Bir arkadaşım MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) ilçe başkanlığı görevine atanınca babası heyecanla sormuş :' Oğlum şimdi sen kaç para maaş alacaksın?'
Arkadaş :' Baba, maaş yok ama ben aidat ödeyeceğim.' deyince babamız çok şaşırmış ve uzun süre bunu anlamaya çabalamıştı. Bu arkadaşım da tüm dava arkadaşlarımız gibi ailesinden, işinden, çoluk çocuğundan, zamanından kendi özel yaşamından; gece veya gündüz fark etmeksizin fedakarlık yapacak buna mukabil bir kuruş almayacak ve hatta gerek aidat gerekse ihtiyaç halindeki mecburiyetleri de karşılayacak...
Günümüz kapitalist dünyasında neresinden bakarsanız bakınız aykırı ve anlaşılmaz bir durum değil mi?
Mesela kendi evladı işsizken bulduğu bir iş ilanını diğer arkadaşına tavsiye eden; bir arkadaşı hasta olduğunda nöbetleşe hastanede bekleyen, hatta hastane yönetimine 'yeter artık, gelmeyin' dedirten bir kalabalıkla arkadaşını yalnız bırakmayan; aracı olmadığı halde sırf söz verdiği için cebinden taksi tutarak bir ihtiyaç sahibini yerine ulaştıran, kendi ihtiyaçları olduğu halde gönül seferberliği yapıp depremzedeye, selzedeye velhasıl tüm ihtiyaç sahiplerine yardımı yağdıran; bedenen tüm yorgunluklarını hiçe sayıp tekrar bir o kadar daha bayrak asan, sokak sokak gezen, teşkilat programlarına katılan günün sonunda da teşkilat binasında çay, simitle karnını doyuran; kendi ihtiyaçları varken önce hep arkadaşlarına çözüm üretmek için çabalayan insanlar, günümüz materyalist dünyasına ne kadar uzak değil mi? Uğruna can alıp can verdiği vatanının hapishanelerinde olmadık zulümlere uğrayan dışarı çıktığında okunan ezanı duyduğunda ya da dalgalanan al bayrağı gördüğünde tüm acısını unutarak öfkesini, hıncını, çilesini yutan gerçek erler;
şehadete yürüdüğünden emin olanların dudaklarındaki tebessüm; vatan, millet, devlet, bayrak uğruna can verirken devleşen insanlar günümüzün sahte sanal alemlerine ne kadar yabancı değil mi?
Bu özel insanlar günümüz kapitalits, metaryalist ve sanal alemlerine ne kadar uzak ve yabancıysa içinde yaşadıkları vatanlarına ve kendi insanlarına o kadar yakındır. Ocak çayı içmiş, teşkilat adabıyla yetişmiş, Lider-Teşkilat-Doktrin'i sadece süslü bir terminoloji değil hayat felsefesi olarak tatbik etmiş bu insanlar her türlü takdirin de üzerindedirler. Bazılarına anlaşılması güç derecede itaatkar, bazılarına şuurların da üzerinde menfaatsiz ve çıkarsız saf adamlar, bazılarına tarif edilemeyen fedakarlıklarına göre makamsızlar, bazılarına göre boşu boşuna koşturanlar, gibi pek çok farklı unvanlarla anlatılan bu adamlar 'Milliyetçi Hareket Partili' adamlardır.
Malum seçim bitti yirmi sekiz mayısta milletimiz kararını verdi ve MHP'nin mimarı olduğu cumhur ittifakı ipi açık ara göğüsledi. Seçimden sonra özellikle MHP üzerine çok sözler söylendi çok sözler yazıldı. Türk basınının usta kalemlerinden Rauf Tamer de ' MHP'ye dair' isimli bir yazı kaleme aldı. Bu yazıdaki bir ifade bizim de yazımızın başlığını oluşturdu : MHP ahlakı...
On beş temmuz sonrası MHP'nin dolayısıyla Lider Devlet Bahçeli Bey'in geliştirdiği politikalar ekseninde milletimiz milliyetçi ülkücü hareketin neferlerinin nasıl bir ahlaka sahip olduklarını tümüyle öğrenmiştir. 'MHP ahlakı' diye Rauf Tamer'in formüle ettiği ahlakın içeriğinin neler üzerine bina edildiği de anlaşılmıştır zannediyorum. Bizler aç kalırız vatansız kalamayız, bizler susuz kalırız ama devletsiz kalamayız, bizler canımızdan geçer ama karşılık beklemeyiz, bizler evladının avucuna vatana kurbanlıksın diye kına yakanlarız, bizler çocuğunun üzerindeki örtüyü alıp ıslanmasın diye silahların üzerine örtenleriz; bizler sürüsüne otlak için Avrupa'yı dize getiren Atilla'nın, orduyu Türk birliği diye diye devleştiren Mete Han'ın, atının kuyruğunu topuz yaparak en önde ileri atılan Sultan Alparslan'ın; çölü geçerken Hz. Peygamberin rehberliğinde yürüyen Yavuz'un, İstanbul'u alana kadar uykuyu terk eden Fatih'in, size ölmeyi emrediyorum diyen Gazi Mustafa Kemal'in mirasçılarıyız.
'MHP ahlakı'nda pazarlık, çıkarcılık, bencillik, korkaklık, pısırıklık, haksızlık, hinlik, fitnelik, fesatlık, dolandırıcılık, jurnallik, yalancılık, üç kağıtçılık, sahtekarlık, riyakarlık, içten pazarlıkçılık, neme lazımcılık yoktur...
Bu ülkede MHP ahlakına sahip bir kişi bile nefes alıyorsa telaşa mahal de yoktur. Millete ve devlete ve bayrağa ve vatana ihtiyaç halinde bir 'kızılelma yolcusu' muhakkak çıkacaktır.