Orhan Gazi Kültür Merkezindeki programa Vali Ahmet Hamdi Nayir'in yanı sıra; Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok Diyanet İşleri Başkanlığı ile Genel Müdürlük Bürokratları, Vali Yardımcısı Erdoğan Ülker, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) temsilcileri, İl Göç İdaresi Müdürlüğü yetkilileri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile yabancı uyruklu vatandaşlar katıldı.

Türkiye'de yaşayan göçmenlerin sahip oldukları hak ve yükümlülükler hakkında bilgilendirmeler ile uyum süreçlerine katkıda bulunmaya yönelik konuların ele alındığı program Sakarya İl Göç İdaresi Müdürü Hülya Korkut'un açılış konuşmasıyla başlarken, Uluslararası Göç Örgütü IOM'un Kıdemli Proje Asistanı Dr. Gülbahar Semyatova, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Eğitim Dairesi Başkanı Nagihan Önder ile Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu ve Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Hasan Başiş de birer konuşma yaptılar.

Programda bir konuşma yapan Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok, hoşgörüyle muhacirlere ev sahipliği yapan, onlara toprak ve vatan verip ekmeğini paylaşan Sakaryalılar ile kamu kurum-kuruluş yetkililerine Valimiz Sayın Ahmet Hamdi Nayir'in şahsında teşekkür ettiğini ifade ederken, Ülkemizin zor bir coğrafyada yer aldığını, bir-iki kuşak geriye gittiğimizde hepimizin bir veya birkaç göçe maruz kaldığı için aslında birer göçmen olduğunu belirtti.

Bugün 126 farklı ülkeden tüm dünya insanlarını barındıran Sakarya'nın bu konuda çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Genel Müdür Yardımcısı Ok, Ülke olarak da; dili, dini, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun herkesi Allah'ın bir emaneti gören muhteşem bir Cumhuriyetin sahibi olduğumuzu da ifade etti.

'DÜN DE AYNI KONUYA İLİŞKİN BİR ÇALIŞMA BAŞLATTIK'
Böylesi önemli bir konunun 8'incisinin İlimizde yapılmış olmasından mutluluk duyduklarını ve bu programı aslında dünden başlattıklarını belirten Vali Ahmet Hamdi Nayir, 'Dün Sakarya Ticaret ve Sanayi Odasının daveti üzerine arkadaşlarımızla bu konulara dair bir tespit toplantısı başlatmıştık. Oradaki çalışmada da İlimizin bu konudaki problemleri, riskleri ve fırsatlarının neler olduğunu her bir birimimiz, her bir dairemiz kendi ölçeğinde paylaştı ve sonuçlarını bir akademik çalışmaya esas olmak üzere üniversiteden gelen arkadaşlarımıza teslim ettik. İlimiz için bir yol haritası çıkarma uğraşında olduğumuz dünkü toplantımız bu programın devamı niteliğinde sayılır. Yani aynı hafta içerisinde aynı konuyu üst üste iki kere Sakarya'mızda işlemiş oluyoruz.

'UYUM TÜM OLUMLU MANALARI BARINDIRIYOR'
Buluşmalara ismini veren, adını veren uyum kelimesi bir sürü, birçok olumlu manayı içinde barındırmaktadır. Uyum ahenk demek, uyum karşılıklı saygı demek, uyum birlik-beraberlik demek, uyum karşılıklı sabır demek, uyum bir bütünün parçası olduğunu bilmek ve ona göre hareket etmek demek, uyum barış demek, huzur demektir. Aklınıza gelebilecek bütün olumlu manaları uyumun içerisinde arayıp bulmak mümkün iken; tam zıttı manayı, kargaşayı, savaşı, aklınıza gelebilecek bütün olumsuz manaları da uyumsuzluğun içerisinde bulabiliyoruz. İnsanlığın ihtiyacı olan uyumdur. Her toplumun, her ailenin ihtiyacı uyumdur, dolayısıyla bizler de bunu arıyoruz ve her safhada, her konuda bizim için önemli olan bu uyuma ulaşmaya çalışıyoruz. İçinde bulunduğumuz konu için de aynen bu geçerlidir. Misafir ettiklerimizle birlikte toplumun uyum göstermiş olması, bizler için başarılması gereken, hedef alınması gereken önemli noktalardan birisidir.

