Yıldız yaptığı açıklamada :' Varroa: Sadece bal arılarında bulunan, üreyebilmesi için bal arısı kurtçuklarına ihtiyacı olan, yaşamlarını arı kolonilerinde sürdüren ve arıcılığa en fazla zararı olan dış parazittir.
Apis cerena'nın (Asya Bal Arısı) konukçusu durumundaki Varroa ilk olarak 1960 yılında Apis mellifera bal arısında görülmüştür. Dünyaya Apis mellifera üzerinden arı taşınması yolu ile yayılmıştır.
Varroa 1976 yılında Bulgaristan üzerinden Trakya'daki arılara bulaşmış, oradan da ayçiçeği balı üretmek için bölgeye giden Anadolu'daki arıcıların arılıklarına bulaşmış, buradan Anadolu'ya taşınmış ve gezgin arıcılığın etkisiyle 4-5 yıl gibi kısa sürede Türkiye'ye yayılmıştır. O yıllarda ilkel kovan (karakovan) yaygın olarak kullanıldığından ve mücadele edilecek ilaçların olmamasından dolayı Varroa ilk yıllarda çok büyük zarar vermiştir.
Arıcılık sektöründe VARROA sıkıntısı her zaman hep ön planda olmuştur. Bu da arı üreticilerinin hep arayışta olmalarını sağladı. Dolayısıyla daha ucuz maliyetli bir çözüm bulma arayışına soktu. Burada da iki etken maddeyi ön plana getirir ; 1:Amitraz , 2:Flumetrin. Bunların da içerisinde en çok flumetrin kullanılır. Kabaca şöyle; büyükbaş ve küçükbaş için hazırlanmış flumetrin içerikli ürünler sıvı yağ ile seyreltilerek arının dozuna getirilmeye çalışılır ve karton veya ahşap çubuklara emdirilerek kullanılır. Bu işlem zaten teknik olarak mümkün değil. Zira bu şekilde seyreltilmez ve her karton veya çubuk etken maddeyi eşit bir şekilde almaz ve buna bağlı olarak etken maddeyi kovan içindeki arılar da hiç veya çok fazla miktarda alır. İşte buda kovan içindeki flumetrin tolerasyonunu yükseltir. Yani şu an piyasadaki flumetrin içerikli ürünler 3,6 mg flumetrin içeriyorlar. Biraz önceki bahsettiğim uygulamalardan dolayı bu ürünler artık çalışmaz durumdadır. Onun için lütfen arı için hazırlanan ürünü arıya, başka hayvanlar için hazırlanan ürünler ilgili hayvanlara kullanılmalı. Yoksa hastalıklara karşı ilaçlara gelişen dirençten dolayı hastalıklar için ürün bulamaz hale gelinecektir. Baldaki etken madde kalıntısını sorununa burada dile getirmeye gerek bile yok .' dedi.