MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Türkiye üzerinde plan yapanlar, milletin vermediği yetkiyi almak için kuyrukta bekleyenler, demokrasi dışı arayışlara heves edenler, aynı zamanda dış güçlerden namertçe medet umanlar, alayınızı uyarıyorum; girdiğiniz yolun sonu uçurum, akıbetiniz mahvoluştur.' dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, 'Ne mutlu bizlere ki, bugünkü Grup Toplantımız, Milliyetçi Hareket Partisi'nin 52'inci yıl dönümüne tekabül ve tesadüf etmiştir. 9 Şubat 1969'da millet vicdanında filizlenen partimiz tam 52 uzun yıl içinde kökleşerek, gücüne güç ekleyerek, engelleri birer birer ekarte ederek bu zamana kadar ulaşmıştır.' diye konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi'nin müstesna bir şuurun aklı olduğunu kaydeden Bahçeli, 'Muazzam bir duruşun adıdır. Medyunu şükran duyduğumuz bir seciyenin ahlakıdır. Geçmişten geleceğe bir nehir gibi akan milli yolculuğun son yüzyılında söz sahibi olmuş Türk milliyetçilerinin ve son 52 yılına damgasını vurmuş Milliyetçi Hareket Partisi'nin öncelikli varlık nedeni, kahramanların taşıdığı milli bekanın yıkılmadan devamını sağlamaktır.' değerlendirmesinde bulundu.

Türk tarihinin MHP'ye yüklediği misyonun bu olduğunun altını çizen Bahçeli, 'Bu misyon, büyük Türk milletinin elden ele taşınan mukaddes bir emaneti ve her neslin diğerine devretmek zorunda olduğu bir ata yadigarıdır. Biz, dünyanın en gözde ve en zorlu coğrafyasında yaşayan, bundan böyle de yaşamak zorunda olan bir milletiz. Ne tarihimizi, ne coğrafyamızı ne de kimliğimizi değiştirme imkanına veya isteğine sahibiz. Ama hep birlikte bu gerçeklerle daha müreffeh, daha gelişmiş, daha güçlü bir geleceği inşa etmek elimizdedir. Biz bunun için varız, bunun için de var olmaya devam edeceğiz.' ifadelerini kullandı.

Dünyanın, Türkiye'nin ve Türk milletinin yaşadığı sorunları ve tehlikeleri bilmeden veya yorumlamadan MHP'yi anlamanın mümkün olmadığını dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:

'Milliyetçi Hareket Partisi'nin tarihi köklerini, siyasetinin derin manasını değerlendirmekte güçlük çekenler varsa, onlara söyleyeceğim söz, milliyetçilerin hiç olmadığını varsaydıkları bir Türkiye'nin özellikle son 1,5 asrını tahayyül etmeleri ve neyin eksik kalacağını düşünmeleridir. Türk milliyetçileri olmasaydı, devrilen bir İmparatorluğun altından yeni bir devlet nasıl çıkardı? Balkan Savaşları'nın ızdırapları, Birinci Dünya Savaşı'nın kayıpları, mütareke yıllarının acıları nasıl ve hangi vasıtalarla telafi edilebilirdi? Bugün bol keseden sallayan lafazan ve laçka siyasetçilerin bunlara verilecek bir cevabı var mıdır? Biliyor ve görüyoruz ki, Türk milletinin ezeli meziyetlerinden, emsalsiz faziletlerinden, yüksek kabiliyetlerinden habersiz olanların milli ve manevi değerleri bilmesi, bunlara riayet ve sadakat göstermesi hayal ötesi bir beklentidir. Bir defa herkesin kabul etmesi, değilse bile anlaması gereken husus şudur: Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye'nin lehine ve yararına olmadığına inandığı her tahrik veya her teşebbüs karşısında tek başına da kalsa sonuna kadar direnmiştir.'

