivanların hocaları neden çıkartılmıyor yada ceza almıyor. Ceza alanların tek suçu Başpehlivan ustaları olmaması mı? Ben Başpehlivan ustalarının sahaya girmemesi taraftarı değilim. Fakat bir kural varsa herkese eşit uygulansın ben ondan yanayım. Hocalar sahaya neden giriyor şimdi ona gelelim. Evet bu her zaman olmuştur. Çırakları güreşirken hocalar ister istemez sahaya girer. Bu sene bu biraz daha erken başladı. Çünkü son yapılan güreşlerde görüyoruz ki; hakem hataları hat safhada. Hal böyle olunca yanlış bir karar, hatalı bir duruma pehlivanının düşmemesi için de ustalar sahaya giriyor, girmek istiyor. Çünkü, kimse kusura bakmasın hakem ve hakem heyetine güven yok. Belki erken taşlar yerine oturmadı ama biran önce bu taşların yerine oturması yada oturtturulması lazım. İnanın bu bir kaç güreştir telefonum susmuyor. Bu konulardan çok muzdarip insanlar var. Bu taşlar peki nasıl yerine oturur. Hemen kendimce anlatayım. Şimdi her yönetimde olduğu gibi, gerek siyasette gerekse de sporda seçilen her başkan kendi yönetimini kurar, kendi ekibiyle çalışmak ister. Haklıdırlar da bu görüşe son derece saygı duyarım. Fakat ben liyakat liyakat diyen biriysem güreşi güreşçiler yönetecek diyen bir başkansam kendi ekibimden olmasa bile işinin ehli insanlara görev verir çalışırım. Eğer ki; Ata sporuna hizmet etmek isteyen bir başkansam bunu kendim için değil Ata sporumuz yağlı güreşin menfaati için yaparım.

Neden yıllarca er meydanlarında güvenilirliğini kazanmış, Tarihi Edirne Kırkpınar'da yıllarca 1 numarayı kapmış, Kırkpınar Meydan Baş Hakemi Hüsnü Patron'u er meydanlarında göremiyoruz. Neden Hüsnü Patron gibi bu işi layıkıyla yerine getirmiş meydan hakemlerimizden; Önder Gülmez, Elvan Aktepe, Kahraman Şişman, Hakan Oran, Abdulmuttalip Melek, Kadir Gül, Yılmaz Seven, Aziz Yılmaz ve Hakan Dede gibi isimleri de göremiyoruz. Yine kule hakemlerimizden; Sezgin Yüksel, Tevfik Korkmaz, Cino Mehmet Yılmaz, Murat Hikmet ve Mehmet Atmaca gibi isimler kulede yoklar...

Sadece onlar mı yok; Cazgırlarımız da yok. En az 8-10 tane cazgırın görev aldığı Kumluca Yağlı Güreşleri'nde neden o memleketin çocuğu Salih Bozan yok. O kadar cazgırın arasına bir Salih Bozan mı fazla geldi. Eğer ki; bütçeden dolayı Salih Bozan'ı çağıramadıysanız, emin olun ki Salih Bozan tek kuruş almadan oraya gelirdi. Tıpkı güreş programlarında pehlivanlarımıza kispet ve eşofman desteğinde bulunduğu gibi. Ayrıca, hem alaylı hemde mektepli cazgırlarımızdan Bayram Ali Dede'nin durumu ne oldu. Bayram Ali Dede, adam vurdu da mı cezası bitmiyor. İnsanları kaybeymetmek çok kolaydır. Biz Bayram Ali Dede'yi kaybetmeyelim. Kazanalım...

Yazımın başlarında dedim ya; bazılarınızın tansiyonu çıkabilir, hapınızı şimdiden yutun diye. Umarım yutmuşsunuzdur...

Benim hiçbir kurumla yada hiçbir kimseyle sorunum yada problemim yok olamaz da. Beni tanıyanlar çok iyi bilirki; ben yazı yazmak için yazı yazmam. Kimsenin de kalemşörlüğünü yapmam. Kimseyi pıspışlayıp, okşayıp yan cebimi doldurmam. Gerek radyoda, gerek tv'de gerekse de gazetede son nefesime kadar güreşin gözü, kulağı ve sesi olmaya devam edeceğim. Bize güvenen elleri öpülesi aziz güreş seyircisinin içleri ferah olsun. Her zaman doğruları yazacağımızdan asla ve asla şüpheleri olmasın. Bu kalemi kullara yalakalık yapmak için değil, Allah için, hak için, adalet için doğruları dile getirmek için yazdırmaya devam edeceğiz.

Kalın sağlıcakla...