'BİZ GÖNÜL COĞRAFYAMIZ İLE GÖNÜLDEN BAĞLIYIZ'
Dünyaya insanlığı öğreten Osmanlı medeniyeti en geniş topraklara ulaştığı zaman 23 milyon kilometrekareye varmıştı. Bu 23 milyon kilometrekarede bugün dünya üzerinde 64 devlet yer almaktadır. En son sığındığımız Anadolu toprakları, bizlere son vatan olarak kalan yerlerin çok çok ötesinde, siyasi coğrafyamızın çok çok ötesinde bir gönül coğrafyasında bulunmaktadır. Dolayısıyla bizler o gönül coğrafyasındaki her fertle de gönülden ilişkiliyiz ve onları da unutmuş değiliz. Anadolu'nun bu misafirperverliği, sığınılacak liman olması da bu yüzden çok büyük önem arz ediyor. Bir zamanlar gönül coğrafyamızda var olmuş olan yerler, yine sığınacak bir omuz olarak Anadolu topraklarını görmekteler.

'MERHAMET MEDENİYETİNİ DEVAM ETTİRECEĞİZ'
Ne mutlu bizlere ki, o toprağın bugün sahipleriyiz. Anadolu topraklarındaki bu kabul, inanıyorum ki bizim medeniyetimize 'Merhamet medeniyeti' isminin verilmesine sebep olmuştur. Bununla övünmemiz gerekiyor. Dünyada farklı medeniyetler oluşturmuş milletlerden bazıları şehirler kurarak medeniyetini ifa etmiştir, bazıları sanayide bir yere gelerek medeniyetini ifa etmiştir ve insanlara kendilerini öyle kabul ettirmişlerdir. Ama bizim kültürümüz ve tarihimiz bir merhamet medeniyeti kurarak emsalsiz bir medeniyetle dünyada eşi benzeri olmayan bir noktaya kendisini taşımıştır ve bunun da devam etmesi lazımdır. Bizim yeni gelen nesillerimiz de merhamet medeniyetinin bir parçası olduğunu bilerek, bu topraklardaki misafirleri kendi öz kardeşleri gibi bilmek zorundadırlar. Anadolu coğrafyasının dünyaya hediye ettiği çok önemli bir felsefe vardır, 'Yaratılanı hoş gördük, yaradandan ötürü' diyen Yunus Emre'ler, Mevlana'lar bu merhamet topraklarının ürünüdür. Dolayısıyla her bir yaratık bizim gözümüzde kıymetlidir. Zor durumda kalıp bize misafir olarak sığınanlar da, yine aynı şekilde merhamet medeniyetine layık ilgiyi görmektedirler. Bu kaybetmememiz gereken en önemli değerlerden birisidir.

Hem dünkü toplantıdan hem de bugünkü toplantıdan çıkacak sonuçların, İlimiz için, ülkemiz için güzelliklere sebep olmasını diliyorum. Dünyanın ihtiyaç duyduğu barışın temininde de bu toplantıların önemli bir fonksiyon ifa etmesini diliyorum. Bu güzel programı hazırlayan ve İlimizde düzenlenmesine vesile olan herkes ile emeği geçenlere teşekkür ediyorum' dedi.

Konuşmaların ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğü, İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile İŞKUR İl Müdürlüğü yetkilileri İlimizdeki göçmenlerin durumları hakkında istatistiki verilerle bir sunum yaparak, sahip oldukları hak ve yükümlülükler hakkında da bilgilendirmelerde bulundular.

Sunumların ardından ilgili yetkililer yabancı uyruklu vatandaşların sorularını cevaplarken, program Malezya uyruklu bir grup öğrencinin mini ilahi konseri ile sona erdi.