Bu meşru direnişin ve mücadelenin bundan sonra da aynen korunacağını vurgulayan Bahçeli, 'Türkiye üzerinde plan yapanlar, milletin vermediği yetkiyi almak için kuyrukta bekleyenler, demokrasi dışı arayışlara heves edenler, aynı zamanda dış güçlerden namertçe medet umanlar, alayınızı uyarıyorum; girdiğiniz yolun sonu uçurum, akıbetiniz mahvoluştur. Cumhur İttifakı düşmeden, Milliyetçi Hareket Partisi teslim alınmadan bu vatanı bölemezsiniz, bu devleti yıkamazsınız, bu milleti karanlığa çekemezsiniz. Yaparız diyen varsa hodri meydan; son neferimize kadar da mücadeleye seve seve atılmaya billahi varız ve buradayız. Türk milletinin hassasiyetleriyle oynamak, milli güvenliğimizle ve iç barış ortamıyla kutuplaşmak hiç kimseye bir fayda sağlamayacaktır. İkazla hatırlatıyorum, Türkiye düşmanlarının dolduruşuna gelip maşalık görevine talip olanlar maşeri vicdan önünde sonuna kadar hesap vereceklerini unutmasınlar.' yorumunu yaptı.

Bahçeli, MHP'nin 52'nci kuruluş yıl dönümünün hayırlara ve başarılara vesile olmasını diledi. Bahçeli, 'Tarih boyunca Türklüğü yaşatmak uğruna hayatlarını feda eden kahraman ecdadımızı, bölücü terörle mücadele ederken şehit düşen kahraman güvenlik güçlerimizi rahmet ve minnet duygularımla yad ediyorum. Partimizin kurucu Genel Başkanı merhum başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'e ve ebediyete irtihal etmiş bütün dava arkadaşlarıma Cenabıallah'tan rahmetler diliyorum.' diye konuştu.

Türkiye'nin gittikçe ağırlaşan, ağırlaştıkça istikametinden sapan bir siyaset sorununun tüm emarelerine muhatap olduğunu dile getiren Bahçeli, siyasete hakim olan dağınıklıkların, sorumsuz beyanların, hazırlıksız tekliflerin, ani kopuşların, kısır kavgaların, derin çatlakların, gün aşırı değişen ilişki ağlarının, gayrimeşru emellerin, gayriahlaki irtibatların demokrasi kültürü açısından kaygı verici olduğunu vurguladı.

'Malum partilerin paçaları tutuşmuş gibi kapı kapı dolaşmaları, telaş içinde birbirlerine gidip gelmeleri, kameralar karşında zoraki gülümsemelerle poz vermeleri bugünlerde oldukça sıklaştı ve yoğunlaştı.' diyen Bahçeli, bunların bayram değil seyran değil, kulağına kimler neyi fısıldadı da ortalığa düştüklerini merak ettiklerini söyledi.

'Üçüncü yol arayışları, koltuk kavgaları, çıkar mücadeleleri, yeni ittifak kurma niyetleri, parti içi kaynamalar derken, siyasetin zillet ayağı toz duman içindedir.' ifadesini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

