Dün, Sakarya olarak bir kez daha tarihe tanıklık ettik.

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklanmasının ardından başlattığı seçim çalışmaları kapsamında 8’inci mitingini ‘Huzur buluyorum’ dediği şehirde, Sakarya’da gerçekleştirdi.

Kent Meydanı’nda bir kez daha Başbakan’dan Yeni Türkiye’ye dair vizyon, toplum, siyaset ve dünya başlıkları altında etkili bir konuşma dinledik.

Erdoğan’ın, ‘Siyaset adamı gelecek seçimi, devlet adamı gelecek nesli düşünür’ ayrımındaki keskin farkını ortaya koyduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu ülkenin geleceğine ve geleceğin teminatı olan gençlerine yönelik örnek projelerden kesitler sundu; yerli, milli ve ‘bizden biri’ olduğunu bir kez daha kanıtladı Başbakan.

Bu yüzden Ramazan ayında yaklaşık iki saatlik bir gecikmeyle de başlamış olsa, mitinge katılım her zaman olduğu gibi en üst seviyedeydi.

Özellikle kadınların ilgisi üstüne basa basa ifade edilmeli.

Erken saatlerden itibaren miting alanını dolduran hanımlar Erdoğan sahneden inene kadar coşkularını diri tuttular.

Özetle, tüm kesimleriyle Sakarya yeniden Başbakanı’na sahip çıktı!

Bu arada, bildiğiniz gibi CHP-MHP çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’da geçtiğimiz günlerde şehrimize gelmişti.

‘Şimdiden size afiyet olsun Ekmel Bey!’ yazımızda da kendisi için durumun şehrimize geldiğinde şöyle bir seyir izleyeceğini ifade etmiş;

‘Gelecek, iftar yapacak ve gidecek!’, demiştik!

Aynen de böyle oldu!

Ekmel Bey geldi, iftar yaptı, hiçbir siyasi düşüncenin temsilciliğini üstlenen açıklama yapamadan şehrimizden ayrıldı.

Kucaklayıcı bir tavır, birleştirici bir hava alamadık kendisinden kabul edelim.

Tüm bu değerlendirmeler ve dünkü tabloyu referans edinerek kestirmeden söyleyelim,

10 Ağustos’ta Sakarya’daki sandık sonuçları şimdiden ilan edilmiştir! Dünkü miting, yaşanan coşku, halkın Erdoğan’ı bir kez daha kendisinin temsilcisi olarak gördüğünü ve bağrına bastığını göstermiştir.

Ayrıca düne dair dikkatimiz bir ayrıntıda da yoğunlaşmadı değil,

Şöyle ki,

Başbakan dünkü konuşmasında vurgulayarak ‘Yeni Türkiye’nin Gelişen Yüzü Sakarya’ dedi. Bu ne demek ve ne anlama geliyor?

Hepimiz artık iyi biliyoruz ki; Yeni Türkiye demek her türlü oligarşik vesayetin saf dışı bırakılması demektir! Daha özgür ve bir o kadar de demokratik bir Türkiye demektir!

Kürt sorununa barışçıl çözümler getirmiş, toplumsal barışını sağlamış ve geçmişten gelmiş türlü kalıcı sorunların tarihe karıştığı bir Türkiye demektir!

Yeni Türkiye’yi sayfalarca ifade etmek gayet mümkün,

Peki, böylesi bir Türkiye’de Sakarya nasıl bir yeri dolduruyor, yenilenme süreci Sakarya’da nasıl bir süreç takip etti, ediyor?

Bildiğiniz gibi Büyükşehir Belediye başkanı Zeki Toçoğlu, iki yıldır artık aşina olduğumuz bu söylemi kullanıyor; ‘Yeni Sakarya.’

Yeni Sakarya ile kast edilmek istenilenin yeni caddeler, bulvarlar, meydanlar, parklar, yaşam alanları, arıtma tesisleri ve türlü hizmetler demek olduğuna çok yakından tanıklık ediyoruz.

Biliyoruz ki Yeni Sakarya demek hizmet demektir!

Yeni Sakarya daha fazla projenin hayata geçirildiği bir Sakarya demektir!

Tamam, buraya kadar her şey doğru ancak şunları söylemekte de yarar var;

Yeni Sakarya aynı zamanda memlekete dair söyleyecek sözü olmayan, vesayet bekçiliği yapan, kalbi eski Sakarya için pır pır çarpan gazetecilerin devrinin kapandığı, yeni gazetecilerin devrinin başladığı bir Sakarya demektir.

Artık belediye başkanlarının, siyasetçilerin de şehir yönetmesi, kendilerini yenilemesi demektir!

Zihniyet değişikliği, paradigma farklılaşması demektir!

Ofis Sanat Merkezinde açılan bir sergi üzerine 30 dakika konuşabilmek demektir!

Sanatı en az yol kadar, altyapı kadar önemsemek demektir!

Bilip bilmediği halde kendisine sorulan her soruya cevap veren Hüsnü Gürpınarların döneminin artık sona ermesi de demektir Yeni Sakarya!

Üniversitesi’nin şehir yönetimine daha fazla katkı sağlaması,

Büyükşehir Basketbol Takımının en az Sakaryaspor kadar önemli olması da demektir!

Şehircilik,

Estetik,

İmara bağlı kalmak demektir!

Uzun Çarşı’nın ve Dörtyol Sanayi Bölgesi’nin dönüşmesi anlamına gelir Yeni Sakarya!

Sözün özüne gelince;

Bugün eski dünya değişiyor. Eski dünyada kaybeden daima ‘doğu’ydu, bunu en derinden yaşayan ülkelerin başında da Türkiye geliyordu.

Daima belirlenmiş senaryolara bağlılık söz konusuydu, kazananı ve kaybedeni belli bir oyun vardı ortada!

Artık birileri tarafından belirlenen senaryoların oyuncusu bir Türkiye’den bahsetmiyoruz. Artık dünyaya söz söyleyen, dünya ölçeğinde hareket eden bir Türkiye var karşımızda.

Bunu 12 yıllık bir değişim hareketinin yerinde dokunuşları en iyi şekilde kanıtlıyor!

Sonuçta; ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz’!

İletişim / [email protected]