'CHP ile HDP arasındaki görüşme trafiği ve sonrasındaki sisli, bir o kadar da sinsi manzara gözümüzden kaçmamıştır. HDP heyetinin CHP yönetimiyle görüşmesinden hemen sonra, aşinası olduğumuz müşterek basın toplantısı CHP'nin kurnazlığı nedeniyle yapılamamış, HDP kendi çalıp kendi oynamıştır. Anlaşıldığı kadarıyla CHP Genel Başkanı, HDP'ye karşı siyasi koronadan dolayı sosyal mesafe koymuştur. Bu ne yaman bir çelişkidir? Bu nasıl bir ittifak ortaklığıdır? İçeride can ciğer kuzu sarması, dışarı çıkınca ne sen tanı beni ne de ben seni. Görünen gerçek işte budur. CHP ile HDP kimi kandıracaklarını zannediyorlar? Madem basının ve hatta milletimizin karşısına çıkmaya yüzünüz, cesaretiniz, yüreğiniz yok, o zaman niye görüşüyorsunuz? Nasıl bir karakter taşıyorsunuz? Haydi korkuyorsunuz diyelim, neden yürek yemiş gibi konuşuyorsunuz? Birbirine kefil olamayanlara, birbirine sahip çıkamayanlara, birbirinin yanında dahi duramayanlara Türkiye emanet edilir mi? Millet CHP-HDP-İP arasındaki dalavereye hiç kanar mı? Bu orta oyununa hiç aldanır mı? Arka kapıda buluşmayın, aile fotoğrafına girmekten kaçınmayın, mertseniz, üzerini örteceğiniz bir ayıbınız yoksa çıkın sahneye de boyunuzu görelim, kaç kilo olduğunuzu öğrenelim. Aynı tutumu terörist Demirtaş ile kahvaltıya hazırlanan İP'in başkanından da bekliyor, bunu istiyoruz. Kaçak güreşmeyin, minderden kaçmayın, kıvraklıklar yapmayın. Haydi buyurunuz, bizim ittifakımız, ittifak ortağımız bellidir. Bizim hedeflerimiz, 2023'deki Cumhurbaşkanı adayımız da bilinmektedir. Allah'a şükürler olsun ki saklayacak, gizleyecek, korkacak hiçbir açığımız, hiçbir zaaf veya yanlışımız yoktur. Sayın Cumhurbaşkanımızla ihtiyaç hasıl olduğunda görüşürüz, konuşuruz, ülke meseleleri hakkında fikirlerimizi paylaşırız. Aramızda pazarlık yok, ihtilaf yok, utanacağımız bir konumuz yok.'

'CHP Genel Başkanı kapalı devre siyaset alışkanlığını terk etmeli'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'kapalı devre siyaset' alışkanlığını terk etmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun dürüst, şeffaf, demokratik olmasını, PKK'dan FETÖ'ye kadar terör örgütleriyle arasına duvar örmesini istedi. Bahçeli, 'HDP'yle CHP ve İP arasındaki yasak ilişkinin bir bedeli de olmalıdır. CHP'nin HDP ile görüşmesi demek, PKK'yla teması demektir. Zillet ittifakının görünmeyen ortakları PKK'dır, FETÖ'dür, Soros'tur, rant ve faiz lobisidir.' dedi.

Kılıçdaroğlu'nun son günlerde paniğe kapıldığını, üslubunun HDP'li bir bölücünün üslubuyla iyice aynılaştığını savunan Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:

'Buradan baktığımızda CHP ile HDP'yi ayırt etmekte zorlandığımızı, devamlı birbirlerine karıştırdığımızı özellikle ve altını çizerek ifade etmek istiyorum. Buna da hayıflanıyor, üzülüyoruz. Zira CHP'ye bakınca Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü görmemiz gerekirken, onun eserlerine ve emanetlerine düşman kesilmiş mihrakların köşe başlarını nasıl da tuttuğunu endişeyle takip ediyoruz. CHP savruluyor, bu partinin küçük kuklası İP sallanıyor. Bu gidişle CHP'nin HDP tarafından asimile edilmesi, sömürge partisi haline dönüştürülmesi sanıyorum kaçınılmazdır. Tavsiyem CHP yönetiminin Kandil'e değil Anıtkabir'e bakması, terör örgütlerinden değil Kuvayımilliye'den feyz almasıdır. Yine bir başka tavsiyem, demokrasiyi ABD'de değil, iradenin ve egemenliğin tek sahibi büyük Türk milletinin varlığında arayıp bulmasıdır.'

Kılıçdaroğlu'nun Çiğli Tramvay Hattı'nın Temel Atma Töreni'ndeki konuşması
Kılıçdaroğlu'nun geçen hafta İzmir Çiğli Tramvay Hattı'nın Temel Atma Töreni'ndeki konuşmasıyla HDP'yi temsil ettiğini gıyaben de olsa bir kez daha ispatladığını söyleyen Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun uluslararası piyasaların İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne Hazine'ye verdiklerinden daha düşük faizle kredi verdiklerini söyleyerek ya siyasi kulvarındaki değişikliği teyit ettiğini ya da Farabi'nin cahil siyaset kavramına yeni bir boyut eklediğini dile getirdi.

Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun Hazine'nin tahvil ihracı ile uluslararası finansman kuruluşlarından proje kredisi sağlanması konusundaki ayrımı bilmediğinin ya da çarpıttığının ortaya çıktığını belirterek şunları kaydetti:

'Çok taraflı kalkınma bankalarından yapılan özel amaçlı proje finansmanı kredilerinin şartları ile bütçe finansmanı amacıyla yapılan hazine tahvil ihraç getirilerinin mukayesesi tarihi bir hatadır. Kılıçdaroğlu'nun ekonomiden anladığı buysa vay milletimizin haline, vay CHP'ye oy veren vatandaşlarımızın kırılan hayallerine. Bunlar 'Martın sonu bahar.' diyorlardı, kast ettikleri meğerse kara kışmış, bıçak gibi ayazlara ön hazırlıkmış. İzmir Büyükşehir Belediyesi, devlet içinde devlet değildir. Devlet tektir, herkes duysun ve bilsin ki bu devlet Türkiye Cumhuriyeti'dir. Eğer belediye dış finansman kullanacaksa bunun izin mercisi, onay makamı Hazine ve Maliye Bakanlığıdır. İzmir'de özerk bir yönetim kuruldu da bizim mi haberimiz olmadı? Bu sorumsuz, sakat ve sorunlu açıklamayla Kılıçdaroğlu ne yapmaya çalışıyor? Neyin kozasını örüyor? Nereye varmak istiyor? CHP'li belediye başkanları, belediye işlerinden başka her şeye burunlarını sokmaktadır. Kimisi 2023 yılında iktidar değişikliği olacak der, kimisi rektörlere mektup yazar, kimisi de bir yalana bin yalan katıp milleti aldatır. Bu devran böyle gitmeyecek, bu kervan bu şekilde ilerlemeyecek. Demokratik hesaplaşma vakti geldiğinde, kimin alnı ak, kimin yüzü kara, kimin başı dik kimin boynu eğik milletimizin hakemliğinde herkes görecek, suyu çekilen zillet ittifakı karaya vurup dağılacaktır.'
Boğaziçi Üniversitesi
MHP Genel Başkanı Bahçeli açıklamalarına şu şekilde devam etti:

'Boğaziçi Üniversitesi'nde yasal ve meşru sınırlar çerçevesinde ataması yapılan rektöre itiraz edenlerin ana dinamiği, provokasyon merkezi, saldırı üssü marjinal örgütlerdir. Muhterem analarımız, evlatlarınıza siz sahip çıkın. Ne Kılıçdaroğlu'nun eline ne de onun bunun keyfine bırakmayın. Boğaziçi Üniversitesi'nde fitne düzeneği kuran, devletle öğrenciyi cepheleştirmek için kolları sıvayan, cılızlaşan olayları diğer illere ve üniversitelere taşımak için fırsat kollayan, buradan bir halk hareketi çıkar mı diye bekleyen, buna destek olan kim varsa alçak ve hain bir projenin figüranıdır'

'Demek ki çok doğru yoldayız, sözümüz ve tespitimiz çok isabetliymiş'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, 'Geçen hafta Twitter, bazı paylaşımlarıma sansür uyguladı, kısıtlama getirdi. Demek ki çok doğru yoldayız, sözümüz ve tespitimiz çok isabetliymiş.' açıklamasında bulundu.

'Milliyetçi Hareket Partisi yeni baştan anayasa yazım sürecine vardır'
Bahçeli, 'Her parti yeni bir anayasadan bahsediyor ya da değişmesini öneriyor. O zaman tutarlılık gereği bütün partilerin Anayasa'nın ilk dört maddesine bağlı, vatandaşlık tanımına sadık bir siyasi tutumla bir araya gelmesi milletimizin talep ve beklentisidir. Milliyetçi Hareket Partisi yeni baştan anayasa yazım sürecine vardır ve çalışmalarına samimiyetle, önyargısız şekilde başlamıştır.' dedi.